Sinan ÇİFTYÜREK
Kürdistan meselesinde, birbiriyle bağlantılı yeni gelişmeler var. Kürdistan parçalarında yaşananlar, Kürt meselesinin çözümünde siyasal çıtayı yükselti ve denilebilir ki çözümün içeriği makas değiştirdi. Üstelik bu yükselme Kürdistan coğrafyasının hareketlenen jeopolitiği nedeniyle siyaset kadrosundan da belirli ölçüde bağımsız gelişiyor. Türk devleti ve çözüm odaklı herkesin başta bunu göz önünde bulundurması gerekiyor.
Kürt meselesinin, Kürdistan meselesine evirildiği günümüzde, Türkiye yeni bir çözüme yönelmeyi göze alabilecek mi? Daha resmen Kürdün varlığını kabullenmemiş tekçi-ırkçı ulus devletin temsilcileri; coğrafik statüyü içerecek çözüm masasına oturacak mı? Şu an bunun verileri var mı? Geçmiş-geleceğiyle irdelenmesi gerekiyor.
Kürtlerin yerel ve merkezi iktidar seçimlerinde anahtar hale gelmeleri; Türkiye’de iktidar ve muhalefet nezdinde birden kıymet kazanmasını sağlarken, çözüm paketinin de “buzdolabından çıkarılması”nı tetikleyen faktörlerden biri mi?
I - Kürt meselesinde çözüm çıtasının yükselmesi temelinde yatan belli başlı olgular
Bir süreden beri yeniden tartışılan ve Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesiyle daha da hareketlenen siyasal çözüm, masaya 2013’teki içerikle gelmeyecek. Söylem ve kavramsal olarak 2013 taşınsa bile illaki yeni girdilerle masaya gelecek. Bunun birden fazla iç ve bölgesel nedenleri bulunuyor. Yaşanmış Dünya deneyleri de, yeniden başlatılan her çözüm, sonuçsuz kalan önceki adımların aynen tekrarı olmamış, bizde de olmayacak. Yakından bakıldığında, Çözümün çıtasını yükselten ya da makas değiştiren şu gelişmeler öne çıkıyor:
Birincisi; “ABD liderliğindeki Batı ile Rusya liderliğindeki Doğu eksenlerinin son 30 yıldan beri süren Küresel hakimiyet savaşları, esas olarak Asya üzerinde sürmekte olup Ortadoğu-Kürdistan bu savaşın merkezinde yer almaktadır. Bu uzun süren savaşın yakında sonlanacağının işaretleri görünmüyor çünkü savaşın küresel ve bölgesel aktörleri ne uzlaşarak ne de savaşarak çözüm üretemiyorlar. Üstelik ABD’nin Körfez’de İran’a karşı uygulayacağı ambargo ile savaşı daha da ağırlaştıracaktır. Halkların bağımsız siyasal iradesi ise halen çözüm dinamiği olmaktan uzak.” (KKP Kasım 2018 Kongre kararından)
Sadece İran’a ambargo üzerinden değil; İdlib, Efrin, Fırat Doğusu, Şengal Kerkük, Gazze/Filistin, Yemen…..yani Doğu Akdeniz’den Basra Körfezine savaşın tırmanma potansiyeli taşıması, Kürdistan meselesinde çözümün makas değiştirmesinin tetikleyicilerinden biridir. Çünkü bu iklim coğrafyanın siyasallaşmasının ana nedenidir.
İkincisi; Bu iklimde, Kürdistan coğrafyasının olağanüstü hareketlilikle siyasal içerik kazanması (ki süreç olarak devam ediyor); başta Güney ve Rojava olmak üzere Kürdistan parçalarında; Kürt meselesi Kürdistan meselesine doğru genleşmesinin önemli bir nedeni. En küçük Kürdistan parçası Rojava’da bile meselenin oturduğu çözüm çerçevesi artık Kürtlerin bireysel-kültürel haklarını aşarak coğrafyanın statü kazanması seviyesine yükseldiyse, Kuzey’de meselenin artık kültürel haklarla yani coğrafik statü olmadan bireysel haklarla sınırlı çözümlenmeyeceği çok netçe herkese göstermiş olması, çıtanın yükselmesinde diğer bir faktör. Elbette burada, halkımızın yüz elli yıllık özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin altını çizmemiz lazım!
Üçüncüsü; Aynı siyasal iklimde, Güney Kürdistan’ın, belli bir geriden takiple Rojava Kürdistan’ının askeri-siyasal yapılanmasıyla Irak ve Suriye’de ikili devlet yapısını fiilen oluşturmuş olmaları; Kuzey ve Doğu Kürdistan parçalarındaki çözüm çıtasını yükselten en önemli etken. Türkiye’nin, Iğdır’dan Hakkari-Kilise uzanan Kürdistan sınırını beton duvarla sonra canlı kalkanlarla örmesi de bu etkilerin geçişini engelleyemedi, Hatta çaresiz-çözümsüz askeri saldırı ve işgalleri geliştirmesi bile farkında olmadan Kürdistan parçalarının hem siyasal içerik kazanmasına hem de bölgesel küresel tanınmasına hizmet ediyor.
Dördüncüsü ve en önemlisi; bağımsızlık referandumunu gerçekleştiren Güney’in, Kerkük yıkımına rağmen bağımsızlık ilanı için bölgesel-küresel güç dengelerini gözetiyor konumda beklemesi. Kerkük ve diğer “tartışmalı” kentlerin Irak Federal Anayasa’sının 140. Maddesi gereği referandumla çözümü BM gündemine gelme durumunun güçlenmesi durumu da var. Başbakan Nêçirvan Barzani’nin Kerkük ve diğer “tartışmalı” kentler için BM’ye başvurmasıyla BM Irak Özel Temsilcisinin; “140. Madde konusu uzun zamandır diyalog masasında. Sanırım artık sorunun köklü çözümü için vakit geldi” diyerek üçüncü taraf olarak gözlemci olabilme mesajını vermesi...Kısacası bağımsızlık ilanının gündemden düşmemiş olması siyasal çıtayı yükselten önemli faktörlerden bir olmanın yanı sıra Türkiye ve İran’ın hep teyakkuz halinde olmalarının da asıl nedenidir
Beşincisi; Kürt siyasal dinamiklerinin, bölgesel denklemin ötesinde küresel güç merkezlerinin bölgedeki önemli müttefikleri haline gelmiş olmaları. Güney Kürdistan’ın ise, artık Bölgesel hatta Küresel enerji denkleminin de bir parçası haline gelmesi... İran’a ambargo nedeniyle sıkışan Türkiye’nin ilk kapısını çaldığı ülkenin Güney Kürdistan olması tesadüf değil. Seçim propagandası boyunca “yalla” hatta “defolun Kürdistan’a” deyip duranlar şimdi en üst (Dışişleri Bakanı) düzeyde 28 Nisanda Hewlêr’e gidip değişmez gündem Kandil ile birlikte ekonomik krizi hafifletecek ticari görüşmeler yapmış olmaları çıtayı yükselten önemli faktör çünkü “orada Kürdistan bayrağı ile Türkiye bayrağı yan yana konulurken burada Kürtlerin resmen halen Türk sayılmasının derin çelişkisini yansıtır.
Alıncısı; Hatta Çin, Japonya, Almanya…ve farklı hesaplarla Rusya’nın Güney Kürdistan ile ciddi enerji yatırımlarına gitmeleri bu amaçla siyasal-askeri ilişkileri geliştirme gerçeği, çözümde çıtanın yükselmesinin diğer etkenidir.
Yedincisi; Türk yetkililerin, Kürt çözüm paketini buzluktan çıkarmak isterken illaki Kürdistan parçalarında siyasal çözüm çıtasının yükseldiğini hatta içerik olarak makas değiştirdiğini, bu yükselmenin de esas Kürdistan coğrafyasının hareketlenen jeopolitiği nedeniyle siyaset kadrosundan kısmen bağımsız gerçekleştiğini gördükçe, daha çok dehşete kapılıp “askeri olmuyor bu kez siyasal çözümle önlerini kesebiliriz miyiz” deme ihtimallerini ekleyelim.
Kısacası, bu süreçlerde Kürt meselesi Kürdistan meselesine dönüşmekle kalmayıp her açıdan derinleştiği, son 30 yıllık yoğun askeri müdahalelerle de bunu durduramadıklarını pratikleriyle gören Türk yetkililer, Kürdistan meselesi küresel aktörlerle daha fazla ilişkili hale gelmeden siyasal çözüme dönmeyi hedeflemiş olabilirler.
II - Demek ki Türkiye yeni bir çözüm aramıyor birden fazla nedenle çözüme zorlanıyor
Türk devleti ve AKP iktidarı, Kürt meselesini çözmeyi amaçlayan bir yönelimden çok birden fazla nedenle çözüm paketini yeniden açmaya zorlanıyor. Yoksa barışçıl siyasal çözüm hedeflenseydi Kandil hedefiyle Hakurk işgal edilmezdi.
Çünkü Türkiye’nin Hakurk “Pençe” harekatına yüklediği misyona bakılırsa, barışçıl siyasal çözüm yerine askeri çözümden ısrar ettiği görülür. Çünkü Hakurk harekatıyla hedef Kandil belirlense de bununla sınırlı değil. Kürdistan parçaları arasında özellikle Güneyi ile Rojava yani Kandil-Şengal-Qamışlo arası ulaşımı kesmeyi hedefliyormuş! Kürdistan politikaları nedeniyle ABD’ye mesaj vermek ve Suriye’de elini güçlendirmek...istiyormuş! Bahçeli ekledi “gitmişken Fırat Doğusunu da halledip” gelin! Sanki patates toplamaya gitmişler! Aslında bu hedeflerin hiçbirisinin gerçekleşmeyeceğini Türkiye pratiğiyle biliyor ama zorlandığı çözüm nedeniyle elini güçlendirmek veya “ya tutarsa” hesabıyla askeri çözümü bir daha deniyor. Türkiye’yi muhtemel bir çözüme zorlayan görünür faktörler olarak:
Bir; Türkiye bugüne kadar “Çelik-Çekiç-Şafak-Güneş-Fırat Kalkanı…” harekatları düzenledi ama bir şeyi çözemedi. “Pençe harekatı” ile çözüm olmayacak. Onca askeri harekata rağmen sonuç, Güney Kürdistan’da Konfederal devlet, Rojava Kürdistanı’nda fiilen federal yapı oluştu! Dün nasıl ki ortadan kaldıramadığı Güney Kürdistan’ı resmen tanımak hatta büyük dış ticari ilişkiler geliştirmek zorunda kalındıysa bugün belli farklılıklarla aynı durumla giderek Rojava Kürdstan’ı ile de yüz yüze geliyor olması.
İki; “Güney Kürdistan’ı engelleyemedim bari Rojava’yı engelleyeyim” politikasını Suriye savaşı çıktığı günden beri izleyen Türk Devleti, sonuçta Şehba, Efrin işgallerine rağmen hedefine varmadı. Hedefte önce Minbiç sonra Fırat Doğusunun tamamının işgal edilmesini içeren Güvenli Bölge vardı, bunun sonuçsuz kalması Türkiye’yi yeni arayışlara itiyor. Ayrıca Türkiye’nin Rojava’yi tanıması, içerde açılacak yeni çözüm paketinin de ön şartlarından biri haline gelmesini ekleyelim. Rojava’yı tanımış ve ilişkilenmiş bir Türkiye yarın “Esad gitsin” karşıtlığında Kürtlerle ortalaşabilir mi? ABD’nin de hedefi bu ortaklaşmayı sağlamak.
Üç; Türkiye’nin, Rusya’dan “İdlib askeri harekatı durdurulsun” çağrısıyla Suriye İdlib operasyonunu geçici soğutmaya aldı. Bunda Rusya’nın etkisinin yanı sıra ABD/İngiltere bloğunun “kimyasal silah kullanırsa saldırırız” beyanları da etkili oldu. Soğutmaya alınsa da Suriye İdlip’i almada ısrarlı. Bu ısrar Türkiye üzerine şimdiden karabasan gibi çöken iki meseleyi öne çıkarıyor; “İdlip düşerse silahlı Cihadistleri ne yapacağım”? Çünkü Cihadistleri aktaracağı Güvenli Bölge yok. Ayrıca İdlip’ten sonra Türkiye’ye “artık Efrin-Şehba’dan çıkın” denilecek olması! Bu durumda Türkiye, “madem Rojava’yi işgal edemedim, madem çok uğraştığım Arap Kemerini oluşturamadım o zaman dost olayım” yaklaşımıyla ilişkiye zorlanma hali var.
Dört; Türkiye’yi Güney, Güneydoğu’dan çevreleyen haritanın siyasal-ekonomik tercümesi; Güney ile Rojava Kürdistan’ı, Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan kapılarıdır. Ortadoğu ile ekonomik-ticari ilişki kuracaksan, Kürdistan atlanarak olmuyor. Ya yok edeceksin ya tanıyacaksın. 100 yıldır dört sömürgeci devlet birlikte yok edemediniz, elde tanıma seçeneği kaldı, tıpkı Güney’i tanıdığız gibi. Tabi Antep, Urfa hatta Ege sermayesinin, “Rojava’yla var olan kapıları açın yenilerini ekleyin ticaret yapalım” basıncı da var.
Beş; Türkiye epeydir S-400 ile Rojava pazarlığını ABD’yle yaptı halen de masada. Yani “sen Rojava’yı bana bırak ben de S-400’lerden vazgeçeyim” dedi olmadı. Güvenli Bölge ısrarı ile Rojava’nın işgalini hedefledi olmadı. İdlib sonrası Suriye ve Rusya tarafından “Efrin-Şehba’dan çekilin” baskısının da görünür olması ve Rojava ile ilişkilenmenin içerdeki çözüm ön şartı haline gelmesi, Türkiye’yi Rojava ile ilişkilenmeye zorlayan gelişmeler. Böyle olunca, ABD aracılığıyla SDG ile görüşmek yerine “doğrudan görüşeyim” seçeneğini tercih ettiğinin kimi verileri basına yansıdı; MİT’in SDG komutanlarıyla doğrudan görüşmesi gibi.
Altı; Ağırlaşan ekonomik kriz, S-400 ve F-35 gerilimi nedeniyle ABD’den gelecek ekonomik, askeri ambargoyla hızla derinleşip kontrolden çıkabilir olması. Buna siyasal baskılar da eklenirse Türkiye'yi bunaltacağı korkusu, Türk iktidarını yeni arayışlara itti. ABD ve AB ile ilişkileri iyileştirmede bizzat Erdoğan tarafından “yargı reformu” paketi üzerinden mesaj üstüne mesaj gönderme hamleleri çerçevesinde Kürt meselesinde de yeniden siyasal çözüme dönülebileceğinin kimi ön işaretlerini vermek zorunda kalması. Bu arada ABD, AB ile ilişkilerini yeniden güçlendirirse, Rusya ile ne yapacak? Onu da Türkiye dert etsin.
Yedi; Türkiye’nin Batı ve müttefikleri İsrail, Mısır’la yaşadığı geriliminin, Doğu Akdeniz doğal gaz aramalarında sorunlara yol açması, Türkiye’yi zorlayan diğer gelişme. Şu kadar “arama-tarama gemisi gönderdim, hakkımı yedirtmem” dense de yalnızlığın ciddi güçlükleriyle yüz yüze! Bunu aşmak için kimi yeni adımları atma zorunluluğu var!
Sekiz; Bütün bunlara ek olarak Kürt meselesinin, iki ucu keskin bıçak misali canını yakması gerçeği ise çözüm meselesinde zorlayıcı esas faktördür. Çünkü Kürtlerin, bir yandan demokrasi ve özgürlüğün büyük dinamiği olma gerçekleri var ve bunu 31 Mart’ta gördük. Diğer yandan Türk ırkçı rejimin temel hak-özgürlükleri frenleme hatta tırpanlamanın her daim hazır bahanesi yapması durumu var! Yani atacakları her adımda; “ya Kürtlerin ayrılmasını hızlandırırsa” korkusu! Bu ikili durumun daha fazla sürdürülebilir olmaması gerçeğiyle çıplak yüzleşmesi, Türkiye’yi zorlayan diğer bir faktör.
Türkiye’yi yeni çözüme zorlayan, zorlayacak olan bu olgu ve gelişmelerin toplamıdır. Bu sıkışmışlıkta Türk devletinin yeni çözüm sürecine yöneleceğinin kimi işaretleri var. AKP’yi aşan devletin yeni bir çözüme yöneldiğinin işareti; Bahçeli’nin “bana sorarsanız Öcalan avukatlarıyla görüşebilir” demesi ve Kılıçdaroğlu’nun Kürt ana dili ile ilgili açıklamaları, 23 Haziran İstanbul seçim hesabının yanı sıra esas yeni bir çözüm sürecinin ilk işaretleri gibi. Böylece ilk kez iktidar ve muhalefetiyle çözüm arayışında ortaklaşacaklar gibi!
Sonuç olarak;
1 - Mutfakta Kürtler hakkında bir şeyler pişiriliyor! Kim ne pişiriyor? Net değil, net olan Türk iktidarı ile Kürt siyasetinin yanı sıra kimi üçüncü aktörlerinde yer aldığı çözüm arayışı var. Ama Türkiye halen çözümden çok nefes almak için “çözüm” oyununu tekrarlamak isteyecek, başarabilirse! Çünkü Türkiye çözüme yönelmiyor, zorlanıyor o zaman ayranı üfleyerek içmekte yarar var! Kürt siyaseti “akrebin soktuğu deliğe bir daha parmağını sokmamalı” zira geçmişte aynı delikte birden fazla kendilerini zehirletmişti!
2 - Erdoğan, Japonya yolunda uçakta, "ben çözüm süreci kaldırılmıştır demedim, şu aşamada buzdolabına konulmuştur dedim. İşler yoluna giderse, süreç yeniden gündeme gelir". Peki, bu sürede “işler yoluna” girdi mi yoksa Kürt meselesi derinleşip Kürdistan meseline bürünerek ve uluslar arası ilişkileriyle daha karmaşık hale mi geldi? Türkiye yeni çözüm paketi açmak istiyorsa, yükselen siyasal çıta ile makas değiştiren Kürt meselesinde coğrafik statüye dayalı çözüme hazır olmalı. Yoksa çözüm diye buzdolabına konulan paketi çıkarıp aynen masaya getirirse zahmet etmesin o köprünün altında çok sular aktı.
3 – Ayrıca, AKP iktidarıyla “Çözüm” sürecinin yeniden açılması üç nedenle sorunludur;
Bir, AKP’nin iktidar ömrünün buna yetip yetmeyeceği tartışmalıdır çünkü iktidar geleceği belirsiz.
İki, İç politika hesaplı açıklamalardan yani taktik siyasi hesaplardan uzaklaşmadan ve “MHP ile Mezara kadar” ırkçı ittifakından kopmadan ve de Bahçeli’nin basıncından kurtulmadan mümkün değil. Zaten Erdoğan/AKP de 31 Mart sonrası yüzleştiği kavşakta; Ya MHP ile “mezara kadar devam” ya da çözüme yeniden dönüş! İkisinin de bedeli var: MHP ile yola devamın bedeli erken tükeniş. Siyasi çözüme dönüşün bedeli ise derinleşecek Kürt talepleriyle yüzleşmek.
Üç, Eklemek lazam ki Kürt halkı ve siyaseti de; onca siyasi soykırımdan, onca irade gaspından, beyaz tülbentli annelerimizin yaşadıklarından ve Halfeti vahşetinden hareketle AKP ile yeni bir çözüm sürecine istekli değil. Çünkü halkımız, AKP’nin laflarını değil pratiğini esas alıyor. Görmek duymaktan daha iyi bir tanıksa, halkımız da “söyleneni değil görüp yaşadığını esas alacak.
4 – Türkiye yeni bir çözüme yönelecekse öncellikle Rojava ile ilişkileri normalleştirerek bu sürece girmeli. Rojava’yı tanıyıp bir an evvel ilişkilenmeli ki Antep-Urfa hatta Marmara tüccarı da fazla beklemesin bu kriz ortamında! 4 Haziran 2019
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018