Ufuk COŞKUN
Batı, iki insanı asla unutmadı. 1099’da Haçlıların kiliseye çevirdiği Mescid-i Aksa’yı, 1187’de camiye çevirerek mahzeninde ilk namazı kılan Selahaddin Eyyübi’yi ve 1453 yılında İstanbul’un fethiyle birlikte Ayasofya’yı camiye çevirip orada ilk Cuma namazını kıldıran Fatih Sultan Mehmed Han’ı.
Milli eğitim sistemimiz ise tarihin bu iki önemli sultanına yeterince yer vermedi.
Yeni Zelanda’da katliam yapan terörist Tarrant’ın silahının üzerindeki tarihleri ve isimleri bizim ülkenin çocukları biliyor mudur?
20 Mayıs 1799’da Napolyon’u Akka’da durduran ve onu perişan eden Cezzar Ahmet Paşa’yı biliyorlar mıdır? Napolyon’un “bir ihtiyarın oyuncağı olduk” dediği bu kahraman paşayı ders kitaplarımızda görebiliyor muyuz?
Kut'ül Amare Zaferi’nden ne zaman haberimiz oldu? Batı, bin yıldır hafızasını diri tutarken biz neden tarihimizden uzaklaştık?
Gençler inanamıyor!
Tarih öğretmeni arkadaşım bir ara; “Gençleri, geçmişte dünyayı yöneten bir imparatorluğa sahip olduğumuza ikna etmekte zorlanıyorum” demişti. Ne hazin öyle değil mi? İnanamıyor gençler. Çünkü tarih diye önlerine konulan şey; inkılap tarihi ve devrimler!
Türk eğitim sistemi kurulurken, okul, resmi ideolojiye itaatkâr iyi birer vatandaş yetiştirecek buna mukabil laiklik de ulus toplum yaratmada bir motor gücü rolünü oynayacaktı. Bizim eğitim hikâyemiz böyle başladı.
Sonra, Yurttaşlık ve Vatandaşlık Bilgisi gibi ders kitaplarında Osmanlı nefreti işlenmeye başlandı. Batı, Türklerin geçmişinden, İstanbul’dan, Kudüs’ten, Fatih’ten, Selahaddin Eyyubi’den nasıl nefret ettiyse biz de öyle nefret ettik. Geçmişinden ne kadar nefret edersen o kadar iyi vatandaş sayılıyordun.
Ders kitaplarına; “Türkiye eskiden yalnız, kendi menfaatlerini düşünen, halka fenalıktan mazarrattan başka hiçbir faydası dokunmayan padişahların fena idaresi altındaydı.
Eskiden milletimizin başında padişah denilen adamlar vardı. Bunlar milleti düşünmezler, hep kendi zevklerini düşünürler ve halkı bir esir sürüsü sayarlardı” yazdırdılar.
Kör, sığ, kaba, ırkçı, medeniyet ve kültür karşıtı bu eprimiş zihniyeti bize muasırlaşmak diye yutturdular. Pozitivist Batıcılık adına, bu memleketin insanına zulmedildi. En büyük işkence; zihne yapılan, doğrudan hafızayı hedef alan, ruhi dengeyi altüst eden, insanı kendine yabancılaştıran işkencedir. Zihinlerimiz işgal edildi.
O kadar acıklı bir durum ki bu! Yıkılan binanın altında can çekişen insanlara benziyoruz. Hala bu enkazın altından kalkamadık.
Bilinç kayması yaşanıyor
Geçmişte dünyayı yönetmiş, kültür, sanat ve düşüncede ileri seviyeyi yakalamış imparatorluk bakiyesi bir milletin okulları böyle mi olmalıydı? Bugün okullar iskelet gibi. Ruhu yok! Gençler bilinç kayması yaşıyor.
Bu ülkenin çocuklarına reva görülen tarihsiz, ruhsuz, 19.yüzyıl eğitim düzeneğinden rahatsızım… Bazı sendikaların terör propagandası yaptığı, bazılarının makam mevki için liyakati, ahlakı, vicdanı rafa kaldırdığı, medyanın olanca kayıtsızlığıyla çerez haberler yaptığı bir ülkede bu çocukları kim düşünecek?
“Maarif hangi yöne yürürse millet ruhu da onun arkasından gider." “Fatih’in ruhunu kaybettik, onu tekrar bulmak zorundayız” diyordu Nurettin Topçu. Okul duvarlarına asılan Türk büyüklerinin resimleriyle tarih öğrettiğimizi sanıyoruz.
28 Şubat’ta “Sivil Savunma Günü” etkinliklerinden başka aklına bir şey gelmeyen, İstanbul’un fethini dahi anmaktan ürken, kayıtsız kalan bir okul düzeninde tarih bilinci aşılayamazsınız.
Kısacası, milleti, insanı, fıtratı, erdemi, ahlakı, tarihi, kültürü hesaba katmaksızın bir eğitim sistemi oluşturamazsınız. Eğer bunu yapamazsak, Batı'ya itaatkâr, zayıf bünyeli, değerlerine yabancı, ezik, minarelerimizden okunan ezanımızı bile hafife alacak kadar kişiliksiz, ruhsuz insanlar yetişmesine neden oluruz.
Bugünden tezi yok gençlerimize tarihi bir şuur ve bilinç aşılamamız gerekiyor. Özgüven sahibi gençlerimizin tarihten aldığı misyonla özgün fikirler üretmelerinin önünü açmalıyız.
Batı’ya ne lazım biliyor musunuz? Nereli olduğunu unutan, kimlik bunalımı yaşayan, bağımsızlık duygusunu yitiren, birbirinden kopuk, tutarsız, zayıf bünyeli insanlar lazım. Buna mani olmalıyız.
Böyle eğitim sisteminden Fatihler yetişmez ki! Fatihin İstanbul'u fethettiği yaştaki bu çocuklara artık böyle bir eğitim reva görülmemelidir. Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019