Sezin ÖNEY
Allak bullak, karmakarışık Türkiye gündeminin aslında çok basit bir açıklaması var; plansızlık, programsızlık, “yaptım oldu” anlayışıyla yürürlüğe sokuşturulan politikaların tozu dumanı içinde ve lafla peynir ekmek gemisinin bir şekilde yürüdüğü bir kaos.
Keşke AKP’nin art niyetleri olsaydı, “gizli planları”, “gizli gündemi”; o zaman, hakikaten üzerine kafa yorulmuş, ciddi ciddi niyet edilmiş bir siyasi çizgi olurdu.
Günlerdir üzerine konuşulan “4+4+4” formülünün aslında, sadece eğitim sisteminde ve çocuklar üzerinde yaratacağı etkiler açısından değil, bir de politikaların oluşturulması, “yaptım oldu” anlayışı bakımından incelenmesi gerekiyor.
Önder İmam-Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği, 4+4+4 tasarısının hükümete ulaşmasını sağlayan sivil toplum örgütü. Başbakan Erdoğan ile çeşitli kereler görüşmüşler, hatta Başbakan’ın, derneğin 475 numaralı üyesi olduğu bilgisi derneğin sitesinde de yer alıyor.
Önder, bir sivil toplum örgütü olarak çalışmış, kendine göre doğru olan bir model ile, en azından hükümetin önemli bir kanadını etkilemiş. Zaten, olması gereken de bu, sivil toplum örgütleri, devlet ile beraber çalışmalı, hükümetleri, siyaseti yönlendirecek güce sahip olmalılar.
Sorun, tablonun geri kalanında. Sivil toplum örgütlerinin birçoğu için, değil Başbakan’ın “huzuruna çıkabilmek”, Meclis’in veya AKP’nin kapısından içeri adım atabilmek, hayallerinde bile göremeyecekleri bir durum.
Meclis’te, aslında devletin her kademesinde olduğu gibi, bürokratlar arasında da, samimi bir ilgi ve heyecanla, sivil toplum ile siyasetçileri buluşturmaya, hatta biraraya gelme mekanizmalarını resmen oluşturmaya çalışanlar var. Hatta, Meclis’te bir “Sivil Toplumla Diyalog” birimi oluşturulması için de, Meclis kendi içinde yaklaşık beş yıldır çalışılıyor.
Böyle bir birimin kurulması, sadece Meclis Başkanı’nın bir işaretine bağlı. Altyapı, Meclis bürokrasisi açısından büyük ölçüde hazır. Ancak, bu birim, “sivil toplumla diyalog sağlayacak bir birim kurulması”, nedense taşı elinin altına sokmak olarak nitelendiğinden bir türlü hayata geçemiyor.
Tabii, bu birim gerçekten hayata geçirilebilirse, oluşturulması aşamasında da, sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin alınması gerekecek.
Şimdiki halde, Önder’in 4+4+4 örneğinde olduğu gibi, atı alan Üsküdar’ı geçiyor, konuyla ilgili sözü olabilecek birçok kuruluş, hatta karardan etkilenecek bireylerin kendileri karar alma sürecine katılamıyor.
TÜSİAD, Ankara’da Meclis’le aktif olarak ilişkisi olan, özellikle ekonomik konularla ilgili çalışan komisyonları takip eden bir kuruluş. TÜSİAD bile, bu kadar dışlanıyor, “ne hakla görüşünüzü açıklarsanız” konumuna düşürülüyorsa, Türkiye’nin dört bir yanında canla başla, çok büyük imkânsızlıklar içinde çalışan derneklerin düştüğü çaresizliği bir düşünün.
Seçimler öncesi hazırlanan çerçevesi üç aşağı beş yukarı belli stratejik hedefler çerçevesinde hareket eden partilerin iktidar olduğu bir ortamda değiliz.
O nedenle, güç sahibi kulaklara bir anda hoş gelen, arka planı hiç düşünülmemiş böyle projeler, birden Türkiye’de insanların yok yere kutuplaşmasına, birbirlerine öfkelenmesine, birbirlerini siyasi ateş hatları üzerinden düşman görmesine neden oluyor.
Farklı kesimlerden sivil toplum örgütleriyle sürekli diyalog halinde olabilen bir Meclis, hem toplumun nabzını elinde tutabilir, neye ne zaman nerede nasıl ihtiyaç duyulduğunu hakkıyla analiz edebilir, bu örgütlerin uzmanlığından faydalanabilir ve yasama süreci de, böyle keyfe keder, kavga dövüş olmadan yürütebilir.
Türkiye’de eğitim alanında çalışan birçok sivil toplum örgütü, düşünce kuruluşu var; sivil toplum, sadece halkın farklı kesimlerinin iradesini, düşüncelerini, görüşlerini yansıtması açısından değil, bilgi birikimiyle de, politikaların belirlenmesinde önemli rol oynayabilir. Üstelik de, bu rol, Türkiye’de siyasetin temel kilitlenme noktası olan, “uzlaşma kültürünü” geliştirmesi açısından çok da yararlı olur.
Çok da zor değil herhalde bunu yapmak; zor olan bugünkü kargaşa aslında.
İstanbul merkezli Eğitim Reformu Girişimi (http://erg.sabanciuniv.edu) 2003 yılından beri, eğitim sisteminde reform nasıl olabilir, herkes kaliteli eğitime nasıl erişebilir, bu konular üzerine kafa yoruyor.
ERG’nin konuyla ilgili hazırladığı bilgi notlarına, internet sitesinden erişmek mümkün; süreçteki plansızlık, ilköğretimi kademelere ayırmak Milli Eğitim Bakanlığı’nın bugünkü bütçesinin en az yarısı kadar, yani 20 milyar TL harcama gerektirecek. Yaklaşık 65 bin yeni dersliğe ve bir o kadar da öğretmene gerek duyulacak; bu nasıl sağlanacak?
Sadece bu konuda değil, Kürt Açılımı’ndan Roman Açılımı’na, Türkiye’de insanların hayatlarını doğrudan etkileyen bir çok adımda, aynı bu “tamam işte böyle yapalım” mantığı hâkimdi.
Sonra da, lafa ola beri gele, “aklıma esti yaptım” politikaları, “çoğunluğun dediği” olur diye açıklanmaya çalışılıyor.
Bir kere, “çoğunluğun iradesi” kavramı, 18. yüzyılda filozof Jean Jacques Rousseau tarafından meşhur edildiğinden beri köprünün altından çok sular aktı.
Son bir yüzyılda, demokrasinin, belli aralıklarla oy vermek, en çok oy alanın da “demokratik hükümet” olarak tanımlandığı günler de, geride kaldı. Tabii, Türkiye’nin siyaseti biraz daha geriden geliyor, yavaş yavaş 19. yüzyıldan 20.’sine geçiliyor, geçilecek.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024