Ufuk COŞKUN
HDP’nin başındaki herif, “Bugün Türkiye’nin en bereketli toprakları burası. Buralar vaad edilmiş topraklar. Musa ömrünü bu toprakları arayarak geçirdi. Geldiler (Erdoğan ve ona destek veren milleti kastediyor) bu toprakları da kuruttular” diyor.
Edy Kohen adındaki bir Siyonist ise geçenlerde paylaştığı bir haritada, Anadolu topraklarını işgal edip İsrail’e katmakla tehdit ediyordu.
Likud Partisi'nin önde gelen isimlerinden Ariel Polstein, Kürtlerin, Siyonist devletin kendilerine verdiği desteği asla unutmayacağını, "bağımsız bir Kürt devleti, İsrail bayrağını dalgalandırdığında" iki ülkenin kelimenin tam anlamıyla müttefik olacağını ifade etmemiş miydi?
31 Mart yerel seçimlerinin sonuçları Batı’da “Ayosofya’nın intikamı alındı” şeklinde verilmedi mi?
Bu köşede, 28.04.2017 tarihli yazımda; “Türkiye'de Erdoğan düşmanı, büyük İsrail projesine uygun yeni ittifaklar kuruluyor. Çünkü onlara göre Erdoğan, yeni bin yılın Selahaddin Eyyubi'si ve ikinci Fatih konumunda. Öncelikle bu engelin ortadan kaldırılması ve Türkiye'nin teslim alınması için büyük planlar tezgâhlanıyor.
CHP ile HDP birleşme kararı alacak. Malumunuz HDP demek aynı zamanda ABD'nin Kuzey Suriye'de İsrail bayrağını dalgalandırsınlar diye silah yardımı yaptığı PYD/YPG demek” demiştim.
Buna İP ve SP’yi de ilave ederek gözlerimizin önünde dörtlü bir mekanizma inşa ettiler.
Beyaz-Anglo-Sakson-Protestanlar’a göre Anadolu, "Tanrının yürüdüğü topraklar" olarak görülür. Kabala'ya göre de Tanrı imparatorluğunun kuruluşunda en son seferde fethedilecek yer "Edom" ülkesidir. Edom, yani Anadolu.
Erdoğan, bu projeyi boşa çıkardığı için Türkiye şeytanlaştırılmaya ve yok edilmeye çalışılıyor. Bugün Türkiye'nin başarılı olması demek tüm dünya halklarının da bu yapıların tehdidinden kurtulması anlamına geliyor.
Şimdi Erdoğan’ın 31 Mart seçimlerini neden “bekâ” sorunu olarak gördüğünü anlayabildiniz mi?
Erdoğan, dünya siyaset arenasında öngörüleriyle bilinen, geleceği okuyabilen bir lider olarak tanınır. Dostu da düşmanı da bunu kabul etmiştir. Ne var ki burada medyası, yazarı, siyasetçisi ve aydını bekâ meselesini bile yerli yerinde kullanamadı.
Bu seçimlerin 2023’ün son virajı olduğunu onlar da biliyor. 2023’e kadar İsrail’in emellerine ulaşması lazım. Bunun için de Türkiye’nin Erdoğan kontrolünden çıkması gerekiyor.
Bu yüzden hemen her operasyonu, sandıkta milletin desteğiyle sonlandıran AK Parti’yi en zayıf yerinden vurdular. Yani sandıktan.
Ayhan Oğan’ın ifadesiyle bugün 2600 sandıkta Binali Yıldırım’a sıfır oy çıkmışsa bunun hatadan da öte ciddi bir operasyon olduğunu artık anlamamız gerekiyor. Peki, anlayabildik mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan tam 53 bin kilometre yol kat ederek il il, ilçe ilçe dolaşarak, gerek sosyal medya ortamlarında gerekse TV programlarında milletine işin ciddiyetini anlatmaya çalışırken biz ne yaptık?
Küresel çetenin fırsat bulduğu anda ülkemizi bir kaşık suda boğmaya çalıştığını hala anlayamadık mı? Neden sandıklarda önlem alınmadı?
Ya da Erdoğan’ın son yıllarda hemen hemen gittiği her yerde teşkilatına; “lüksten ve şatafattan uzak durun, çalmadık kapı, dokunmadık el, dokunmadık yürek bırakmayacak şekilde bu süreci seçim gününe kadar aralıksız devam ettirin” tavsiyesine uyuldu mu?
Kimi arasak “Aslanlar gibi mücadele ediyoruz” diyor ancak bir vakit sonra ardından bir makam elde etmiş olarak karşımıza çıkıyor. Ve bol miktarda hayırlı olsun ziyaretleri, sosyal medya görüntüleri, bayrak, vatan, dava şiirleri, hadisler, ayetler vs. Erdoğan ise 24 saat mesai yapıyor.
Şimdi kalkmış yazarlarımız, “CHP'ye oy veren saftırık vatandaşlar?” “AK Parti teşkilatlarını eleştirme kolaycılığına düşmeden” vs şeklinde hâlâ hatayı, problemi dışarıda bulma kolaycılığına kaçıyor.
Bazıları da bu şaibenin baş aktörünü CHP göstererek, FETÖ’nün adını bile geçirmiyor. Siz FETÖ’yü ne sanıyorsunuz? Onun her partiye her kılığa girebileceği ihtimalini neden hesaba katmıyorsunuz?
Kimse kusura bakmasın, bu kadar kararlı net bit duruşu olan ve her fırsatta halka hizmet diyen Erdoğan’ı anlayamadılar.
Heyecanını yitirmiş, tüm enerjisini torpile, makam, mevkiye harcayan, halka tepeden bakan, fakir fukarayı lügatinden çıkaran, paraya tamah eden, sorumsuz, ahlaksız, kibirli, vicdansız insanlarla yolumuzu tez vakitte ayırmalıyız.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019