Süleyman YAŞAR
Bildiğiniz gibi AKP iktidarının ilk beş yılında, yıllık ortalama yüzde 7,5 oranında büyüme hızı tutturuldu. Sağlık hizmetleri tek elde toplanarak sosyalize edildi. Milli gelirden sağlık hizmetlerine daha fazla pay ayırarak hizmet kalitesi yükseltildi. İlaç fiyatlarını düşürüldü. Bütçe dengesi sağlandı. Enflasyon tek haneye geriletildi. Bu arada Türkiye’nin kişi başına geliri 3 bin 492 dolardan 10 bin 822 dolara kadar yükseldi. İşte hızla artan bu kişi başına gelir Mısır, İran, Tunus, Suriye, Irak gibi diğer İslam ülkelerinin dikkatini çekti. Çünkü aynı dönemde onların kişi başına geliri Türkiye’nin yarısında, hattâ dörtte birinde kaldı. İşte bu hızlı ekonomik gelişme Türkiye’yi onlar için model ülke hâline getirdi.
Peki, sonra ne oldu?
Sonra şu oldu; bu hızlı ekonomik büyümeyle ortaya çıkan kaynaklar imalat sanayiine yani dış ticarete konu mal üretimi yerine lüks konut, lüks AVM yapımına ve lüks otomobil ithalatına yöneltildi. Ve şehir merkezlerindeki yeşil alanlar, parklar, tarihî binalar lüks AVM ve lüks rezidans yapımı için buldozerlerle yıkılmaya başlandı. Tabii bu arada AKP’li belediyeler yol kenarlarını ve kentin varoşlarındaki küçük parkları lalelerle donatmaya başladı.
Yeri gelmişken hemen bir tespit yapalım… İşte AKP’li belediyelerin bu lale düşkünlüğü ve yeni zenginlerin lüks yaşamı AKP’nin yeni Osmanlı düşüncesinin 1718-1730’lardaki Lale Devri’ne bir özentisi olarak değerlendiriliyor. Tabii Lale Devri’ni sonlandıran 1730’daki Patrona Halil’in isyanını unutmamak gerekir. Bu isyan lüks yaşam karşısında geçim sıkıntısı çeken alt sınıfın isyanı olarak bilinir.
Gelelim günümüzde yaşanan lale devrine…
Bu defa Cumhuriyet’in lale devrinde farklı bir sınıf olarak küçük burjuvazi ayağa kalktı. Patrona Halil lümpen proleter olarak tanımlanır. Bazılarına göre Beyazıt Hamamı’nda tellaktı. Bazıları ise ikinci el elbise satıcısı olarak bildiriyor Patrona Halil’i. Ama günümüzdeki lale devrine karşı çıkanlar sınıf olarak farklı. Onlar küçük burjuvalar ve şehrin merkezindeki yeşil alanların yok edilmesi, tarihî yapıların ortadan kaldırılması ve şehrin mimari hafızasının silinmesi karşısında rahatsız oldular. Bu arada Gülsuyu ve Başıbüyük gibi varoşların da AKP’nin kenti yağmalarcasına dönüştürdüğü projelere karşı harekete geçtiğini belirtelim.
İşte bu süreci University of California, Berkeley’den Cihan Tuğal yeni çıkan “The Fall of The Turkish Model” kitabında anlatıyor. Ve Cumhuriyet’in lale devrinin Gezi ile sona erdiğini belirtiyor. Bu arada İslami liberalizmin otoriterliğe dönüştüğü, bu model ülkenin, artık İslam dünyasına model olmaktan çıktığını söylüyor.
Peki, niye böyle oldu?
Oldu, çünkü; AKP iktidarı kaynakları lüks konut, lüks AVM ve lüks otomobile yöneltince özellikle yüksek öğrenimli işsizlerin sayısı arttı. Çünkü imalat sanayii uzun süreli istihdam sağlar ve kaliteli emek ister. Kaynaklar lüks tüketime aktarılınca milli gelirin içerisinde imalat sanayiinin payı yüzde 26’dan yüzde 19’a geriledi. İmalat sanayiinde yeterli istihdam yaratılamadı. Bunun yerine lüks tüketimin talep ettiği daha az eğitimli emek iş bulmaya başladı. Eğitimli küçük burjuvalar geçim sıkıntısı çekmeye başladı. Bu arada yanlış kaynak dağılımı büyüme hızını düşürüp ekonomiyi zora sokunca, bu defa ekonomik sorunları çözeceğine yoğunlaşan talepler karşısında, iktidar, otoriterleşmeye başladı.
Tabii otoriterleşme yabancı sermaye girişini durdurdu, döviz girdileri azaldı, dolar 3 lira oldu. Kişi başına gelir 10 bin 822 dolardan 9 bin 261 dolara geriledi. Ve 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP iktidardan düştü. 1 Kasım seçimlerini kazansa da artık kapsayıcı bir hükümet olamadığı için ekonomiyi yönetemiyor. Turizm durdu. İhracat azalıyor. Sanayi üretimi geriliyor. Anlayacağınız uzatmaları oynuyor.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2016
13.07.2016
4.02.2016
2.02.2016
1.02.2016
10.06.2016
31.05.2016
27.05.2016
18.05.2016
17.05.2016