Vahap COŞKUN
Kaderin cilvesi bu olsa gerek.
Elâlemin Diyarbekir’e aktığı bir günde ben memleketten ayrı düştüm. Önceden kararlaştırılmış bir program nedeniyle Diyarbekir’den uzak kalınca, muazzam Newroz’u yerinde idrak etmek nasip olmadı. Payıma, bu özel ve güzel günün bahtiyarlığını uzaktan hissetmeye çalışmak düştü.
Diyarbekir’in tarihî bir Newroz’a evsahipliği yapacağı belliydi zaten. Bir haftadır bölgenin her noktasında, barışa duyulan özlemi, heyecanı ve umudu yansıtan kutlamalar yapılıyordu. Ama Diyarbekir bir başkaydı; bu kadim kentten yükselecek güçlü bir barış isteği, çatışmaların ve ölümlerin damgasını vurduğu uğursuz bir dönemin kapanmasına giden yolu açacaktı.
Herkes de bu ağır sorumluluğun farkındaydı. Gerek kamu yöneticileri, gerek siyasi ve sivil aktörler barışın ruhuna zarar verecek bir olumsuzluğun meydana gelmemesi için azami dikkat içindeydiler. Bu, çaba etkisini göstermişti; Newroz Parkı’ndaki arkadaşlarım alışılmadık bir huzurun ortama hâkim olduğunu söylüyorlardı.
Bilumum medya araçlarından büyük gösteriyi yakından takip ediyorlardı. En üst seviyedeki heyecan ve umuttan Türkiye kamuoyunu anbean haberdar ediyorlardı. Rengârenk giysileri içinde büyük bir kitle, coşku ve hevesle barışın yanında saf tutmuş, yapılacak bir barış çağrısına kulak kabartmıştı.
Havada barış kokusu var
Öcalan beklentiyi boşa çıkarmadı; mektubun içeriği havadaki barış kokusuna uygundu. Üzerinde derinlemesine çalışıldığı ve sarf edilen her bir sözün ayrıntılı olarak düşünüldüğü belli olan mektupta, hem Kürt ve hem de Türkiye kamuoyuna mesaj vardı.
Kürt kamuoyuna verilen mesaj, silahın miadını dolduğuydu. “Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler” diyen Öcalan’a göre, belli dönemin şartları silahlı direnişi zorunlu kılmışsa da, artık dönem değişmişti. Artık siyasetin vaktiydi. Halledilmesi gereken, ekonomik, siyasi ve hukuki birçok problem bulunuyordu ama bunların tümünün çözümü siyasetin içinde aranmalıydı.“Silahlar susmalı, fikirler konuşmalıydı.” Bunun için Öcalan, PKK’ye silahlı mücadeleyi durdurması ve silahlı unsurlarını Türkiye sınırlarının dışına çıkarması çağrısında bulundu.
Bu çağrıyı yaparken Öcalan, Kürt kamuoyunun bir kesiminde var olan bazı itirazları ve endişeleri de gözetmiş ve onlara da cevap vermişti. Mesela, Öcalan’ın çözüm çerçevesini tatminkâr bulmayan ve“Bu mücadele bunun için miydi? Bu kadar mücadele boşuna mı verildi? ” diyenlere Öcalan’ın yanıtı; mücadelenin boşuna olmadığıydı. Öcalan, bu mücadele sayesinde Kürtlerin ret ve inkârına dayanan politikanın ortadan kaldırıldığını, siyasi ve sosyal planda birçok kazanımın elde edildiğini belirtti.
Keza “Kürtlerin hakları için mücadele edilmeyecek mi?” endişesini taşıyanlara ise Öcalan, mücadelenin devam ettiğini, ancak mücadelenin şeklinin değiştiğini hatırlattı. Öcalan’a göre Kürtler talepleri için bundan böyle de mücadele vermekten geri durmayacaklardı. Ama bu mücadelede artık araç olarak silaha ve yöntem olarak şiddete başvurmayacak, bunun yerine demokratik siyaseti yükselteceklerdi.
Demokratik Türkiye
Türkiye kamuoyuna ise birlik vurgusunu öne çıkaran bir mesaj verdi Öcalan. “Misak-ı Milli sınırları içinde demokratik Türkiye” formülasyonu, yürüyen süreçten bir ayrılma/bölünme doğacağı kaygısını taşıyan kesimleri teskin etmeye yönelikti. Etnik kimlik üzerinde biçimlenen yeni bir ulus-devlet yaratmanın Kürtlere bir faydasının dokunmayacağını belirten Öcalan, amaçlarının herkesin kendini daha özgür hissedeceği bir Türkiye inşa etmek olduğunun altını çizdi.
Öcalan’ın birlik düşüncesinin dayandığı iki nokta vardı: Biri, ortak tarihti. Öcalan, Çanakkale’de birlikte ölen, kurtuluş mücadelesini birlikte yürüten ve ilk meclisi birlikte kuran Kürtlerin ve Türklerin tarihî bağlarının çok kuvvetli olduğuna işaret etti. Diğeri ise ortak kültür ve dindi. Kürtlerin ve Türklerin İslamiyet’in çatısı altında yaşarken büyük bir sorunla karşılaşmadıklarını söyleyen Öcalan’a göre; soruna kaynaklık eden ayrımcılığın nedeni “kapitalist modernite” idi. Dolayısıyla ortak tarihî ve dinî bağları olan, ortak kültür ve duygu dünyasını paylaşan Kürtler ve Türkler, ayrılık yerine, birlik temelinde yeni bir “demokratik modernite” üretebilirdi.
Öcalan’ın farklı çevrelerinin hassasiyetlerine dikkat eden dengeli mektubu ve görkemli Newroz kutlamasıyla süreç, çok önemli bir virajı aldı. Dün yaşananlar, barışın kapısını araladı ve barışı destekleyenlere güç kattı. Türkiye’nin önünde yeni bir dönem açılıyor. Sonu hayırlı olacak inşallah.
twitter.com/vahap_coskun
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025