Ufuk COŞKUN
Cumhuriyet Gazetesi’nin manşetten duyurduğu haber şöyle; “Eğitime değil namaza!”Bir başka haber sitesi ise haberi; “MEB yarıyıl tatilinde öğrencileri günde beş vakit camiye götürmek için kampanya başlattı” şeklinde takdim etti.
Habere göre; eğitim alanını dinselleştirmek için her türlü adımı atmaya devam eden MEB, tatillerde de çocukları tarikat ve cemaatlere emanet etmeye devam ediyormuş. Asıl büyük suç ise çocukların sureleri öğrenecek olmasıymış! Ne kadar korkunç bir şey değil mi?
CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen ise mecliste yaptığı konuşmada bunun ciddi bir insan hakları ihlali olduğunu vurgulayarak, CHP’nin genlerinde taşıdığı cami nefretini bir kez daha gözler önüne serdi.
CHP’nin genlerinde var;
Milli Eğitim Bakanlığı onayı ile Server Gençlik ve Spor Kulübü tarafından başlatılan“Haydi Çocuklar Camiye” adlı sivil etkinliğin, uluslararası sözleşmelere de aykırı olduğunu vurgulayan vekil; etkinlik adı altında çocuklara bir ideoloji empoze edilmesinin(!) insan haklarına aykırı olduğunu dile getirdi.
Düşünün, bir vekil, kahir ekseriyeti Müslüman olan bir ülkede, Müslüman bir ailenin evladını camiye göndermesini bir ideoloji empoze etmek olarak algılıyor ve bunun aynı zamanda bir insan hakları ihlali olduğunu söyleyebiliyor. Bu tür insanları nasıl vekil yapabiliyorlar anlamıyorum.
Ayrıca bu etkinlik sanki MEB’in çıkardığı bir yönetmelikle zorunlu tutulmuş gibi bir algıyla servis ediliyor.
Geçen aylarda yine CHP’li bir vekil olan Kadim Durmaz, Tokat’ın Turhal ilçesinde öğrencilerin tarihi bir camiye yaptıkları ziyareti, Meclise yazılı soru önergesi olarak taşıyarak tepkisini dile getirmişti.
Müslüman bir ülkede dindar ailelerin çocuklarının camiye ziyarette bulunması bile sakıncalı görülebiliyor. Ne yani Müslüman aileler çocuklarını camiye değil de kiliseye mi gönderecek?
Avrupa’da;
Avrupa ülkelerinde öğrencilerin kiliseye gitmeleri hatta ayinlere katılıp dua etmeleri insan hakları ihlali olmuyor da Türkiye’de Müslüman bir ailenin çocuğu camiye gittiğinde mi insan hakları ihlali oluyor?
Avrupa’da okullarda din derslerinin yanında dini içerikli etkinlikler de yürütülüyor. Okulun açılış ve kapanışında yapılan toplantı, kutlama, önemli gün ve gecelerde dini içerikler kullanılıyor.
Okul öncesi, ilk ve ortaöğretimde özelikle Katolik okullarda öğrenciler kiliseye götürülerek dinî ayinler yaptırılabiliyor. Katolik anaokulu ve ilkokullarında dersler çoğunlukla dua ile başlıyor. Devlet okullarının bir kısmında din dersleri için özel sınıflar kullanılıyor.
Örneğin İsveç’te yasa gereği Hristiyanlar dışında diğer dinlere mensup öğrenciler de okulun son gününde kendi ibadethanelerine giderek dua ve kutlama yapabiliyor. İlk ve orta dereceli okullarda öğrencilerin okulun son günlerinde ya da tatillerde kiliseye giderek dua ve ayin yapmalarında hiçbir sakınca görülmüyor.
Peki, neden söz konusu cami olunca hemen akıllara, insan hakları sözleşmeleri ya da çocuk ruh sağlığı gelir? Çünkü burada Müslümanlara ve camiye yönelik art niyetli bir tutum var. Bir cami alerjisi var.
28 Şubat’ta;
Hatırlayınız, 23 Ekim 2009 tarihli Uğur Dündar haberlerini… “Okuldan Cumaya” başlıklı haberde öğrencilerin namaza gidişleri sanki insanlık tarihinin en büyük suçunu işliyorlarmış gibi servis ediliyordu.
1997 ile 2002 yılları arasında tam 1.732 Kur’an kursunu kapatmamışlar mıydı? Sadece İstanbul’da 50’den fazla Kur’an kursu kapatılmıştı. İmam hatip okullarının orta kısımlarına yasak getirilmiş, katsayı engeli ile de çocukların önleri kesilmişti.
Başörtülü öğrencilerin çektikleri sıkıntıları saymıyorum bile. Öyle ki son günlerdeMariam Kavakçı üzerinden başlatılan linç kampanyasının kısa sürede nasıl da başörtüsü nefretine dönüştüğünü gördük.
İbadethanelerden korkmayın;
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesi ve gayretleriyle cumhuriyet tarihinde bir rekor kırılarak azınlık okullarına devlet tarafından tam 9 milyon 907 bin 500 TL yardım yapıldı bu ülkede. Ayrıca Süryaniler, kazandıkları davanın ardından 86 yıl sonra kendi okullarını açabildiler. Cumhuriyet tarihinde ilk kilise Süryaniler tarafından Yeşilköy’de yapılacak.
Bu ülkede farklılıklara yönelik güzel adımlar atılıyor. Ne var ki İslam nefretiyle yanıp tutuşan bir kesim, art niyetli insanlar yalan ve kasıtlı haberlerle huzurumuzu bozmaya çalışıyor. Artık Müslüman çocukların yakasından düşün! Çocukların tatilde camiye gitmeleri eğitimlerine mani değildir.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019