Taha Akyol
Devleti yönetenler sık sık “tutuklama tedbirdir, ceza değildir” diye konuşurlar. Her devirde böyle…
Bazen haksız ya da ölçüsüz tutuklamaları eleştirmek için, bazen ‘biz karışmıyoruz, mahkeme tutukladı’ diyerek siyaset yapmak için.
Ne olursa olsun, bu söz doğrudur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle birçok beyanı olduğu gibi, son “İnsan Hakları Eylem Planı”na açıklamasında da “tutuklamanın bir koruma tedbiri olduğunu, istisnai olarak başvurulması gerektiğini” vurguladı.
Hatta ağır “katalog suçlar”da bile “somut delile dayanma şartı getirerek, tutuklamanın istisnai bir koruma tedbiri olduğuna ilişkin ilkeyi tahkim ediyoruz” diye konuştu.
YARGIDA SORUNLAR
Bu beyanlar isabetlidir fakat belirli dosyalarda, HSK yoluyla yargıya müdahale edilmesi, “soruşturma aşamasında” talimat verilebilmesi gibi ciddi yapısal sorunları ortadan kaldırmıyor. Bu sorunları ortadan kaldıracak düzenlemeler söz konusu bile değil.
Adalet Bakanı da bu yapısal sorunlara değinmiyor.
Nitekim kimlerin tutuklanacağı, tutukluluk halinin devam edeceği veya tahliye edileceği yolunda siyasilerin yaptığı açıklamaları ve mahkemelerden de bu yönde kararlar çıktığını biliyoruz.
AİHM kararlarında belirtiliyor bunlar.
Siyasetin ilgilendiği davalardaki ölçüsüz tutuklamalar ciddi bir sorun olmaya devam ediyor.
Gerçi Cumhurbaşkanı, genel olarak, cezaevlerindeki tutukluların oranının yüzde 41’den yüzde 17’ye indiğini söyledi. Bu sevindirici ama toplamda cezaevleri o kadar doldu ki yer açmak için infaz kanununda adaletsiz değişiklikler yapıldığı gibi, yargı bağımsızlığının en önemli göstergesi siyasetin ilgi gösterdiği davalardaki durumdur. AYM eski Başkanı Haşim Kılıç’ın dediği gibi: “Yargının tarafsızlık ve bağımsızlığının test edildiği yer kuşkusuz siyasi davalardır. Diğer davalarda sorunlar daha çok teknik içeriklidir. Bunların çözümleri de zor değildir.” (Karar 11 Kasım 2019)
Yine de tutuklamanın “bir koruma tedbiri olduğunu, istisnai olarak başvurulması gerektiğini” söylemek, sık sık hatırlatmak doğrudur.
Türkiye’de siyasi nitelikli davalarda haksız ya da ölçüsüz tutukluluk bir sorundur, tutuklukta yaşananlar ayrı bir sorun.
TUTUKLULUK AMA NASIL?
Şöyle bir dava düşünün… 77 yaşında bir insan üç buçuk yıldır tutuklu. Tecrit vaziyetinde, TV ve radyo yasak, hücrede tek başına, günde sadece bir saat havalandırma...
Deliller tamamen toplanıp yargılamanın sonuna yaklaşılan bir aşamada, Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi, tutukluluğun devamına fakat “Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulunca verilen televizyon ve radyo yayınlarından yararlanma hakkının kısıtlanmasına dair karar ile havalandırmadan günde bir saat yararlanması şeklindeki kararın kaldırılmasına”, havalandırmaya çıkma süresinin günde aralıklarla 4 saate çıkarılmasına karar verdi. Doğru bir karardı.
Fakat savcının itirazı üzerine, diğer bir Ağır Ceza Mahkemesi bunu kaldırdı; tekrar hücre, tekrar TV ve radyo yasak, günde sadece bir tek saat havalandırma.
Tutuklu yargılanmakta olan Enver Altaylı ile Mehmet Barıner hakkındaki kararlardır bunlar.
‘HAK EKSENLİ’ HUKUK
Öğrenciliğimiz döneminde MTTB kongresinde Enver Altaylı’yla tanışmıştım, Hergün gazetesinde beraber yazmıştık, dostumdur.
İsimler, dostluklar bir tarafa…
Deliller tamamen toplanmış… Bir saat yerine ikişer saatten dört saat havalandırmaya çıkınca delilleri mi karartacak?! TV izlerse, “sübliminal mesaj” mı verecek?!
Tutukluluğu “cezalandırma” olarak uygulamanın tipik bir örneğidir bu.…
Ben MHP davasında idamla yargılanırken, ilk celsede söz alarak bize tutukevinde totaliter rejimlerdeki uygulamaların yapıldığını, mahkemenin bunu önlemesi gerektiğini söylemiştim. Mahkeme “yetki alanımızın dışında” diye karar vermişti.
O zaman askeri mahkeme heyetindeki Hakim Bnb. Vural Özenirler ve Hakim Yzb. Ali Fahir Kayacan dürüst ve âdil yargıçlardı, bu kararlarında samimiydiler.
Evrensel hukukun bugünkü düzeyinde, tutukluluk şartları da insan hakları ve adil yargılanma kavramlarına dahildir ve mahkemenin yetkisine girer.
Türkiye’de yargıya müdahaleler bir sorundur… Geleneksel “cezalandırıcı” hukuk anlayışından çıkıp modern “hak eksenli” hukuk anlayışına yeterince geçememek de ayrı bir sorundur.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025