Ufuk COŞKUN
Geçen hafta TGRT’de Gülden Kalecik’in sunduğu “ Konuşacak Çok Şey Var” adlı programda ben, Uzay TV’de Cengiz Alğan’la hazırlayıp sunduğumuz Yeni Siyaset’te İlhami Işık ve Serbestiyet’ten Halil Bertay PKK’ya savaşmak için Kürt ve Türk kamuoyuna ikna edici tek bir gerekçeniz var mı? minvalinde bir soru sorduk. Bu satırları yazarken bile telefonuma ardı ardına çatışma ve şehit haberleri düşüyor. Evet, tam olarak bunu soruyoruz.. Neden? Ne oldu da KCK eş başkanları ateşkes kararı aldı? Ne oldu da bölgede megafonlarla halka devrimci halk savaşına iştirak etmeleri yönünde çağrılar yapılıyor? Doğu ve Güneydoğu illerinde Kürtler sistematik olarak işkenceden mi geçiriliyor? OHAL geri mi geldi? JİTEM eski faaliyetlerine kaldığı yerden devam etmeye mi başladı? Kürtçe yine mi yasak oldu? KCK’nın 11 Temmuz 2015’te çatışma için aldığı kararda bu tür gerekçeleri okuyan, duyan oldu mu? Ben göremedim..Çünkü bu gerekçelerin tümü ortadan kalktı. Buna rağmen KCK, 11 Temmuz’da, bugüne değin her türlü engelleme operasyonuna karşın kelle koltukta yürüttüğümüz, canımızı, malımızı ortaya koyduğumuz çözüm süreciyle kafa bulur gibi gerekçeler ortaya attı ve savaşı başlatan taraf oldu.
O yüzdendir ki savaşmak için geçerli tek bir neden söyleyemiyorlar. Bazı PKK’lıların sundukları gerekçeler ise bir hayli ibretlik. Kimi kalekolları, kimi devletin verdiği sözleri savsakladığını(!) kimi Uludere’yi, kimi Dolmabahçe mutabakatını gerekçe olarak gösteriyor(!) Kahir ekseriyeti ise cumhuriyetin ilk yıllarına, Şeyh Said örneğine ve elbette 90’lı yıllara vurgu yaparak PKK’nın haklı olabileceğini ifade ediyor! Ama hiç birinin 2015 yılında PKK’nın pusu kurarak aldığı canlara bir sözü yok. Tam da bu noktada cumhuriyetten beri yaşanan Kürt mağduriyetinin 2015 yılı itibariyle hala gündemde tutulmak istenmesi meselesini biraz açmak istiyorum. Bugün aklı başında herkes çok iyi bilir ki son 10 yıldır Kürtler cumhuriyet tarihinin en özgür, en demokratik ve en verimli yıllarını yaşadılar. Ret ve inkâr politikaları tarih oldu. OHAL kalktı, JİTEM yok, Kürtçe serbest. Bugün bağımsız devlet kurma fikri dâhil her şey özgürce konuşulabiliyor. 2002 yılından beri sırf turizmde yüzde 84’lük bir artış olmuş. Türkler barış ve çözüm sürecinin ciddiyeti uğruna Öcalan’ın muhatap alınmasını bırakınız eleştirmeyi teşvik bile ettiler.
Kandil ideolojisine bağlı itaatkâr Kürt halkı isteniyor;
Ne var ki Kürtlerin büyük bir çoğunluğu hala tek parti döneminden ve 90’lı yıllardan kendilerini kurtaramadılar. Meseleye bakışları hala efendi(Türk) köle(Kürt) anlayışı üzerine kurulu. Hala kendilerini ezilen, varlıkları, kimlikleri, dilleri yok sayılan bir kesim olarak görüyorlar. Baksanız insanlık tarihinin en büyük mağduriyetini bugünkü Kürtler yaşamakta… Kuşkusuz Kandil eğitim sisteminin ve Kandil ideolojisinin bunda rolü büyük. Ulus devletçi, elitist, güçlü, nüfuzlu, tek parti anlayışına hâkim Kürt önderleri/komutanları/siyasetçileri Kürtlerin sürekli olarak kendilerini hakları gasp edilen, ezilen bir kesim olarak görmelerini istiyor. Çünkü bu psikolojinin kin ve nefreti diri tuttuğunu çok iyi biliyorlar. 2015 yılında dağda, eli tetikte, dünyadan, şehirden ve medeniyetten kopuk bu nüfuzlu kesim kendilerine bağlı, bağımlı, itaatkâr, kontrol edilebilir bir Kürt halkını ancak bu şekilde yönetebiliriz diye düşünüyor. Gerçekten çok hazin bir durum… Oysa Kürtleri bir 100 yıl geriye hapsetmek büyük haksızlık.
Kuşkusuz Kürtler cumhuriyet döneminden beri çok ciddi mağduriyetler yaşadı. Hak ve hukukları ihlal edildi. Fakat kabul etmelisiniz ki aynı mağduriyeti belki daha fazlasını dindar Türkler de yaşadı. Düşünebiliyor musunuz? 1000 yıllık medeniyet, ilim, irfan, kültür ve sanat birikimleri bir gecede heba edildi. Harf devrimiyle birlikte insanlık tarihinin en büyük dil kıyımına maruz kaldılar. Anadiller yasaklandı. Dolayısıyla birikimleri, eserleri, acı-tatlı hikâyeleri, mimari, felsefe ve edebiyat anlayışları evet, bir gecede yok edildi. Geçmişle ilgili tüm irtibatları kopartıldı. Hafızaları boşaltıldı.. Sadece Kürtlerin değil Türklerin de dedelerini astılar. Sırf şapka giymedi diye Türk şehirleri bombalandı. Şapka giymedi diye asılan İskilipli Atıf Hoca ile 60 darbesinde asılan ülkenin başbakanı Adnan Menderes Türk’tü. Müslümanların camileri satıldı, ezanları Türkçe okutuldu daha düne kadar kızları başörtülü diye okul önlerinde kovuluyordu. Kuşkusuz İttihat Terakki zihniyeti kimsenin ne olduğuna bakmaksızın, ayrım gözetmeksizin her kesime ciddi mağduriyetler yaşattı. Kısacası“Türkiye Türklerindir” diyen zihniyetin yaşattığı acıların hesabını tutmak bir hayli zor. “Türkiye Türklerindir” diyen zihniyet Kürtler kadar Türkleri de ciddi hasarlar verdi. Velhasıl bizim acılarımız, yaşadığımız mağduriyetler ortaktı. Bu anlamda kaç yıldır çözüm sürecini bir fırsat olarak görüyorduk.
Yeni Türkiye, yeniden başlangıç yapmamız için önümüzde duran tarihi bir fırsattı. Ne var ki Kürtler, ulus devletçi Kandil ideolojisinin tahakkümü altında dünyadan koparılmak isteniyor. Onlara şunu demek isterim. Sizler dünün ezilmiş Kürtleri değilsiniz artık Erdoğan’ın ifadesiyle bu ülkenin 1.sınıf vatandaşlarısınız. Bu hakikatle yüzleşin. PKK,sizleri 19.yüzyılın zihin dünyasına mahkum etmek istiyor. Gelin yeni Türkiye çatısı altında bu barikatı hep birlikte aşalım…
@sivildemokrat
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019