Ufuk COŞKUN
MHP AK Parti koalisyon ihtimalini kuvvetli bulan, teşvik eden, ehven-i şerdir diyen hatta hayırlı olur diyen kesimler hayal kırıklığı yaşadı mı bilmem ama benim beklediğim bir neticeydi. CHP AK Parti koalisyonuna karşı çıkanların MHP AK Parti koalisyonuna karşı çıkmamalarını hatta teşvik etmelerini bir türlü anlayabilmiş değilim. Her şeyden evvel MHP ve CHP aynı zihniyetin ürünü iki partidir. Bu iki parti İttihat ve Terakki’nin ikiz kardeşleridir. Keza milliyetçi, ulus devletçi, tekçi HDP zihniyeti de öyle. Bahçeli’nin kritik, hassas, kırılgan süreçlerde tutunduğu tavrı, bir “ülke sevdası” ya da “devlet terbiyesi” şeklinde tanımlayan, yücelten bazı arkadaşlar bu sefer de aynı beklenti içerisine girdiler. Bırakınız MHP’nin dışarıdan destek vererek kurulacak bir azınlık hükümetini, bu buluşmanın bir koalisyonla neticelenmesini umdular. Örneğin Kanala televizyonun yayın yönetmeni Alper Tan, MHP ile koalisyon ihtimalini çok yüksek buluyor ve bu koalisyonun Türkiye için çok daha hayırlı olacağını ifade ediyordu. Çoğu analizlerini beğenerek okuduğum ve istifade ettiğim Alper Tan 12 Eylül öncesinde çatıştıkları siyasi zihniyetle 1999 yılında, 57. Hükümette uyumlu bir ortak olan MHP, Ak Parti ile neden ortaklık yapamasın? diyordu örneğin.
Ben artık meselelere böyle bakmıyorum. Bakınız gelinen nokta itibariyle Türkiye’de safları belirginleşmiş iki kesim var. Eski Türkiye ve yeni Türkiye. Eski Türkiye; MHP, CHP, HDP ve bunların etrafında kümelenmiş irili ufaklı siyasi partilerin, medya organlarının yer aldığı eski zihniyeti temsil ediyor. Yeni Türkiye ise tek başına AK Parti ve onun ürettiği yerli, özgün ve özgürlükçü politikaların temsil edildiği medeniyet perspektifli bağımsız bir Türkiye’yi temsil ediyor. Türkiye’nin kaderini bu iki kesimin mücadelesi belirleyecek..
Bugün görünürde birbirinden farklıymış gibi görünen MHP,CHP ve HDP’nin aynı noktada birleştikleri ve aynı sorunu paylaştıkları bir Erdoğan meseleleri var örneğin.. Kim demiş HDP ile MHP aynı noktada buluşmaz diye? Söz konusu Erdoğan nefreti olunca Bahçeli’nin sarf ettiği ifadelerin HDP eş başkanların sarf ettiği ifadelerden ne farkı var? Bu üç partinin AK Parti karşıtlığı medeni bir siyasi rekabet anlayışına dayanmıyor. Üçünün de karşı olduğu şey AK Parti ve Erdoğan… Başka bir deyişle asıl karşı oldukları şey Yeni Türkiye’dir. Yeni Türkiye’nin inşasından, medeniyetinin yeniden inşasından, ortak aklın, ortak vicdanın ve idrakin inşasından, yeni bir ilim dilinin inşasından yana değiller. Ülkenin zengin, güçlü, bağımsız politikalar üretmesini arzu etmiyorlar tam tersi engellemek için uğraş veriyorlar. Kritik buluşmadan 3-5 gün önce sosyal medyada MHP’nin tüm kapıları kapatacağını ve oluşacak muhtemel senaryoyu yazmıştım. Hatta sen ne demek istiyorsun? tarzında bazı eleştiriler de aldım.. Aslında demek istediğim şuydu. Ortada paralel yapının hemen her gün dillendirdiği şartlar Bahçeli’nin elindeydi ve Bahçeli bundan asla taviz vermiyordu. Yani şöyle bir zamanda yaşadıklarımızın “ tabanlarımız birbirine yakındır” söyleminden daha derin ve çetrefilli olduğunu söylemeye çalışıyordum.
MHP liderinin ülkenin cumhurbaşkanına dönük tam tamına paralel ve HDP ağzıyla diktatör, yerli Hitler, hırsız, ucu nereye uzanırsa uzansın, halk değil de parlamento seçsin türünden ifadeleri/şartları/dayatmaları bize işin ne kadar ciddi ve oyunun ne denli büyük olduğunu göstermektedir. Bu ifadelerin ve ortaya konulan şartların ülkenin şu an içinde bulunduğu (aciliyeti de olan) ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlarına ne gibi bir faydası var. Demek ki maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Elindeki 80 milletvekiliyle Türkiye siyasetine yön vermeye çalışan, sağa sola komutlar yağdıran, siyaseti tıkayan, maksadını açık eden Bahçeli’nin 160 milletvekiliyle neler yapabileceğini düşünebiliyor musunuz!? Bereket versin iktidar olma şansları yok. 7 Haziran seçimlerinin ne denli mühim olduğunu bu süreçte oynanan kirli oyunları gördükçe daha iyi anlıyoruz. Başbakan Davutoğlu başından beri tüm samimiyetiyle liderlerle görüştü. Muhtemel koalisyon seçeneklerinin tümünü masaya yatırdı ve ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tuttu. Ne var ki gündemlerinde ülkenin istikrarı ve itibarı olmayan eski zihniyete mensup muhalefet liderleri kişisel hırslarına mağlup oldular. Evet, hiçbiri kazanmadı. Millet olarak meselenin tüm ayrıntılarına vakıfız. MHP, CHP ve HDP ortaklığının farklı bir boyutta devam edebileceğini de görmüş olduk. Artık bu işi ancak seçim paklar.
MHP’nin kapıları kapatması kendi zararına oldu. Bunun faturası seçimde kesilir. Şimdi anayasanın 116.maddesi devreye girecek ve anayasa çerçevesinde bir seçim hükümeti kurulacak.. ”Seçim yaptırtmayacağız” diyenler ise bu süreçte muhalefetin tüm beceriksizliğini, art niyetini ve basiretsizliği Erdoğan’a fatura etmeye çalışıyor. Bu kadar da yüzsüzler. Algı yönetiminin zirvesini yaşıyoruz anlayacağınız. Neyse nihayetinde Gladyo beslemelerinin vazifesi budur. Devlet memuru gibi görevlerini aksatmadan yapacaklar. Bu ülkenin vicdan sahibi insanlarının da eli armut toplamıyor tabii. Her engeli aşabilirler ama halk engelini aşamayacaklar. Bu halk size bu ülkeyi yedirmez. Seçimlerden sonra yeni Türkiye projesi kaldığı yerden devam edecektir.
@sivildemokrat
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- AK Parti yeniden yapılanmalıdır
28.06.2019 - Kürtler Her Şeyin Farkında!
19.06.2019 - İttihatçı Zihniyet Karakter Değiştiriyor
14.05.2019 - 1 Mayıs: Sendikacılık ve Emperyalizm
2.05.2019 - Sandıkta FETÖ Operasyonu
8.02.2019 - Milli Eğitim Neden Tarihimize Yabancı?
22.03.2019 - Bekâ meselesini anlayabilme idrakı!
7.02.2019 - Türk Eğitim Sisteminin Bir Felsefesi Var mı?
25.02.2019 - Aklı kutsayan Modernist İslamcılar
21.02.2019 - İthal Düşünce Akımları
18.02.2019
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Rahmi Yılmaz
Teşekkürler arife köse çok beğendim