Ufuk COŞKUN
Geçen hafta TRT Radyo Haber’de Şükrü Sak ile hazırlayıp sunduğumuz “Kültür Gündemi” adlı programda, konuğumuz Prof. Dr. Mustafa Gündüz ile eğitim sisteminin felsefi temelini masaya yatırdık.
Bilirsiniz, ülkemizde bazı kesimlerin yıllardır dillerinden düşürmediği klişe bir söz vardır. "Eğitim şart" denilir. Her şeyin eğitimle düzeleceğine ilişkin oluşan ezber bir laftır bu. Ancak kimse "Ne tür bir eğitimle?" ya da “Hangi eğitim felsefesi ile?” sorusunu hiç sormaz.
Eğitimin muhtevası, ne ifade ettiği, hangi temellere dayandığı ve felsefesi üzerine kafa yormadan mevcut eğitim modelinin her şeye derman olacağına inanırlar.
Mustafa Hoca’ya göre burada bir sorun var. Daha doğrusu asıl sorun tam olarak bu. Çünkü ona göre; “Türk eğitim sistemi, Tanzimat’tan bu yana derin kırılmalar, yeni proje denemeleri ve hedeflerle kendine özgü bir istikamet arayışını hâlâ sürdürmektedir.”
Bu arayışın temel nedeni Osmanlı’nın son döneminde karşılaşılan yeni dünya düzenine ayak uydurma gayreti ve köklerle nasıl bir irtibat kurulacağı problemi üzerine inşa edilmiştir.
Düşünün bugün Fransız eğitim felsefesinin kökleri Dekart ve Kartezyen felsefeye dayanır. Keza İngiliz eğitim sitemi John Locke ve tecrübi felsefeye, Almanların, İmmanuel Kant’a, Amerikan eğitim sistemi ise pragmatizme dayanır. Peki, Türk eğitim sisteminin felsefi kökleri nereye dayanıyor?
Ülkeler eğitim felsefelerini, kendi düşünce birikimleri üzerine, kendi kültür uzayına göre belirleyip bu çerçevede sistemleştiriyorlar.
Hatırlarsınız, bu köşede “pozitivizm” üzerine yazdığımız bir yazıda da ifade etmiştik. Osmanlı’nın güç kaybetmeye başladığı 19. yüzyılda Osmanlı aydınları, özellikle Fransız Aydınlanma ve Pozitivist düşüncesinin bir kurtuluş olduğunu zannederek, devlet-toplum ve birey ilişkilerini bu düşünce çerçevesinde belirlemeye kalktılar.
Oysa pozitivizm, kilisenin etkisini tamamen ortadan kaldırmak, laik yaşam tarzını toplumda yaygınlaştırmak, kaynaşmış bir kitle oluşturmak ve ilerici, akılcı bir anlayışı hâkim kılmak niyetindedir.
Eğitim sistemi de tam olarak bu düşünce etrafında şekillendi. Artık modernitenin teolojisi bilim idi. Her şeyin akılla ve bilimci bir yaklaşımla çözülebileceğine dair sarsılmaz kanaat kendini eğitim dünyasında da gösterdi ve eğitim ithal düşünce akımlarının tesiri altına girdi.
Kısacası 19. yüzyılda sağlıklı bir felsefi temele oturmadan oluşturulmaya çalışılan pozitivist, bilimci eğitim paradigması, cumhuriyetle birlikte iyice pekiştirildi. Ve 2019 yılı itibariyle bu anlayış hala varlığını devam ettirmektedir.
Cumhuriyetin ilanından iki yıl kadar evvel “Milli Eğitim Teşkilatı’nın” kurulduğunu göz önünde bulundurursak, cumhuriyetin eğitimle ilişkisini daha iyi gözlemleme imkânımız olacaktır. Cumhuriyet döneminde eğitime büyük önem verilmiştir. Çünkü eğitim, yeni bir ulus yaratma sürecinde ciddi bir toplumsallaştırma rolü oynamalıydı.
Bu bakımdan eğitim Muhsin Hesapçıoğlu’nun ifadesiyle tüm cumhuriyet tarihi boyunca Ziya Gökalp’ın savunduğu sosyolojizm kökenli Durkheimcı bir sistemi oluşturur. Bilindiği gibi E.Durkheim, eğitimi; “Yetişkin nesiller tarafından sosyal hayata henüz hazır olmayanlara uygulanan her türlü tesirlerdir” şeklinde tarif eder. Cumhuriyet, bu tesirleri eğitim mekanizmasını kurumsallaştırarak ve kutsallaştırarak başka bir deyişle araç ederek uygulamayı tercih etti.
Ne var ki bunu özgün olmaktan uzak ve tarihi, felsefi, kültürel bir temele yaslandırmadan “taklit” ve “ithal” bir metotla gerçekleştirdi.
Dolayısıyla Türk eğitim sisteminin Tanzimat’tan bugüne kendine özgü bir felsefesi hiç olmamıştır. Lâkin bu olmayacak anlamına gelmez. O gün Mustafa Gündüz Hoca da ifade etti;
“Eğitim felsefesi başka felsefeleri taklit etmekle oluşturulabilecek ve sürdürülebilecek bir mesele değildir. Her toplum kendi eğitim felsefesini bizatihi kendisi, kendi imkânları, tarihi ve kültürel birikimi, gayreti ve ihtiyaçları doğrultusunda oluşturmak zorundadır.”
Ancak bunun için önce hastalığı doğru teşhis etmemiz gerekir. Bugün milyonlarca öğrenciyi aynı saatte derse sokmanın ve onları teknoloji ile donatmanın zihin ve mana dünyalarına bir katkısı var mıdır?
Geçenlerde bu meseleleri dert edinen Memiş Okuyucu ile sohbet ederken acilen bir düşünce kuruluşunun hayat bulması gerektiğine dikkat çektik. Memiş Okuyucu “Maarif Araştırmaları Vakfı” adı altında geniş kapsamlı çalışmalar yapılabileceğini söyledi. Bir sonraki yazıda buradan devam edelim…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019