Sezin ÖNEY
ABD Başkanı Trump’ın “Vizeler, Göç ve Mülteciler” üzerine imzaladığı başkanlık kararnamesinin perde arkası, içeriğinden bile ürkütücü. İlk olarak kararnameyi okuduğumda, belgenin çalakalem, muğlak ve ciddiyetten uzak dili beni şaşırtmıştı. ABD basınında, kararnamenin hazırlanışına dair yer alan bilgiler, bu tuhaf dilin sebebini ortaya koyuyordu. Beyaz Saray, kararname yazılırken, ilgili hiçbir kuruma danışmamış ve kararnamenin uygulamada yol açabilecekleri ile ilgili bilgi alınmamış.
Trump ve yakın çevresi, kararnamenin yazılışı esnasında İç Güvenlik Bakanlığı (Department of Homeland Security), Adalet Bakanlığı (Department of Justice), Savunma Bakanlığı (Department of Defense), Dışişleri Bakanlığı (Department of State) ve Ulusal Güvenlik Konseyi (National Security Council) gibi, kararnamenin içeriği ile bilgilendirilmesi, görüşlerinin alınması gereken kurumlardan hiçbiri ile temas kurulmamış. Normalde, bu kurumlardan hukukçuların kararnamenin sadece içeriği ile bilgilendirilmesi değil, aynı zamanda bu kurumların böylesi bir belgenin yazımında bilfiil görev alması, kendileriyle fikir alışverişinde bulunulması gerekir. Gene normalde, Adalet Bakanlığı’nın Hukuk Danışmanlığı Ofisi’nin her başkanlık kararnamesini, hukuka uygunluğu açısından gözden geçirmesi gerekiyor.
NBC televizyonundan Ken Dilanian’ın görüştüğü kaynaklar, Hukuk Danışmanlığı Ofisi ile böyle bir temas kurulmadığı gibi, kararnamenin taslak halinin Adalet Bakanlığı, Ulusal Güvenlik Konseyi ve İç Güvenlik Bakanlığı tarafından incelenmek istendiğinde, Beyaz Saray’ın bu talepleri yanıtsız bıraktığını ifade etmiş. New York Times’ın bildirdiğine göreyse, ABD Gümrük ve Sınır Güvenliği ile ABD Vatandaşlık ve Göçmen Hizmetleri gibi, kararnamenin uygulanmasından sorumlu olan birimler de bilgilendirilmemiş, kararname ile ilgili, Beyaz Saray ile kısa bir telefon görüşmesi dışında bir temasları olmamış.
Bahsi geçen tüm bu kurumlar, kararnameyi imzalandıktan sonra inceleyebilmişler. Belge, sadece imzalanmadan dakikalar önce, İç Güvenlik Bakanı John Kelly’nin önüne gitmiş. Hâl böyle olunca, Cuma gününden beri, uygulamaya yönelik büyük bir kafa karışıklığı var. Öncelikle kararnamede, tam olarak kimin ABD sınırlarından içeri giriş yasağına tabi olduğuna ilişkin bir netlik yok. Dolayısıyla, çok geniş bir yorum yapıldığında, “Özellikle Kaygı Veren Ülkeler” listesindeki yedi ülke (Irak, İran, Somali, Sudan, Libya, Yemen ve Suriye) ile herhangi biçimde ilgisi olmuş herkesin ABD’ye girişi yasaklanabilir. Zaten, Green Card (Yeşil Kart) sahiplerinin ve çifte vatandaşlıkları bulunanların kapsama dahil olduğu konusunda da, bizzat Beyaz Saray’dan yetkililerin açıklamalar yapması, kararnamenin muğlak dilinin, “geniş yoruma” kapı açmak için kasten şekillendirildiğini düşündürüyor.
Son kertede bu kararnamenin yazılış biçimindeki “puslu ve gri” tarz, kapsamının çok kolaylıkla Suudi Arabistan, Mısır, Türkiye, Pakistan, Afganistan gibi ülkelere doğru da genişletilebileceğinin bir işareti bana kalırsa. Özellikle de bu ülkeler, ABD ile işbirliğinde “sorun” çıkartırlarsa...
Her taşın altında Bannon
İç Güvenlik Bakanlığı’nın kendisi, Yeşil Kart sahiplerinin yasak kapsamında olmadığını öngörüyordu. Ancak, Trump’ın “şahin” iki baş danışmanı, Steve Bannon ve Stephen Miller’ın, İç Güvenlik Bakanlığı’nın bu kararına müdahale ederek, bu yedi ülkeden Yeşil Kart sahiplerinin de, yani daimi olarak ABD’de oturum hakkı bulunanların da yasaklı olduğunu “bildirdiği” belirtiliyor. Bannon, aşırı sağ çizgide yayın yapan Breitbart haber sitesinin kurucularındandı. Miller ise, Trump’ın ekibinde yer almadan önce fazla bir politik tecrübesi olmayan, “Beyaz Milliyetçisi” bir ideolojik çizgi oluşturmaya çalışan genç bir siyasetçi.
Bu ikili, Trump’ın yemin törenindeki konuşmasını da yazmıştı. Konuşmanın, ABD tarihinde bir başkanın yaptığı en “tuhaf” konuşmalardan biri olduğu yorumları da yapılmıştı. Trump, bir enkaz devraldığını vurguladığı konuşmasında, ABD’de “yozlaşmış elitlerin” neden olduğu bir “kıyımın” sürmekte olduğunu ve bunu durduracağını da öne sürmüştü. Trump’ın bu konuşması, gayet net biçimde, ABD başkanlarının geleneksel olarak “bütünleştirici” konuşmalarına ters düşen bir tondaydı. Bannon’un, “Baş Danışman ve Beyaz Saray Baş Stratejisti” sıfatıyla, alışık olunmayan biçimde Ulusal Güvenlik Konseyi’nde (National Security Council) yer alacak olması da, Trump yönetiminde ne kadar etkin olduğunun başka bir işareti. Bannon, Konsey’e girerken, Konsey’de bulunması elzem olacak ve bundan önceki başkanların uygulamalarında Konsey’in daimi üyesi sayılan İstihbarat Başkanı veya Genelkurmay Başkanı “sadece gerektiğinde” toplantılara katılacak. Bannon’ın Trump yönetiminde oynadığı “beyin” rolü, Başkan’ın Putin ile telefon görüşmesinde yanı başında olmasından da belli.
Trump’ın, ABD başkanlarının hiç yapmadığı biçimde, daha yemin töreninin üzerinden sadece birkaç saat geçmişken, ikinci kez adaylığını koyması, kafasının şu anki görevinin gereklerinden çok ikinci kez seçilebilmekte olduğunu gösteriyor. 2020 seçimlerinde yeniden başkan olabilmek için de, Bannon’ın rehberliğine güvendiği belli. Sağ seçmeni kutuplaşma üzerinden kendisine kilitlemeyi amaçlayan bir siyasi çizgi yürüteceğe benzeyen Trump, Bannon’ın “alternatif sağ” (alt-right) ideolojisini de politik belkemiği olarak benimsiyor.
Bannon’ın ön plana çıkması ve Beyaz Saray’ın asıl yöneticisi gibi davranmasına karşılık, yönetim içinde farklı görüşler ileri sürenler de söz konusu. Beyaz Saray Özel Kalemi Reince Preibus, Yeşil Kart sahiplerinin, Kararname kapsamında olmadığını açıklayarak, Bannon ve Miller’a karşı bir tutum sergilemiş oldu. Buna karşılık Preibus, yasaklı ülkelere gitmiş herkesin daha sıkı bir güvenlik taramasından geçirileceğini de belirtti.
Mahkeme kararları, Trump’ı durdurabilir mi?
Amerikan Yurttaşlık Hakları Birliği (American Civil Liberties Union-ACLU), Trump’ın kararnamesine karşı davalar açtı; başka sivil toplum örgütleri ve avukatlar da kararnameye karşı, mahkemeye gitti. 100 kadar vaka için mahkeme başvurusu yapıldığı bildiriliyor. ABD genelinde, dört bin kadar avukatın, Kararname’nin uygulanmasına karşı havaalanlarında gönüllü olarak çalıştığı belirtiliyor. Şimdiye değin, New York, Massachusetts, Virginia ve Washington eyaletlerinde açılan davalarda federal hâkimler, ABD’ye ulaşmış mülteci, göçmen ve ziyaretçilerin sınırdışı edilmesine karşı kararlar aldılar.
İlk alınan kararda, Brooklyn’de federal hâkim Ann Donnelly, kararnamenin uygulanması konusunda geçici olarak yürütmenin durdurulmasına hükmetti. Mahkemenin bu kararı, ulusal çapta geçerli. Fakat bu karar sadece, ABD genelindeki havaalanlarına erişmiş olanların, ABD’de kalması ve geri gönderilmemelerine yönelik. Buna karşılık kararda, gözaltında tutulan bu kişilerin, serbest bırakılmasına yönelik bir ifade yer almıyor. Davayı açan ACLU, Hâkim Donnelly’nin henüz, Trump’ın kararnamesinin ABD yasalarına uygunluğu konusunda kararını açıklamadığına da dikkat çekiyorlar. ACLU, ABD’de havaalanlarında tutulanların isim listesine ulaşmaya çalıştıklarını da ifade ediyor. Buna karşılık, ABD dışından ülkeye dönmeye çalışanlar, mahkemelerin kararlarının kapsamında değil henüz. Ve onlar, uçaklara dahi alınmıyorlar.
Dahası bu mahkeme kararları, kararnamenin tamamen askıya alınması ve geçersiz sayılması anlamına gelmiyor. Yani, ABD genelinde, kararnameyi “sıfırlayacak” bir karar alınmış değil; alınabilir mi orası da tartışmalı. Başkanlık kararnamelerini torik olarak ancak Kongre “sıfırlayabilir”. Gene de, işin bu kısmına yönelik bile çok fazla farklı yorum var. Kongre, Başkanlık kararnamelerini aşacak bir yasayı oylayabilir; fakat Başkan’ın da bu yasayı veto etme hakkı var. Kongre de, üçte ikilik çoğunlukla, başkanın vetosunu veto edebilir. Başkan ve Kongre’nin zıtlaşmayıp, beraber çalışması ve orta biryolda buluşması da mümkün; tabii, söz konusu olan Trump olunca uzlaşmanın ne kadar söz konusu olabileceği meçhul. Cumhuriyetçilerin, Kongre’nin iki kanadında da, yani hem Temsilciler Meclisi, hem de Senato’da çoğunluğu olduğunu da unutmamak gerek. Ve Cumhuriyetçilerin büyük çoğunluğunun, Trump’ın bu kararnamesine yönelik olarak hala sessiz kalmayı tercih ettiğini de...
Öte yandan, ABD Yüksek Mahkemesi de kararnamelerin anayasaya aykırı olduğuna hükmedebilir. Fakat, ABD Başkanı Andrew Jackson, Yüksek Mahkeme’nin Cherokee’lerin haklarını ve özgürlüğünü savunan Samuel Worchester’ın mahkûmiyetine ve Cherokee halkının bağımsızlığına ilişkin verdiği kararı tanımamıştı. Bu olayların 18. yüzyıl sonu, 19. yüzyıl başında olduğunu, köprünün altından çok sular aktığını iddia etmek mümkün. Ama, Trump’ın Oval Ofis’te resmini duvara astığı tek şahsiyetin Andrew Jackson olduğunu da anımsatalım.
http://platform24.org/yazarlar/1987/trump-ve--musluman-yasagi---ne-oldu--ne-olabilir
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024