Taha Akyol
Ufkumuzun hayli karardığı bir dönemde bir mum yakıldı; bu mütevazi fakat çok değerli mum ışığı, YÖK’ün felsefe öğretimini destekleme kararı almasıdır.
Hemen hatırlayalım, YÖK’e hakim olan çoğunluk Ağustos 2013’te İlahiyat Fakültelerinde felsefe derslerini kaldırmıştı!
Müslümanların en az altı asırlık tarihini karartan felsefe düşmanlığının hortlamasıydı bu. Büyük tepki çekmesi üzerine bir ay sonra kaldırılmıştı bu karar.
Bugün YÖK, felsefe öğrenimini desteklemek için felsefe öğrencilerine burs verme kararı alıyor; elbette alkışlıyorum.
İSLAM MEDENİYETİ
Tarihe laboratuvar gibi bakmak gerekiyor diyorum ya, kısa bir göz atalım.
Bugün haklı olarak övündüğümüz İslam Medeniyeti, MS. 8. Yüzyılda felsefe tartışmalarıyla başlamıştı. Başta antik Yunan felsefesi olmak üzere bütün kadim medeniyetlerden yapılan tercümeler zihinlerde yeni sorulara, ufuk açıcı tartışmalara yol açmıştı.
Daha 8. Yüzyılın başlarında Emevi Halifesi Abdülmelik, daha önce kimsenin aklına gelmeyen kader ve hür irade gibi sorunların ortaya çıktığını belirterek devrin âlimlerinden Hasan-ı Basrî’nin bunlara cevaplar yazmasını istemişti.
Farklı kültürlerle temaslar, şehirleşmenin ve ticaretin gelişmesi hem yeni bilgilere hem yeni hukuki normlara ihtiyaç yaratıyordu.
10. Yüzyılda Ebulvefa’nın “Tüccarlar için Matematik” risaleleri yazması; coğrafya, astronomi ve hukuk risalelerinin bu dönemde yazılmaya başlanması böyle bir toplumsal gelişmenin ürünüydü.
Bir yanda Mogol istilasının tahribatı ve Haçlı seferlerinin yarattığı içe kapanma, katılaşma; öbür yanda siyasi ihtilafların dine dayandırılmasının körüklediği çatışmalar düşünce çeşitliliğini ortadan kaldırdı.
Devletler, meşruiyetlerini dayandırdıkları mezheplerin görüşlerini dayattılar…
OSMANLI TECRÜBESİ
İçe kapanma asırlarında medresede aklî ilimler dışlandı. İbn Rüşd’ün felsefeyi savunan Tehafüt’ü 16. Yüzyılda Avrupa’da matbaada 17 defa basılıp okunduğu halde, Osmanlı kütüphanelerinde sadece 4 tanecik el yazma nüshası vardı! (Bekir Karlığa, İslam Düşüncesinin Batı’ya Etkileri, s. 160)
Fatih’in büyük önem verdiği aklî ilimlerin “felsefiyyattır deyu” dışlanmasını büyük Osmanlı âlimi Kâtip Çelebi derin bir teessürle yazmıştır. Bilim tarihçisi Ekmeleleddin İhsanoğlu’nun “literatür” çalışmaları da bunu gösteriyor.
Öyle ki, 19. Yüzyılda bile Abdülhamid’in Sadrazamı Sait Paşa, Batı’da çok iyi tanınan İbn Sina’nın “Şifa” adlı eserinin İstanbul kütüphalerinde sadece iki el yazması olduğunu gördüğünde tercüme edilip basılmasını ister…
Görevlendirilen kişi, okuduktan sonra, “bu kitap âsâr-ı muzirradandır!” diyerek tercümeyi reddetmişti!
Âsârı-ı muzırra, yani zararlı kitaplar!
Kafayı görüyor musunuz?
İbrahim Kalın “yabancı” saysa da Tanzimat’tan itibaren mesafe almaya başladık.
Cumhuriyet ciddi bir atılımdır. Ancak Cumhuriyet de siyasi ideolojisini felsefi ve akademik özgürlüklerden üstün tutmuştu.
Önümüzde hâlâ çok uzun bir yol var.
KOLAY DEĞİL
Bugün, iş hayatında karşılığı olmayan felsefeyi öğrenciler tercih etmiyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, dünkü açıklamasında “bu durum, bilimin gelişimi için endişe vericidir” diyor. YÖK, artık başarılı öğrencilerden felsefe bölümü seçenlere ayda karşılıksız 800 lira burs verecek.
Felsefe mezunları ek pedagojik öğrenimle öğretmen olabilirler. Yaratıcı düşünce gerektiren işlerde çalışabilirler.
Prof. Saraç’ın şu sözlerinin altını çiziyorum:
“Eleştirel ve mantıkî düşünce ile tahlil kabiliyetinin gelişmesinde felsefi ve mantıkî düşüncenin rolü büyüktür… Felsefe üniversite öğrencisinin entelektüel düzeyini yükselten, onu münevver kılan, onun şahsiyetini olgunlaştıran bir programdır.”
Bilim tarihçisi Prof. Durmuş Günay’ın da şu satırlarının altını çiziyorum:
“Varlığın bir tek tarzda görülebileceği ve açıklanabileceği inancına dayalı zihni durumdan, farklı açıklamaları meşru gören çoğulcu felsefi tutumu benimsemeyi başaramazsak, 1500’lerden beri dört yüz yıldan daha uzun süredir süregelen krizden çıkamayacağız gibi görünüyor!” (Türkiye’nin Üniversite Sorunu, s. 72)
Kolay mı?... Kim demiş güçlü ve refahlı gelişmiş bir özgür toplum seviyesine çıkmanın kolay olduğunu?
Son söz üstad Cemil Meriç’in: “Hakikat bin bir cepheli, bin bir görünüşlü. Karşınızdaki, görmediğinizi gösterecek size. Sizden farklı düşündüğü ölçüde yaratıcı ve öğreticidir.”
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
6.08.2025
5.08.2025
1.08.2025
30.07.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025