Ufuk COŞKUN
“Dil devrimi adı altında damarlarımız kesildi. Türkçemiz, tatsız, tuzsuz, ruhsuz kelimelerin tasallutu altına sokularak kadim medeniyet ile arasındaki bağ kopartılmaya çalışılmıştır.” (Recep Tayyip Erdoğan-2018)
Cumhurbaşkanımızın bu ifadeleri bir dönem dil devrimi adı altında yapılan insanlık tarihinin en büyük kültür kıyımını özetler niteliktedir.
Bakınız şu kelimeler CHP’nin 1935 tarihli programından…” Törütgen yetkiler, yoğaltmanlar, ertik okulları, taplamak, irde kaynağı, çıkat tecimi için kipleştirmek…” Anlaşılması için bir de yanına 170 kelimelik bir sözlük yayınladılar. Tarihte görülmüş bir şey değildir bu!
1923 Şubat’ında İzmir İktisat Kongresi’inde Latin harflerinin kabulü için önerge verildiğinde herkes şaşkındı. Kimin aklına gelir ki?
Vasıf Çınar’ın öğretmenler arasında yaptırdığı bir ankete göre öğretmenlerin yüzde 96’sı Latin alfabesine karşıdır. İsmet İnönü’nün bile bir müddet direndiği söylenir. Toplumdan da böyle bir talep yok. O halde neden alelacele bir dil devrimine gerek duyuldu? Üstelik dünyada başka bir örneğine rastlanılmamışken!
Buna rağmen 9/10 Ağustos 1928 yılında ilk heykelin dikildiği Sarayburnu’nda “Bu milletin asırlardan beri hallolunamayan bu ihtiyacının birkaç sene içinde tamamen temin edileceği” garantisiyle dil devrimine start verildi.
Neticede 1353 sayılı 11 maddelik kanun kabul edildi. Buna göre iki ay içerisinde yeni alfabeye geçilecekti. 1 Ocak 1929’dan itibaren tüm kitaplar ve gazeteler yeni alfabeyle basılacaktır. 5’inci maddeye göre eski yazıyla kitap basılması suç haline getirilmişti. 9’inci madde ise tüm mekteplerin Türkçe tedrisatında Türk harfleri kullanılır” diyordu.
1000 yıllık kültür birikimini okuma ve yorumlama imkânının bir yasayla elimizden alındığı enteresan bir devrimdir bu.
Bahane olarak cehaletin ortadan kaldırılması ve batı kültürüne açılma olarak gösterdiler. Oysa gerçek neden bu değildi. Çünkü 1927-35 arasında okuma yazma öğrenenler toplam nüfusun sadece yüzde 10.3’nü oluşturuyordu. 1935’te ancak yüzde 20’ye çıkabilecektir. Necdet Sakaloğlu’na göre bu bir başarı değil ancak bir avuntu sebebi olabilirdi.
Örneğin 1925 yılında gazetelerin toplam tirajı 40 bin iken bu sayı 1928 yılının sonunda 19 bine düştü. Daha da kötüsü 1932 yılından 1970’lere kadar(bu hala devam ediyor) 6500 yeni sözcük yaratılmıştır. Devellioğlu’na göre 83,400 kelimelik Türk dilinden yaklaşık 60 bin kelime atılmış ve yerine 3100 kadar yeni kelime konulmuştur. Dolayısıyla dil devrimi adı altında Türkçe yazı dili en az yüzde 68 oranında fakirleşmiştir.
Diğer taraftan okul oranları da bir hayli düşmüş ve eğitimin kalitesi neredeyse sıfırlanmıştır. 1895 Abdülhamid Han döneminde 23.518 (ilköğretim) olan okul sayısı dil devriminden sonra 6 bine düşmüştür. 1924-25’ten sonra Mustafa Kemal’in ölümüne kadar geçen 13 yılda açılan toplam okul sayısı 713’tür. Artış %11. Benzer veriler ortaokullar için de geçerlidir.
Abdülhamid Han dönemiyle kıyaslanabilecek düzeye ancak 1950’li yıllardan sonra ulaşılmıştır. Aradaki bu yıllar Türkiye’nin kayıp yıllarıdır. Peki, onca itiraza ve başarısızlığa rağmen neden böyle bir devrime gerek duyuldu?
İsterseniz cevabı Tarık Zafer Tunaya’dan alalım! Der ki; ”Harf devrimini olanaklı kılan ikinci etken her şeye rağmen Osmanlı kitaplarını dolduran hatırı sayılır birikimin büyük ölçüde bir Orta Çağ birikimi olmasıydı. Bu birikimin tarihsel bir değeri şüphesiz vardı ama 20.yüzyıl için geçerliliği hayli sınırlıydı… Atatürk ve arkadaşları yeni harfleri Tarık bin Zeyyad’ın İspanya’yı fethederken gemileri yakması gibi, bir de Osmanlı kitaplarındaki Orta Çağ birikimiyle ilişkileri kopartmak için de istemiş olabilirler.”
Şimdi anladınız mı? Binlerce yıllık Yunan, İbrani, Hint, Japon, Çin, Ermeni vs yazıları hiç değişmediği halde neden bizim dilimizi değiştirmeye/koparmaya çalıştılar? Bu öyle muasır medeniyet saçmalığıyla izah edilebilecek bir mesele midir?
Milletimizi tarihinden kopartmak, tüm kazanımlarından/birikiminden mahrum etmek dahası onları anlaşılmaz kılmak ve hafızasını boşaltmak için yapıldı. Bu kültür katliamının yaralarını sarmak mecburiyetindeyiz. Milli eğitim tarihimize önem vermeli, TDK’da hala devam eden dil katliamına da artık dur demeliyiz.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019