Ufuk COŞKUN
Bir önceki yazımızda Pozitivizmin nasıl bir virüs gibi Osmanlı topraklarına girdiğinden bahsetmiştik. Kaldığımız yerden devam edelim.
Pozitivizm, bilimin ve aklın üstünlüğünü tekrar ilan ediyor ve aynı zamanda bilimin toplum olaylarını da açıklayabileceğini savunuyordu.
Comte, "En güzel yasalardan, insan evriminin en temel yasalarından hareket ederek, insanların belirli bir biçimde kullanabilecekleri, genel bir determinizmi keşfedecek sentetik bir bilim olacaktır” dediği pozitivist fikrini canlı tutuyordu.
Bu görüş, dünyanın akıl ile değiştirilebileceğine ve rasyonel temelde açıklanabileceğine dair bir inancı da beraberinde taşıyordu.
Esasında Aydınlanma, akla ve bilime dayanmayan her şeyi reddederek ortaçağ karanlığını aratmayacak bir totalitarizmin de tohumlarını atmıştı. Günümüzde örneklerini görmekte olduğumuz baskıcı, tutucu ve totaliter anlayışların kökeninde aklın, bilimin ve rasyonalizmin putlaştırılması yatmaktadır.
Aydınların her şeyi akıl ve bilimin öncülüğünde çözebileceklerine dair sarsılmaz inançları bir baskı unsuru olarak hala güncelliğini korumaktadır. O gün Ahmet Rıza’nın da ilgisini çekmiş ve pozitivist düşüncenin ülkede yaygınlaşmasında aktif rol oynamıştır.
Bu dönemde üç eksende cereyan eden düşünce akımlarının (Batıcılık, İslamcılık, Türkçülük) nihai hedefi; gelenekten koparak, Osmanlı’nın siyasi, sosyal ve ekonomik yapısını yeniden tesis etmekti.
Modernizmin bu üç çocuğu, birbirinden farklı yöntemler deneyecek olsa da, Batı’yı bir ambar olarak gören, düşünüş bakımından özgün ve yerli olmayan, ithal ideolojilerdi bunlar.
Bu üç akım da modernleşmenin ve bir paradigma değişikliğinin sonucu olarak doğmuştu. Bu arayış bir bakıma mağlubiyetin de deklare edilmesidir.
Devleti ve milleti kurtarma ve yeni bir yaşam tarzı oluşturma çabaları hep devam etti. Diğer taraftan müstebit olarak gördükleri Abdülhamid Han’ın siyasetinin ülkeyi çıkmaza sürüklediğini düşünüyorlardı.
Örneğin Abdullah Cevdet; “Uzun tecrübelerimizle biz, Müslüman kafasının, doğrudan doğruya Hristiyan âleminden geldiği takdirde aydınlığa bütün girişleri kapayacağını müşahede etmiş bulunmaktayız. Binaenaleyh bizler, Müslüman damarlarına yeni bir kan nakletme görevini üzerlerine alan bizler İslamiyet’te çok miktarda bulunan terakkiperver prensipleri arayıp bulmalıyız” diyordu.
Ziya Gökalp 1911 yılında Selanik’te Genç Kalemler Dergisi’nde, İttihat Terakki’nin Türkçü politikalarına kuramsal bir çerçeve kazandırırken; The Times’dan Valentine Chirol, “Ortadoğu” kavramını çoktan tedavüle sokmuş bölge üzerine yazılar kaleme almaktaydı.
Batılılaşma ve modernleşme hareketlerin ortaya çıkış kaynağı da kuşkusuz Batı idi. Bir taraftan da büyük bir kültürel sömürü tesis edilmişti. Haliyle İslamcılar da Türkçüler de gelenekle problemliydiler.
Klasik din eğitiminden geçmiş, Fransızca bilen, Batı filozoflarını tercümeden okuyan aydınlar; çağdaş uygarlığın, modernizmin sorunlarına karşı yine modernist ve akılcı bir yöntemle çözüm arayışına girişmişlerdi.
Batıcılar gibi İslamcılar da Osmanlı ilerlemesinin gerçekleşebilmesi için Avrupa’dan istifade edilmesi konusunda hemfikirdiler.
Farklı olarak Mehmet Akif’in;
“Bu cihetten hani hiç yılmasın oğlum gözünüz
Sade Garb’ın, yalnız ilmine dönsün yüzünüz” mısralarında da ifade ettiği gibi Avrupa’nın sadece ilim ve sanatının alınması gerektiğini düşünenler de vardı.
Sait Halim Paşa ise; “İslam dünyası maddi geriliğe düştü, Batı dünyası ise ahlaki açıdan sosyal bir felaket yaşamakta. Dolayısıyla biz onlardan teknik, bilim, sanat; onlar da bizden ahlaki ve sosyal kanunlar öğrenmelidir diyordu.
Balkan Savaşları Batıcı ekolün iflasıyla sonuçlanınca İttihat Terakki yönetiminde bu sefer Türkçü siyasi görüşler hâkim olmaya başladı. Türkçüler de Batı uygarlığı konusunda pek seçici davranmadılar.
Bu dönemde Afganistan’da İslam ülkelerinin ulusal kurtuluşlarının tek tek gerçekleştirilmesinden sonra İslam birliğinin kurulabileceğini fikrini savunan Cemalettin Efgani, bazı Yeni Osmanlıları, Jön Türkleri, Mehmet Emin Yurdakul, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu gibi Türkçüleri; Mehmed Âkif, Ahmet Hamdi Akseki, Said Nursi gibi İslâmcıları; Seyyid Bey, Şemseddin Günaltay gibi aydınların ilgisini çekti ve etkilemeyi başardı.
Kısacası, buraya ait olmayan köklü düşünce geleneğinden kopuk ithal fikirler ve tercümelerle tuhaf şekilde çözüm aranmaya başlandı. Buradan devam edelim…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019