Ufuk COŞKUN
75 yaşındaki Recep Dede’nin yırtık lastik ayakkabılarını konuşuyoruz. Birçok yönden ders çıkarılması gereken ibretlik bir hadise bu. Önce lastik ayakkabılardan başlayalım. Lastik ayakkabı Anadolu’da tarlasında bahçesinde iş tutan binlerce köylü vatandaşımızın giydiği bir ayakkabı türüdür. Bendeniz de bu ayakkabılardan çok giydim. Hem okuyor hem de tarlada çalışıyordum o vakitler. Sağlam bir ayakkabıdır. Yol tutuşu iyidir, kaymaz, esnektir, bilhassa zeytin ağaçlarına tırmanırken işe yarar ve sizi düşmekten kurtarır, üstelik ucuzdur. En son annemle Milas pazarından babam için 12 lira ödeyip iki çift lastik ayakkabı aldığımızı hatırlıyorum. Recep Dede de Anadolu’da yaşayan binlerce gariban köylüden sadece biri. Bakmayın siz lastik ayakkabısının yırtık-pırtık olduğuna, o da diğer köylü insanlarımız gibi asil, onurlu, çalışkan, fedakâr, sabırlı, kanaatkâr ve kadirşinastır. Biz, bu asil ve bilge insanları Çanakkale’de ve İstiklal Harbi’nde gösterdikleri dirayeti ve sabrı da biliyoruz. Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin” diyecek kadar asil ve nezaket sahibi soylu insanlardan bahsediyoruz. Bu âdem soyu, insanlığından ve duruşundan hiç ama hiçbir şey kaybetmedi.
***
Gelelim asıl mevzuya; Recep Dede’nin lastik ayakkabılarını ilk kez Doğan Medyası’nda ve paralel medyada izledim. Bol ajitasyonlu bir haberdi. Sonra malum basın ve tabii ki hazırda bekleyen bir kesim bunu devam ettirdi.”Yuh olsunmuş devlete!”, “Böyle mi yapılırmış!”,“ Gariban bir köylü insanın gururuyla oynamışlarmış!” falan filan... CHP lideri de Recep Dede’nin resmini havaya kaldırarak; “Ben bu vatandaşın derdindeyim, onlar saray derdinde” diyerek feryat etti! Bilmeyen de yıllardır köylü, fakir fukara, gariban insanların sesi olmuş bir kesimden bahsettiğinizi zanneder! Bu gariban insanlar Cumhuriyetçi elitist, laik, çağdaş, ilerici bir kesim tarafından yıllarca aşağılanmadı mı? Bir zamanların Hürriyet yazarı Bekir Coşkun, Recep Dede gibileri tarif ederken; elinde bayraklarla yürüyen kadınları görünce “Ne vınaklıyo bunlar len...” diye kızan insanlar dememiş miydi? Onlar göbeğini kaşıyan tipler değil miydi? Daha dün bu insanlar için bidon kafalı, cahil, kendini makarnaya sattı denilmedi mi?
Yıllardır Recep Dedeler üzerinden para kazanan Tayfun Talipoğlu bile “Trakya’ya kadar çinko eksikliği var” dememiş miydi? Anadolu’da, tarlasından-bahçesinden elde ettikleri üç kuruşluk kazançlarla kız çocuklarını okutmak isteyen bu gariban insanların çocuklarını sırf başörtüsü taktıkları gerekçesiyle eğitim hayatlarını bitirmediniz mi? Başörtüsü serbestliği için “411 el kaosa kalktı” diye manşet atanlar bunları hiç düşündü mü? İşte o kaos dediğiniz şey; bu gariban insanların meslek sahibi olsun diye okullara gönderdiği kız çocuklarıydı. Katıldığım bir TV programında evde eğitim modelini savunurken “bu insanlar kendi çocukları üzerinde söz sahibi olmalılar” dediğimde, biri milletvekili iki profesörün yüzleri limon dişlemiş gibiydi. “Ya davulcuya ya zurnacıya” misali diyerek güya beni aşağılamışlardı.
Yıllardır bu ülkede İmam Hatip Liselerini ve başörtülü kızları dillerine doladılar. Hâlbuki İmam Hatip Lisesinde okuyan çocukların yüzde 90’nı; tarlasında çift süren, dağda zeytin toplayan, yırtık lastik ayakkabı giyen, fakir, emekçi, ezilen köylü anne ve babaların çocuklarıydı. Diğer taraftan laiklik ve çağdaşlık adına karşı çıktıkları başörtülü kızlar ise öğrenimlerini yurtdışında yapamayacak kadar yoksul kız çocuklarıydı. Onların da babaları ağır koşullar altında çalışan, yoksul, emekçi, köylü ve işçi insanlardı. Bir sol parti olarak hiç değilse meselenin bu yönünü düşünerek bu tür haksızlıklara ve olumsuzluklara hayır demediler. Fakirliğin, yoksulluğun, emeğin dini imanı mı olur? diye bir kez olsun sormadılar. Şimdi kalkmışlar, “Acının ve gururun simgesi Recep Dede” diye manşet atıyorlar! Ben bu gariban insanların derdindeyim diyebiliyorlar. İnsanda biraz ahlak, vicdan olmalı.
Aslında Recep Dedeyi çok sevdiklerinden ya da gariban olduğundan ötürü sahip çıkmıyorlar. “Yırtık lastik ayakkabıları, sivil iktidarı devirme savaşında küçük bir araç olarak kullanabilir miyiz?” onun derdindeler. Bu kadar alçakça işleyen bir çarkları var. Bir çift lastik ayakkabının iktidarı zayıflatacağını umuyorlar. Başından beri bu insanlara sahip çıkan bir yürekleri olsa, böyle bir duygu ve düşünceye sahip olsalar, eyvallah! Lakin biliyoruz ki bu insanları sevemediler, onları her fırsatta aşağıladılar, görmezden geldiler, yok saydılar ve onlardan hep utandılar. Onları yontma taş devrinden kalma mağara insanları olarak gören kimlerdi? Sırf AK Parti’ye oy verdikleri gerekçesiyle yemedikleri hakaret kalmadı. Bu insanları kullanıp atılabilen selpak mendili zannediyorlar. Yeri geldiğinde aşağılayacakları, yeri geldiğinde de ajitasyon malzemesi yapacakları meta olarak gördüler!
Soma’da, Ermenek’te ve başka yerlerde yaşanan bu elim hadiselerdeki aksaklıklar, hatalar bir daha yaşanmasın diye sonuna kadar eleştirilmeli. İşsizlikle, fakirlikle sonuna kadar mücadele edilmeli. Bir taraftan parası olmadığı için bir lastik ayakkabı bile alamayan insanların yaşadığı bir ülkede; evet, bir bakanın ister hediye, ister kendi parasıyla olsun, koluna taktığı binlerce dolarlık saat yerin dibine sokulmalı. Ama siz bunu yapmıyorsunuz. Ölümleri, kazaları, afetleri kendi dar ideolojilerinin reklamı için birer fırsat olarak gören ahlaksız bir kesim var karşımızda. Her fırsatı değerlendirerek AK Parti’yi bir kaşık suda boğmaya ant içmiş bir ruh haliyle hiç ama hiç samimi gelmiyorsunuz. Recep Dede’nin lastik ayakkabılarından bir şey çıkmaz. Elli yıldır lastik ayakkabı giyen babam bile “İlk kez bu dönemde bize insan gibi muamele edildi, rahat yüzü gördük” diyor. Mesele budur!
Yazarlar
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019