Ufuk COŞKUN
Eğer Türkiye’de yaşıyorsanız inançlarınızı, duygularınızı, düşüncelerinizi, tercihlerinizi, kimliğinizi velhasıl yaşam alanızı kontrol altına almak amacını güden baskıcı bir mekanizmanın varlığıyla karşı karşıya olduğunuzu bilmeniz gerekecektir.. Güçlü, otoriter ve nüfuz sahibi bir kesim yıllardır iktidar alanlarını genişletebilmek için insanı ve değerlerini hiçe sayarak akıl almaz yol ve yöntemlere başvurdu.Bu ülkede yaşayan simitçisinden, memuruna, sanatçısından, yazarına varıncaya kadar her türden inanca, düşünceye ve mezhebe mensup insanları aşağıladı mağdur etti ve onları yok saydı. Kimseyi insan yerine koymadan sadece güçlü kalabilmek için gayret sarf ettiler.80 yıldır bunu başarmışlardı. 80 yıldır burada yaşayan insanların hayatlarını zindan ettiler. Bu insanlar özgürlük, demokrasi, hukuk nedir bilmeden yaşadılar. Bilenleri de yaşatmadılar! Darbelerle, işkencelerle, yasaklarla, suikastlarla ve bombalarla bir hayat geçirmek zorunda bırakıldılar. Açlık ve sefalete içersinde insan olmayı bile unuttu bu insanlar.
Özgürlükçü kesim insanlaşma yolunda, ahlak, vicdan ve hak-hukuk yolunda en ufak bir taviz vermeden yıllardır bu güçlü, nüfuzlu, eli silahlı kitlenin karşısında dimdik ayak durdu. Çok ciddi bedeller ödediler. Halk nezdinde küçük düşürüldüler, kendilerine bölücü, hain, satılmış, uşak vs. denildi, hapishanelerde çürüdüler, enselerinden kurşun yediler ancak insanlaşma yolunda en ufak bir yılgınlığa bile düşmediler. Sürekli olarak insanı ve değerlerini yücelttiler. Ahlak dediler, hukuk ve demokrasi dediler. Bugün ETÖ gibi paralel yapı gibi örgütlere rağmen insanlık adına bir yol kat edebilmişsek eğer özgürleşme yolunda bedel ödeyen bu insanların sayesindedir. Bugün Barış Süreci’nde Kürtler de birer insan olarak görülmeye başlanmışsa bu ülkede, bu insanlık adına mücadele eden özverili bir kesimin ve buna cevap veren siyasi iradenin gayretlerinin sonucudur
Bu ülkede halkın oylarıyla iktidar olan herhangi bir siyasi partiye yönelik verilen muhtıraları, çevrilen tezgâhları, yapılan yayınları, darbe övücüleri, bizi satıyorlar diye haykırarak akıl almaz işler yapanları, halkın inanç değerlerini ifade eden kavramlardan rahatsız olanları, yolsuzluk adı altında halkın oylarını, iradesini ve vicdanlarını yok sayanları; halkın saygınlığının, özgürlüğünün ve varlığının kesintiye uğratılmasına dönük çabalar olarak görmek gerekir. Bu halkın dünya kamuoyu önünde bu kadar rencide edilmesi gerçekten çok vahim bir durumdur. Aslında sorun AK Partinin ortadan kaldırılması sorunu değildir. Sorun bu halkın aşağılanması ve tercihlerinin yok sayılması sorunudur. Kasetlerle, montajlarla, tehdit ve şantajlarla bir partiyi tasfiye etmek istiyorlar.1981’li yılarda kolluk güçleri parti binalarını mühürlerken, itfaiye araçları da partilerin tabelalarını sökerlerken Kenan Evren bu manzara karşısında“ Partileri cezalandırdık” yorumunu yapmıştı.Alimallah fırsat bulsalar aynısını yine yapacaklar..
Yıllardır bizlere yani halka; basit, sıradan insan yığınları muamelesi yapılmaktadır. Demokrasinin gereği bilinçli bir vatandaş olarak kullandığımız oylar nedense yok sayılmaktadır. Hâlbuki bizler sandığa sadece oy pusulasını değil aynı zamanda insanlığımızı, inancımızı, değerlerimizi, onurumuzu ve vicdanımızı da atıyoruz. Bu bakımdan oyumuzun yok sayılması demek aynı zamanda irademizin, onurumuzun ve insanlığımızın da yok sayılması demektir. Öyleyse bizler neyiz? Ya da bunlar kim?
Neden bu halkın bu tarz engellemelerle gururu, saygınlığı ve iradesi ayaklar altına alınmak isteniyor? İnsanca yaşama talepleri neden tezgâhlarla baltalanmak istenir? Bunlar insanın duygularının, düşüncelerinin, inançlarının, değerlerinin ve hayallerinin tahribata uğratılması girişimi değil midir? Bizlerin öylesine sıradan kalabalıklar yığını olmadığımızın artık bilinmesi gerekmektedir. Bizlerin hukukun üstün tutulduğu, özgür, demokratik ve adil bir ülkede yaşamak gibi soylu düşüncelerimizin olduğunu artık bilmelidirler. 80 yıldır halka karşı, insan oluşa karşı aynı antidemokratik tavırlar… Peki, bu nereye kadar gidecek böyle… Bu coğrafyada yaşayanlar “insan olarak” bir değer ifade ettiklerini ne zaman idrak edecekler…
Fakat Türkiye artık eski Türkiye değil. Gazete manşetleriyle iradeleri hiçe sayılan bir Türkiye artık eskilerde kaldı. Bugün ülkesini her alanda gelişmesini arzu eden, kaliteli, bilinçli, özgürlükçü çekirdek bir kitle oluştu. Bu kesim Türkiye’nin kaliteli bir ülke olmasını, tüm özgürlüklerin güvence altına alınmasını, eğitimde, bilimde, sanatta, mimaride, felsefede, teknolojide yeni fikir ve projelerin üretilmesini ve hayata geçirilmesini istiyorlar. Bu yüzden yapılan her türlü oyunun farkındalar ve anında karşılık veriyorlar.. Çünkü artık insanlar ülkesinde huzursuzluk ve kaos istemiyor. Adaleti ve özgürlüğü herkes içi talep ediyor. Zengin ve mutlu olmak istiyor. Bunun bir anlamı var.
Türkiye toplumu bir sancı yaşıyor. Gerçekten çetin bir dönemden geçiyoruz. Ama sonuç ne olursa olsun gelecek için umutlarımız var..Özgürlük adına,hukuk adına, kaliteli bir yaşam adına umutlarımız var..Çünkü sorumluluğumuzu biliyoruz.Çünkü bizler erdem,ahlak ve vicdan sahibi insanlarız.Bu sorumlulukla yolumuza devam etmeyi sürdüreceğiz.Ne kadar engellemeye çalışsalar da ne kadar operasyonlara tabi tutsalar da asla özgürleşme yolundan vazgeçmeyeceğiz.
Bu ülke, üzerinde yaşayan insanların -rengine, ırkına, diline ve inancına bakılmaksızın- her türlü haklarını rahatlıkla kullanabildiği ve herkesin özgürce yaşayabildiği ve mutlu olabildiği bir ülke olduğunda bir anlamı olacak. Önemli olan burada yaşayan insanların “insanca” yaşabilecekleri, kendilerini buraya ait hissedebilecekleri bir hukukun inşa edilmesidir. Alevinin, Kürdün, Türkün, dindarın, ateistin, solcunun, Ermeninin, Süryani’nin, Yahudi’nin ve Hıristiyan’ın bir arada özgürce yaşayabildiği tüm haklarına kavuşabildiği bir ülke ancak kıymetli olur..Değerli olan insandır.Değer olan özgürlüktür,haktır,hukuktur.
İşte bu aralar yaşadıklarımızın anlamı budur. Kendi adımıza, kendimiz için bir yol çizme aşamasındayız. Yıllardır bu ülkede herkesimden insanı mağdur eden, dışlayan ve yok sayan, çocuklarımızın geleceğini harcayan, insanlığımızı paçavraya döndüren eli silahlı, güçlü, nüfuzlu üstelik devletin her alanına sızan ve imkanlarından yararlanarak kirli tezgahlarla kaos ortamları oluşturan ve bundan asla vazgeçmeyen bir zihniyetin karşısında hak, hukuk, özgürlük, ahlak ve erdem diyoruz/diyeceğiz.. Hak ettiğimiz insanca yaşama adına bugünleri bir fırsat biliyoruz. Neticede er ya da geç bu ülkede insan gibi yaşayacağız. Çünkü biz buna değeriz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Bu türlü kirli ittifaklarla bunu engelleyemeyeceklerdir. Yeter ki biz birbirimize düşmeyelim ve oyuna gelmeyelim. Çünkü her türlü tezgâh bizi birbirimize düşürmek adına yapılıyor. Çünkü nefretten beslenen ve güçlenen çok tehlikeli bir virüs taşıyorlar. Panzehiri ise; insanlığımıza sahip çıkmak, inadına özgürlük ve demokrasidir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları






















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019