Sinan ÇİFTYÜREK
Yerel Seçimler her durumda biz Kürtler için önemliydi, şimdi birden fazla nedenle daha da önem kazandı.
Birincisi, başkanlık sistemine geçişle birlikte Meclis’in işlevsizleştirilmesi söz konusu! İkincisi;halkımızın seçilmiş iradesinin, atanmış Kayyumlarla gasp edilmesi gerçeğini yaşıyoruz.
Üçüncüsü; “seçtiklerinizi beğenmezsek yine Kayyum atarız” basıncıyla bu kez gelecekteki beş yıl da ipotek altına alınmak isteniyor. Öyle ki Yerel seçimlere beş ay var ancak şimdiden Kayyum (Demokles) kılıcı halkımızın iradesi üzerinde sallandırılmaya başlandı. Mevcut iradeyi gasp etmekle yetinmeyen AKP iktidarı, şimdiden Kürt halkının geleceğini de “beğenmezsek kayyum atarız” tehdidiyle baskı altına alıyor!
Dördüncüsü; dün MHP ve AKP grup toplantılarında yapılan önemli açıklamalar nedeniyle Yerel Seçimler Kürt siyaseti için farklı açılardan da önem kazandı. Bu gelişmelerin başında Cumhur İttifakında yaşanan sorunlar geliyor. Şimdilik görünen şudur, Cumhur İttifakı; Yerel seçimlerde MHP’nin üç büyük metropol kentine karşılık Adana-Mersin-Manisa’yı istemesinde anlaşamamasına, af, ırkçı öğrenci andı, erken emeklilik gibi meselelerdeki farklılıklar da eklenince çatırdamaya başladı. Önce Bahçelinin “yerel seçimlerde ittifak yok” resti geldi, ardından Erdoğan grup toplantısında maden MHP yerel seçimlerde “biz yolumuza” diyor o zaman sepeti koluna herkes yoluna restini çekti. Yaşananlar gerçekte Cumhur İttifakında sonun başlangıcı mı değil mi yakında görüceğiz.
Cumhur İttifakında yaşanan çatırdama, birden fazla nedenle önemlidir ve halkların, halkımızın lehinedir çünkü bu ittifak içerde ve sınır ötesinde Kürt/Kürdistan karşıtlığı temelinde kurulmuştu. AKP iktidarının tekrardan “Kürt meselesi diye bir şey yok” noktasına gelmesinde yine bu ittifakın payı olmuştur.
Yazının esas konusu olan Yerel Seçimlere nereden bakmamız gerekiyor?
I – Öncelikle iktidarın halkımıza/halklarımıza karşı izlediği politikaları üzerinden bakacağız.
Erdoğan/AKP iktidarı, Yerel Seçimlerde halkımızın iradesini daha şimdiden ipotek altına almak istiyor! Erdoğan resmiyette 80 milyonun Cumhurbaşkanı ama fiiliyatta Kürdün iradesini dışlıyor, çünkü sıkça tekrarlanan “seçilen başkanları beğenmezsek kayyum atarız” beyanı, Yerel seçimlerde Kürtlerin iradesini “tanımayacağım” demektir! Sadece Erdoğan değil şimdi yolları ayrılmış gibi görünse de Bahçeli ile birlikte, halkımızın iradesi yerel seçimlerde sandıklara yansımasın diye çapraz açıklamalarını sürdürüyorlar. Denilebilir ki Kürt halkı üzerinde tam bir algı operasyonu yapılıyor, yaptıkları çapraz açıklamalarla halkımızın zihninde “sandığa gitsem de gitmesem de fark etmiyor” algısını yaratarak siyasetten ve sandıktan soğutmak istiyorlar. Ve böylece en çok korktukları şey olan Kürdistan’da sivil siyasetin yeniden canlanmasını engellemeyi hedefliyorlar.
AKP iktidarı, öylesine ürkmüş ki işi Köy ve mahalle muhtarlarına da kayyum atamaya kadar vardırdı! İçişleri Bakanlığı, “259 muhtarın terör örgütleriyle iltisakı nedeniyle görevden alındı” diyor ve aynı gerekçeyle 635 Köy korucusu da görevden alıyor! Yani Yerel seçimler öncesinde Kürt siyaset kadrosunu tasfiye süreci, köy muhtarlarına ve iktidarın paralı elemanları Köy Korucularına kadar tırmandırıldı.
II – Devlet Bahçeli’nin, devlet aklıyla verdiği mesajlar dikkatle irdelenmeli.
MHP lideri Bahçeli’nin, Yerel Seçimlerde Kürdistan ve Türkiye metropollerine ilişkin ayrı ayrı önermeleri var. Kürdistan’a yönelik, Kürtler “eğer Kayyum yerlerini tekrar alırlarsa bazı talepleri derinleşecek. Bu da Türkiye'yi başka bir noktaya doğru götürür. Bunun önlenmesi için de aşiretleri devreye sokalım” vb. diyor. Devamında "Bu seçimde Güneydoğu’da alınacak oylar çok önemli. Orada 101 belediyeye kayyum atandı. Şimdi o parti oralarda yine kazanırsa bu çok kötü olur. Çıkarlar, bunu plebisit gibi sunarlar” diyor ve Kürtleri engellemek için her yolu mubah görüyor.
Bahçeli’nin, Türkiye metropollerine dönük ise AKP/Erdoğan ile daha papaz olmadan önce, “üç büyük şehir çok önemli. Buralarda HDP, CHP ve diğer partiler destek verip yerel yönetimler kazanabilir. Bu olduğu takdirde daha o gece bu başkanlık sistemin meşruiyetini tartışmaya açarlar” diyerek başkanlık sisteminin devamı için Cumhur ittifakı üç büyük metropolü almalı diyor!
Bahçeli devlet aklıyla ve açık konuşarak; “kayyumla atanmış belediyelerde diğer siyasi partilerin mutlaka HDP’nin tekrar kayyum öncesine dönebilecek bir yerel yönetim yapılanmasına müsaade etmeyecek sağduyu ortaya koyması lazım” der! Yani Kürt halkı belediyeleri kazanmasın diye devlet her şeyi yapmalı diyor. Sırf Kürt anasını görmesin diye rejimin farklı siyasi kombinasyonları arasında Kürt karşıtı ittifak olarak da “kombin” önerir. Bütün bu yaklaşımlarla Bahçeli, “kaybet-kaybet” yani yerel seçimlerde Kürt kaybetsin ben de (MHP) kaybedeyim ama Türk devleti kazansın formülünde ısrar ediyor.
Özetle, Cumhur İttifakının iki esas bileşeni “Yerel seçimlerde ittifak yapmayacaklarını” açıkladılar ama buna rağmen Bahçeli devlet aklıyla AKP’yi destekleyebilir yani elbirliğiyle Kürt halkının iradesi sandığa yansımasın diye her şeyi yapacaklarını varsaymalıyız.
III - Biz ne yapacağız?
a – Öncelikle şunu belirtelim; parçalı Kürdistan’ın yarattığı sorunlar saymazsak olgular-süreçler bizden-halkımızdan yana ama bu olgu ve süreçlerin ürünü olan olaylar (Kerkük, Efrin, Şengal, Sur-Cizre...yıkımı) ise aleyhimize işliyor! Bunun nedeni üzerinde düşünelim! Elbet bu durumun birden fazla nedeni var ama nedenler arasında ULUSAL İTTİFAKSIZLIK belirleyici!
Başka açıdan baktığımızda Kürt siyaseti onca bedele rağmen istenen hedefe varamamışsa temelinde iki neden yatıyor; Kürdistan’ın parçalanmışlığının yarattığı tarihsel trajedinin sonuçları ile Kürt partilerin daha iktidarlaşmadan, ulusal iktidar için giriştiği iç kavgaları yani ulusal iktidarı paylaşamamasını ekleyelim. Güney, Rojava ve Kuzey Kürdistan’da yaşanmış deneylerinden hareketle şunu altını çizelim; Yaklaşan Yerel Seçimlerde ittifakın yolu, bugün yerel, yarın merkezi iktidarda ortaklaşma kültür ve yaklaşımına sahip olmaktan geçer.
b - 20 Ekim’de Amed’te Kürt arasında yapılan sohbet toplantısında da dile getirmiştim burada tekrarlayayım; her parti ve hareketin gücü oranında ortaklaşmayı başarırsak;
Sıkça tekrarladığım Kürt, Kürde demokrat davranabilirse;
Kürt anasını görmesin ittifaklarına karşı biz anamızı görelim ittifakını kurabilirsek; Bahçeli’nin “kaybet-kaybet” formülüne karşı farklı siyasi yapılarla Kürdistan kombini kurarak kazan kazan formülüyle “ben kazanayım ulusal ittifak ettiğim Kürt partisi ve halkım kazansın” diyebilirsek;
Demem o ki, Türk rejim partilerinin Kürtlerin yok edilmesi üzerine yüz yıldan beri kurdukları partiler üstü ittifakları yeni biçimler altında bugün de sürüyorken; Kürt partileri yok edilmek istenen halkımızın var olma yani ulusal özgürlük davasında ulusal ittifak kurarlarsa yani yok edilmeye karşı var olma ittifakını kurabilirsek…şu önemli sonuçlara yol açacaktır;
Bir; Yerel Seçimlerde daha etkin sonuçlar alacağız.
iki; yarın yeni bir kayyum saldırısıyla yüzleştiğimizde hep beraber sivil demokratik zeminde sahipleneceğiz.
Üç; halkımızın ayrımsız tüm Kürdistan partilerine olan güven erozyonunun aşılmasında yol alacağız. Az şey mi bunlar? Başarabilirsek değil!
c - Esas meselemiz ise, Mart yerel seçimlerinde kazanılacak belediyelerin yerine yeniden kayyum atanırsa ne yapacağız sorusunun yanıtını bulup halkı ikna edebilmeliyiz. Dün Amed, Mardin, Van büyük şehir belediye başkanları başta olmak üzere belediye başkanları gözaltına alınıp yerlerine Kayyumlar atandığında sokağa akmayan halkın bu kez benzeri olursa sokağa çıkıp belediyeye demokratik zeminde sahip çıkmasını nasıl sağlanacağız? Şu kadarını belirteyim, dün yanlış siyasetin ürünü olan kentlerdeki barikat savaşları ikliminde geriletilmiş sivil siyasetin ardından kayyumlar atandığından kitlelerin belediyelere sahip çıkması mümkün olmamıştı. Ama inanıyorum ki bu kez benzer uygulama dayatılırsa halkımız sessiz izlemeyecek çünkü kent savaşları benzeri bir sürecin yarattığı atmosfer olmayacak ve olmaması için de azami çaba gösterilmeli.
d – Son aylarda Yerel seçimlere ilişkin adrese teslim misali açıklamalarla Kürt siyasetininve halkının hedef alınması öyle ki adeta halkımızın sinir uçlarıyla oynanıyor olmasıyla Kürtler boykota zorlanıyor. Ancak asla ve asla boykot düşünmemeliyiz tersine seçimlere asılıp daha etkin sonuç almak için mücadele etmeliyiz.
e – AKP’nin özellikle cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Kürtlere dayattığı “makul aday seçin yoksa Kayyum atarız” basıncına da direnip "makul" değil işin ehli adaylara odaklanılmalıyız. Öyle ki halkımızın ulusal özgürlük mücadelesinin olduğu kadar belediyecilik hizmetlerinde de halkın neferi olacak adaylar belirlenmeliyiz.
Sonuç olarak; her defasında Kürt siyaseti onca emek ve bedel ödeyip seçim çalışması yapacak, Kürt halkı sandığa gidip özgür tercihini yaparak seçecek ama Türk rejimi beğenmeyip yerlerine kayyum atayacak! Bu rejimin adı da demokrasi olacak! Ve halkımız, halklarımız, dünya kamuoyu da seyredecek! Yok, öyle yağma. 24.10.2018
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018