Taha Akyol
Karar gazetesinde ilk yazım 23 Ocak 2018’de çıkmıştı. Bir yıldır beraberiz.
Karar’da İlk yazımın başlığı “Hukuk yolunda” idi.
Doldurduğumuz 2019 yılında “hukuk yolunda” ne kadar mesafe aldık?
Anayasa Mahkemesi’nin ve Yargıtay 16. Ceza dairesinin kararlarından evrensel hukuka uygun olanları saymazsak, iktidar icraatı olarak bu bir yılda “hukuk yolunda” ilerlemeler kaydettiğimizi söylemek zordur.
Evet, iktidar gösterişli toplantılarla “Yargı Reform Stratejisi” paketlerini açıkladı ama yargının işleyişinde belirgin bir etkisi olmadı.
Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri hakkında FETÖ suçlamasıyla bu “paket”lerden önce davalar açılmıştı; bu paketler açıklandıktan sonra mahkumiyet kararları verildi!
Ne değişmiş?..
İbrahim Okur’a verilen haksız 10 yıl hapis cezası da bu “paketler” açıklandıktan sonradır! Göreceksiniz, nihayet AİHM’den dönecektir!
Hele “KHK mağduriyetleri” yargısız siyasi infazlardır.
SİYASETİN ADALETİ
2019’da Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma kararlarına direnerek, Anaya Mahkemesi’nin ve AİHM’nin “ihlal” kararlarını yok sayarak mahkumiyetler de verildi!
Son örnek, Osman Kavala hakkında AİHM “derhal tahliye” (immediate release) kararı verdi; üstelik tutuklamanın “siyasi” olduğunu da belirtti… Dünya âleme ilan etti.
Mahalli mahkeme AİHM’nin bu kararına uyacak yerde, topu Adalet Bakanlığına attı!
Siyasi bir makam olan Adalet Bakanlığı AİHM kararını ‘temyiz’ edecek miymiş, karar kesinleşecek miymiş?..
Siyaset bu kadar etkili olursa…
Hele de gazeteci Deniz Yücel’in tahliye edileceğini Berlin’de Merkel’e siyaset açıklamışsa… Demirtaş için “tahliye edemeyiz” diye mahkemeden önce siyaset karar vermişse…
Ve de yeni sistemde yargı yönetimi siyasi iradenin tercihlerine tevdi edilmişse…
Hangi “yargı töreni” ile yargımızın siyasi müdahaleden uzak olduğuna dünyayı inandırabiliriz?
Onun için umut verici işaretler siyasetten değil, AYM’nin ve Yargıtay 16. Ceza Dairesinin evrensel hukuka uygun kararlarından geliyor.
Siyasetin adaleti hukuka göre değil, siyasi güce göre oluyor!
REFORM KİMLİĞİ?
Mesele sadece hukukun zayıf kalmasının vatandaşlarda yarattığı ağır sıkıntılardan, geniş haksız tutuklamalar ve Yargıtay kapısında bekleyen mahkumiyetlerden ibaret değil. Yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına güvenin sarsılması büyük sorunlar yaratıyor.
Adalet Bakanı Gül, Deniz Zeyrek’e “reform aynı zamanda bir iklimdir” demiş, reform ortamının oluşmasıyla iyileşmeler olacağını söylemişti. (3 Haziran 2019)
Doğrudur fakat siyasi irade öyle bir “iklim” yaratmadı, reform paketleri uygulamadaki ağır sorunları etkilemedi.
Dışarıda da inandırıcı olmadı.
Adalet Bakanı Gül’ün “Yargı etik kurallarını” açıklamasından sonra, Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Temsilcileri Frederica Mogherini ve Johannes Hahn’a canlı yayında şöyle diyordu:
“Türkiye’nin tekrar reformcu kimliğine dönmesi AB tarafından da görülmeli ve desteklenmelidir.” (15 Mart 2019)
Ama, açılan paketler zayıftı, siyasi iradenin reform “iklimi” yaratmak gibi bir tavrı da yoktu, uygulamada pek bir şey değişmedi.
YARGIDAKİ ‘ZİNCİR’
Bunları yazmayalım mı?.. Ama Türkiye hakkındaki AİHM kararları, Venedik Komisyonu ve Avrupa Hakimleri Kurumu (MEDEL) raporları, İlerleme Raporları Türkiye’nin hukuk ve adalet sorunlarıyla doludur. Dünyanın gözleri önündedir.
Adalet Bakanlığı da bunlara mukabil raporlarla cevap vermedi.
Düşünün ki “yolsuzlukla mücadele yasalarını niye çıkarmıyorsunuz” diye Avrupa Birliği Ankara’yı zorluyor!
Ülkemizin önde gelen ceza hukukçularından Prof. Adem Sözüer, yargıda bir “zincir” olduğundan bahisle, temeldeki adalet sorununu şöyle tasvir etmişti:
“Adlî sistem dışından bu zincire talimat veriliyor. Bu zinciri oluşturan her halkada hâkim savcılar âdil bir yargılama değil, daha baştan suçlu olarak damgaladıkları kişiyi mahkum etmek için hareket ediyor.” (1 Ekim 2018)
Anayasada da değişiklikler yaparak bu “zincir”i ortadan kaldırmadan, korkarım ki, bir sene sonra yargıda şu iyileşmeler oldu diye iyimser bir yazı yazmam pek kolay gözükmüyor.
Yine de 2020’nin iyilikler getirmesini yürekten diliyorum.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
29.10.2025
28.10.2025