Sinan ÇİFTYÜREK
Belli başlı güç merkezlerinin Ortadoğu’da hesap kesim tarihi ufukta gözükmese de gelişmeler, küresel ve bölgesel aktörlerin pozisyonlarını giderek netleştiriyor. Yeni ittifaklar ve uzlaşmalar şaşırtıcı bir hızla ilerliyor. Özetlemek gerekirse:
I - İngilizler (Batı) için Türkiye’nin, “Sovyet tehdidi” karşısındaki “stratejik denge unsuru” olma konumu, SSCB ve Sosyalist Blok’un 1991’de yıkılmasıyla ortadan kalkmıştı. Küresel düzlemde sosyalizm-kapitalizm savaşında Türkiye’nin “komünizmin sıcak denizlere inmesi”ni engelleyen jeopolitik konumuna ihtiyaç kalmayınca Kuzey Atlantik ittifakında “Türkiye’nin önemi azaldı” tartışmaları da yoğunlaştı. Çok geçmeden bu kez gerek Asya üzerinde egemenlik savaşındaki jeostratejik konumu, gerekse Doğu ile Batı arasında enerji nakil hatları üssü (Türkiye İsrail anlaşmasında bunun payı önemli) olmak üzere Türkiye birçok açıdan yine Batı için önemini korudu, koruyor. ABD ve müttefikleri izledikleri Kürdistan politikası ve İran ile vardıkları anlaşmayla Türkiye’nin Batı çıkarları açısından bölgedeki önemini hafifletmenin yollarını arıyorlar.
II – Suriye’den Yemen’e, Filistin’den Kafkasya’ya kadar hegemonya hesaplarını icra etme plan ve yeteneğindeki İran’ın Batı eksenine çekilme hamleleri; Avrasya egemenlik hesaplarında Rusya’yı yalnızlaştırma-kuşatma plan ve hesapları kadar, Türkiye’ye olan bağımlılığı azaltma hamlelerinden biridir aynı zamanda. Fakat ABD’nin İran’ı, kullanmasından çok İran’ın Batıyı çıkarları doğrultusunda kullandığı söylenebilir.
İran, ABD’nin izlediği Kürt politikasının kendisi açısından oluşturduğu “tehlikenin” farkında olarak hem Kürt siyaseti içerisindeki ellerini güçlendirmeyi sürdürüyor hem de Türkiye ve diğer sömürgeci devletlere “ortaklaşalım” çağrısını tekrarlıyor.
YNK ile Goran Hareketi’nin yakınlaşması hatta olası birliği, Kürdistan siyasetine iç dengenin gelmesini sağlayacak ve ulusal birliğe hizmet edecekse önemlidir, desteklenmelidir. Güney Kürdistan’da Barzani ailesinin başkan, başbakan gibi mevkileri sürgit elde tutması da savunulamaz ki kendileri de savunmuyor. Ancak PDK üzerinden geliştirilen bağımsızlık karşıtlığı, üstüne üstlük İran parmak izlerini de taşıyorsa halkımızın davasına zarar verecektir, karşı çıkılmalıdır.
2009 yılında Goran’ın YNK’den ayrılması kadar bugün yeniden birliğe yönelmesinde ve Kerkük meselesinde, İran’ın parmak izlerinin olduğu kaygıları yaygın. Özetle Kürdistan bağımsızlık hamleleri geliştikçe içerden bir dalgakıran olarak İran daha fazla hareketleniyor.
İran sadece içerden siyasal müdahale ile yetinmiyor askeri olarak da Irak, Suriye ve Kürdistan parçalarında aktif durumda. “İran İslam nizamı ve topraklarını tehdit eden her unsuru anında yok etmeye kararlıyız”(Devrim Muhafızları Ordusu Komutan Vekili Tuğgeneral Hüseyin Selami) diyerek askeri olarak da tehdit ediyor. Bu tehdidine bahane olarak da PDK-İ Peşmergelerinin son haftalardaki kimi eylemleri gösteriliyor. Yıllardır Kuzey’den devam eden Türk devleti saldırılarına, İran saldırıları da Doğu sınırından eklenirse ki ekleniyor Güney Kürdistan buna ne kadar dayanır? Batı ve İsrail muhtemel bir İran saldırısında nasıl hareket eder?
Kısacası İran büyük şeytan düşerken bile çelme takmayı ihmal etmiyor.
III- “Türkiye, Doğu ekseniyle ortaklaşma arayışına girebilir” uyarısını sıkça yaptık.
İran’ın pozisyonu nettir, mevcut statükonun devamı için savaşıyor, yok eğer illa da statüko değişecekse “bu benim çıkarlarım doğrultusunda olmalı” diyerek Doğu eksenindeki duruşunu koruyor. Batı ile yakınlaşmayı da bu strateji çevresinde sürdürüyor. Demem o ki İran, ulusal özgürlük mücadelesinde halkımızın bugün kendini koruması gereken birincil düşmanıdır.
Pozisyonu net olmayan tam anlamıyla iki ara bir derede kalan Türkiye’dir. Kendisi Batı (NATO) ittifakının etkin gücü ama gönlü Doğu ekseninin yanı statükoyu savunan Rusya-İran-Suriye ittifakının başarısından yana. Hem statükonun değişmesini savunan emperyalist Batı bloğunun 60 yıllık müttefiki hem de statükoyu ölümüne koruyan emperyalist Doğu eksenin başarısına sadece duacı olmakla kalmıyor giderek bu eksenle yakınlaşıyor da.
Güney Kürdistan’daki gelişmelere, Rojava’ya ABD, Fransız, Alman özel kuvvetlerinin yerleşmesi ve Doğu Kürdistan’daki ulusal özgürlük mücadelesinin son aylarda yeniden güçlenmesi eklenince, bu durum sadece Türkiye’yi değil İran ve Rusya’yı da ciddi rahatsız ediyor. Bu gelişmeler İran-Rusya-Esad eksenini iyice perçinlemekle kalmadı Türkiye’nin Doğu eksenine yaklaşmasını da tetikledi. İran’ın “bugün Irak-Suriye yarın sıra sana sonra bana gelecek, gel birlikte karşı duralım” çağrıları Türkiye hükümetinde karşılık bulmaya başladı. Amerikan Sesi radyosuna konuşan VASA Strategies’in CEO’su Ryan Greer’in, “Kürtlere, fazla ileri gitmeleri durumunda bölge hükümetlerinden karşı bir hamle geleceği ortada” dediği süreçte İran arabuluculuğunda Türkiye Suriye buluşması Cezayir’de gerçekleşti denildi.
Türkiye’nin esas Kürdistan’daki gelişmelerin basıncıyla tükürdüğünü yalayarak Rusya ile yeniden anlaşması Kürdistan meselesinde Türkiye’yi Doğu eksenini daha da yakınlaştırabilir. Bu durumda ABD’nin, “izlediğim Kürdistan politikalarına karşı Türkiye ile İran ortaklaşırsa bölgesel dengeler aleyhime kökten değişir” kaygısının tetikleyeceği muhtemel gelişme düne göre daha reel.
İran’ın Türkiye ile ortaklaşması kolay değil ancak mesele Kürdistan olunca imkansız da değil. Bilindiği gibi İran ile Türkiye arasında, Ağrı isyanını bastırmak için Türkiye tarafından önerilen ve 23 Ocak 1932’de imzalanan anlaşma ile “Maku-Beyazıt yolunun sınırı kestiği noktadaki Kotur ve Bazirgân’ı kapsayan toprakların” İran’a verilmesi karşılığında Ağrı Dağı’nın tamamının Türkiye sınırları içine alınması sağlanmıştı. Bugün ciddi tavizler vererek İsrail ve Rusya ile anlaşan Mısır ile aynı süreci başlatan Türk devleti, yarın büyüyen Kürdistan “tehdidi” üzerinden Esad la da uzlaşmaya giderse kimse şaşırmasın. Cezayir bunun ilk adımı.
IV – Batı ve Doğu eksenlerinin Irak ve Suriye sahasındaki müttefikleri netleşiyor
Irak ve Suriye’de süren savaşta Batı ve Doğu eksenlerinin üzerinde geleceğin hesabını yaptığı müttefikler meselesi sahada giderek belirginleşiyor. ABD liderliğindeki Batı’nın Irak ve Suriye’de esas Kürdistan ulusal güçleriyle ortaklaşması derinleştikçe, Şii ve hatta Sünni Araplarla aradaki mesafenin açılmakta oluşunu şimdilik göze aldığı görülüyor. Bu durumda Rusya ve İran liderliğindeki Doğu ekseni ise iki ülkede de Şii ve Nusayrileri esas alarak egemenlik sahalarını genişletme çabasında.
Felluce’de İran destekli Irak güçleri etkin olunca Musul operasyonunda Kürtler ile Arapların dengesi gözetilse de Peşmergenin etkin olması hedefleniyor. Irak’ta şimdilik Kürtler Batı, Şii Araplar ise İran ile bağlarını güçlendiriyor ki IŞİD sonrası yeni gelişmeler olmazsa bu süreç derinleşecek. Sünni Arapların pozisyonu da yine IŞİD ve özellikle Musul sonrası Arap- Kürt ilişki ve çatışmasına bağlı şekillenecektir. Arap milliyetçiliği Kürtler karşısında mezhepçiliği aşar mı aşmaz mı? Burada tayin edici unsur Musul’un geleceği olacak. Çünkü:
Güney Kürdistanlı halkımız ulusal bağımsızlıkla paralel kendi coğrafik sınırlarını da netlikle belirlemek istiyor. 2014’te IŞİD saldırısı ile Irak ordusunun terk ettiği Şengal, Kerkük, Qanaqin ve Diyala gibi Kürdistan topraklarında fiili denetim kuran Peşmerge, buranın referandumla resmen de Kürdistan hükümetine bağlanması mücadelesini veriyor. IŞİD’e karşı savaşta Şengal’den Diyala’ya kazılan hendekler Kürdistan sınırlarını az çok belirliyor fakat Irak rejimi bu sınırı tanımıyor. Bu açıdan Musul’a operasyon kilit önemde olacaktır.
Suriye’de ise Rus ve İran destekli BAAS ordusu, Palmira kenti, Lazkiye kırsalı ve Lübnan sınırı ile Şam çevresinde mesafe alarak Halep’e yönelince, ABD bunu dengelemek için YPG’nin etkin olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Rakka ve Menbiç’e yüklendi. Mesele açık, Rusya ve ABD kendi müttefikleriyle egemenlik alanlarını oluşturmak istiyorlar.
ABD ve Batı, ağırlıkla Kürtler üzerinden oyunu kurarken Arapların da elini bırakmıyor fakat IŞİD sonrası olası bir Kürt Arap çatışması durumunda Batı hem Kürt hem Arap elini aynı anda tutamaz.
V - Ortadoğu’da Kürtlerin de artık ağırlık merkezlerinden birini oluşturulacağı bir siyasal denge oluşuyor
Kürtler, Ortadoğu’da yeniden yön arayan tarihin en önemli dinamiklerinin başında geliyor ki bağımsız Kürdistan devletinin doğum sancıları çekiyor olmasının esas nedeni budur. Kürtler tarihlerini ve geleceklerini arıyorlar. Bu açıdan bağımsız Kürdistan’ın kuruluşu öncelikle Kürt siyasetinin görevleri arasındadır sonra bölgede sınırların yeniden çizimine bağlıdır.
Bölgenin yeni siyasal haritasında, Kürtler ve Kürdistan’sız siyaset denklemi kurulmayacağı gerçeğini gören herkes, bölgenin önemli aktörleri olan Farslar, Türkler, Arapların yanı sıra Kürtlerle de ilişkileniyor. Öyle ki statükonun değişmesini savunan Batı güçleri kadar statüko bekçileri Rusya, İran, Çin gibi Doğu ekseni güçleri de bağlantı kuruyor.
Bölgede yeni bir dengeleyici unsur olarak Kürtlere sağlanan destek, özellikle Güney ile Batı Kürdistan’ın birleştirilmesi hatta uzun vadede Akdeniz’e olası bir enerji koridoru açılmasının kimi ön hamleleri olarak okunabilir. Yakın vadede emperyalist Batı (ABD’nin) Güney ve Rojava Kürdistan’ındaki askeri üsleri; Malatya, Batman ve İncirlik askeri üslere alternatif olup Türkiye’ye olan bağımlılık azaltılmak hedefi kadar İran’a da bir mesajdır.
Denilebilir ki, İngilizlerin dün çıkarları gereği bağımsız Türk devletini desteklemeleri neyse bugün ABD’nin bağımsız Kürdistan’ı desteklemeleri de odur. Değişen zaman ve taraflardır.
VI - İç sorunlara rağmen Kürtler (Rojava ve Güney Kürdistan) fiilen Batı ekseninde birleşiyor.
İran’ın Kürdistan parçaları içerisindeki elinin güçlü varlığına; YNK’nin bağımsızlık ve Kerkük meselesinde yaşadığı karar içerisinde kararsızlığına; aynı konularda Goran’ın bir ileri iki geri tavrına; PDK’nin iç siyasette hegemonik tavrına; PKK’nin bağımsız ulus devlet istemiyorum ısrarına; Kerkük valisi Necmettin Kerim’in bağımsızlık referandumu sürecinde YNK’nin ve Güney Kürdistan’ın zayıf karnını oluşturmasına rağmen …
Bağımsız Kürdistan meselesi artık zaman meselesidir.
PYD ile PKK’nin genelde ve Rojava özelinde sıkça dile getirdiği “Üçüncü yol” siyaseti pratikte beklenenden erken bitti, bitiyor. Başından beri hem ABD hem de Rusya’nın elini eşit ağırlıkla tutarak yol alınamaz dedik ve öyle de oldu. Türkiye’nin Rusya ile anlaşması PYD’nin ABD (Batı) ile ilişkilerini daha güçlendirecektir. ABD (Batının) Güney Kürdistan’da pozisyonu neyse Rojava’da da benzer bir pozisyon oluştu, oluşuyor. ABD’nin Rojava’da PYD için de vazgeçilemez hale gelmesi iki parçanın birliğinde rol almasında elini güçlendirecek. Bugün Sımelke sınır kapısının açılmasında PDK yarın Rojava Peşmergesinin dönüşünde de PYD ikna edilir! Gelişmeler bu yönde ilerliyor.
*Batı ekseni gibi Doğu ekseni de emperyalist olup kendi çıkarlarının peşindedir. Aradaki fark şudur; ABD liderliğindeki Batı, emperyal çıkarlarını Asya özelde de Ortadoğu’da yeni devlet ve sınırlarda görürken, Rusya liderliğindeki Doğu emperyalist güçlerin ise çıkarlarını mevcut sınır ve statükonun devamında görmeleri nedeniyle bağımsız Kürdistan’ı hedefleyen ulusal hareketin çıkarları Batı ekseni ile fazla örtüşmektedir.
Sonuç olarak; Kürdistan’ın tarihsel trajedisini oluşturan dörde parçalanmışlık nedeniyle Kürt ulusal partileri; “düşmanımın düşmanı dostumdur” siyasetini tümüyle aşamasalar da, parçalar arası ulusal birliği güçlendirirlerse bölge devletleri ile ilişkilerini birbirlerinin karşıtlığa dönüşmeyi engelleyebilirler, engellemelidirler.
Güney Kürdistanlı partiler ise esas kendi aralarında bağımsızlık hedefinde kenetlenerek ortak iradeyle tutum alırlarsa ikinci adım olarak Kürdistan’ın diğer parçalarındaki ulusal hareketin Güney Kürdistan’ın bağımsızlığına destek vermesi daha fazla anlam kazanır. 03.07.2016
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018