Ufuk COŞKUN
Sıradan bir kamu okuluna yolunuz düşerse, okul idarecilerinin kapılarının önünde ya da koridor başlarında nöbetçi öğrencilere denk geldiğinizi göreceksiniz. Burada resmi yazıları öğretmenlere imzalatmak için koşuşturan çocuklara rastlamamız çok olağan bir durum. Okul idarecilerine çay servisi yapan nöbetçi öğrencilere bile denk gelme ihtimaliniz bir hayli yüksek..Her okulun buna uyduğunu sanmıyorum ama sanırım çocuklar, son düzenlemeyle sadece teneffüslerde nöbet tutacaklarmış.Elbette bu durum da normal karşılanmamalı. Tüm gün okul idarecilerinin işlerine yardım eden bu çocuklar için sendikalı okul idarecileri “sorumluluk duyguları gelişiyor”diye bir de kılıf uydurmuşlar! Çünkü yönetmelikte de öyle bir ibare yer almakta. İlgili yönetmelik şöyle;
“Küçük yaşlardan itibaren görev ve sorumluluk duygularını geliştirmek, okulun yönetim işlerinde görev almalarını sağlamak amacıyla ortaokul ve imam-hatip ortaokulu öğrencileri, okul yerleşim alanı içinde nöbet görevlerini yürütürler. Nöbetçi öğrenci kendi devresinde, ders saatleri dışındaki zamanlarda nöbet tutar.Nöbetçi öğrenciye nöbet görevi dışında özel hizmetler yaptırılamaz.”
Bu görev ve sorumluluk duygularını geliştirme meselesine döneceğim ancak ondan evvel söylemem gereken bir iki husus var. Öncelikle bu tür bir nöbet sistemi sadece iki kuruma özeldir. Bunlardan biri ordu -ki kesinlikle gereklidir- diğeri de okullardır.Cumhuriyeti kuran kadrolar “bizim iki ordumuz var” demişler. Biri düşmanı durdurmak için silahlı kuvvetler, diğeri de cehaleti durdurmak için eğitim ordusu! Öyle ki başından beri bu iki kurumu birbirinden hiç ayırmamışlar!Normal bir demokratik ülkede eğitim ve ordu kelimelerinin yanyana telaffuzu bile sözkonusu edilmezken ne var ki bizde tek parti döneminden daha düne kadar eğitim kurumları silahlı kuvvetlerden hiç ama hiç ayrı tutulmamıştı.”Her Türk asker doğar” efsanesi eğitimle varlık bulmuş ve yıllardır çocuklara hayata asker gibi bakmaları sağlanmıştır.Hatırlarsanız askeri komutlar eşliğinde çocuklara ezberlettirilen andımız adlı yemin metni daha yeni kaldırıldı.Keza çocuklara Türk silahlı kuvvetlerini tanıtmak ve orduya içten bir bağlılık aşılayan Milli Güvenlik Bilgisi ders kitapları da öyle..Çocuklar son yıllarda militarizm içerikli birçok uygulama ve yönetmelikten kurtarıldılar ancak bilinmelidir ki nöbetçi öğrenci uygulaması da militarist bir uygulamadır.
211 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nunda ifade edilen nöbet sistemi; nöbet hizmetlerinin belirli sıra ile nasıl ve ne şekilde yürütüleceğine ilişkindir.Elbette söz konusu askerlik hizmeti olduğu için “nöbet sistemi” bu kurum için gerekli bir uygulamadır. Ne var ki benzer bir uygulamanın okullarda uygulanıyor olması eğitim çerçevesinden bakıldığında gerekli bir uygulama değildir. Öğrencilerin her sabah ikişerli sıraya dizilmeleri, öğretmenlerin bölük komutanı gibi bu sıraların başında durması, rahat,hazır-ol komutlarının çektirilmesi, Beden Eğitimi derslerinde çocuklara asker yürüyüşlerinin yaptırılması, öğretmenin “günaydın” demesine karşılık öğrencilerin hep bir ağızdan “sağ ol” şeklinde cevap vermeleri vs. gibi bir yığın uygulamaların “eğitim-ordu” bütünleşmesini göstermesi açısından bir hayli ibretliktir. Bu bakımdan eğitim sistemi eleştirilerine nöbetçi öğrenci uygulamalarının da dahil edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu mesele üzerinde ne yazık ki kimse durmuyor, eğitim sendikaları da dillendirmiyor.Beni en çok üzen ise hemen hepsinin bir sendikaya üye olduğu okul idarecilerinin “nöbetçi öğrenciler işimize çok yarıyor” diyerek bu uygulamayı olumlu bulmaları.
Kısacası 2023 hedeflerinden bahsedilen ve sürekli eğitimde yeniliğe vurgu yapılan ülkemizin devlet okullarında çocuklara nöbet tutturma bir gelenek halini almış gibi duruyor. Görev ve sorumluluk duygularını geliştirmek meselesi de tartışmaya açık bir meseledir. Çocuklarımızın psikolojik ve sosyal gelişimleri ve okulundan edineceği sorumluluk duygusu sadece nöbetçi öğrenci uygulamalarıyla sağlanamaz.Bizim onlara kazandıracağımız en mühim sorumluluk hayata özgürce bakmalarını sağlamaktır. Ülkesini her alanda geliştirmeye şevkli demokratik ve barış dolu bir ülkede yaşama ilkesini benimsemiş, farklılıklarımızı zenginlik olarak gören ahlak, vicdan ve onur sahibi birer yuttaş olmalarını sağlamaktır. Sırf okul idarecilerinin işlerini kolaylaştırıyor diye “en iyi hizmeti veren, sorumluluğunu en iyi bilendir” gibi eğitimle alakası olmayan aldatmacalarla vakit kaybetmemeliyiz. Bildiğim kadarıyla özel okullarda böylesi bir nöbetçi öğrenci uygulamasına rastlanılmamaktadır.
Eğitimcilere yönelik nöbet yönetmeliğini de aynı çerçevede değerlendiriyorum. Eğitimciler sadece belirlenen gün ve saatte okul koridorlarında çocukların birbirlerine çarpmaması için gayret göstermekten başka bir işe yaramamaktadırlar.Bu uygulamanın da kaldırılması gerekirken daha teşvik edilmesi grçekten manidardır.Eğitimin nihai amacı tek tip insan üretmek değildir. Birbirleriyle iyi ilişkiler kuran, kendine ait bir dünyası olan ve bu dünyasını kendisi için koyduğu ilkeleriyle zenginleştiren özgür bireylerin yetişmesine vesile olmaktır. Bunun da başlıca yolu; insanın en tabii haklarına, özelliklerini en verimli şekilde kullanmasına imkân tanımaktan geçmektedir. Başka bir deyişle insanın doğuştan getirdiği kabiliyetlerini geliştirebilmesinin yolu, kuşkusuz insanı insana bırakmaktan geçmektedir. Sürekli insanın kısıtlandığı, en temel gereksinimlerinin bile yasa ve yönetmeliklerle belirlendiği bir ortamda doğal olarak insanın bireysel yaratıcılığı körelecektir. Düşünme yetisi kaybolacaktır. Humboldt’un da ifade ettiği gibi “Bir şeyi emir üzerine üreten bir insan, artık kendi itki ve arzularıyla davranan bir insan değildir.” Gelin bu eğitime yakışmayan uygulamayı da kaldıralım..
twitter.com/sivildemokrat
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019