Vahap COŞKUN
Batı’nın siyaset ve medya dünyasının ağır toplarının, 15 Temmuz’da Türkiye’de gerçekleşen kanlı darbe girişimini hakşinas bir biçimde değerlendirmedikleri konusunda genişçe bir mutabakat var. Zaten söz konusu çevreler de, her gün bu yargının kökleşmesine hizmet eden malzeme sunmaktan da geri durmuyor. Yorumlarında darbe kalkışmasını ısrarlı gizleme, paranteze alma çabası göze çarpıyor. Bir darbe olmamış, cuntacılar yönetimi gasp etmeye çalışmamış gibi bir hava yayıyorlar. Darbecilerin döktükleri kana, işledikleri vahim suçlara ilgisiz kalıyorlar.
Beyanatlarına ve yayınlarına bakıyorsunuz, cansiperane bir cesaret ve fedakârlıkla darbeye karşı koyan halka bir sempati beslemediklerini hemen fark ediyorsunuz. Sözlerinde hayatını yitirenlere karşı bir saygı emaresine rastlanmıyor. Ailelerin ve geride kalanların acılarına bigâneler. Onlarla hemhal olmak bir tarafta dursun, bir taziye zahmetine bile girmiyorlar.
Velhasıl darbe kurbanlarının ve meşru demokratik güçlerin yanında yer almıyorlar. Daha ziyade darbecilerin ağzıyla konuşuyorlar. Kimileri dobra dobra, kimileri de satır aralarına gizlediği dolaylı ifadelerle, darbenin akim kalmasından duyduğu hoşnutsuzluğu dillendiriyor.
Darbe-karşıtı Batı
Belki söylemeye gerek yok, elbette “Batı” derken yekpare bir yapıdan, hadiselere aynı tepkiyi veren homojen bir bütünlükten bahsetmiyorum. Elbette Batı toplumları da, kendi içinde farklılık arz eder. Biz kendi içimizde ne kadar farklıysak, Batı için de durum aynı.
Nitekim Batı’nın, darbeye karşı Türkiye’ye gerekli ve yeterli desteği vermemesini sert biçimde eleştiren sesler de yükseldi. Mesela İsveç’in eski Başbakanı Carl Bildt, darbe girişimini “bir AB ülkesinde ya da AB’ye katılma sürecinde olan bir ülkede demokrasiye karşı yapılmış en ciddi saldırı” olarak niteledi. Bildt’e göre “Hiçbir üst düzey Avrupa Birliği temsilcisinin Türkiye’ye gidip darbeyi katı bir şekilde mahkum etmemesi ve darbe sonrası için endişeleri tartışmaması şaşırtıcı”ydı.
Keza İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, “Hükümetin bu darbe girişiminde Gülencilerin yer aldığına ilişkin açıklamalarını kabul etmekte bir zorluk yaşamadığını”belirtti. “Ayrıntılı bir şekilde bakıldığında bana bayağı inandırıcı bir durum gibi görünüyor”diyen Moore, halkın ve bütün siyasi partilerin sivil iradeye sahip çıkmasını da “Türk demokrasisinin rüştünü ispatı” olarak değerlendirdi.
Yani homojen bir Batı yok. Zamanla Bildt ve Moore gibi gerçeği ortaya döken analizlerin artacağı da tahmin edilebilir. Ama devletlere, ana akım medyalara ve o ülkelerin politikalarını etkileyen çevrelere bakıldığında genel ve bariz biçimde görüntü bu.
Dut yemiş bülbüller
Peki, mevcut ortamda Batı’nın ağırlık merkezini oluşturan bu unsurlar, Türkiye’de demokrasiye can veren direnişe gözlerini neden kapatıyor? Demokrat-perver kimliğini kimseye kaptırmayan, laf demokrasiden açıldığında mangalda kül bırakmayan bu çevreler, 15 Temmuz’da darbeyi lanetleme ve demokratik organlara omuz verme noktasında niçin dut yemiş bülbüle döndüler?
Birçok sebep sıralanabilir. Bahusus üç tanesine dikkat çekmek isterim.
İlki, Batı’nın bilgilenme kaynaklarının önemli bir kısmının Erdoğan ve hükümet karşıtı isimlerden oluşması. Bu kaynaklar çoğu kez Erdoğan’a ve hükümete yarayacağı kaygısıyla olan biteni tahrif ediyor ve kendi temennilerini “soğukkanlı tahlil” diye muhataplarına sunuyor. Tabii salt bu “bilgilerle” yön tayin etmeye çalışıldığında, Türkiye’ye dair gerçeğe tekabül etmeyen bir bakış egemen hale geliyor.
İkincisi, Batı’da kökleşen Erdoğan ve AKP karşıtlığı. AKP iktidarı muhtemelen Batılı bazı devletlerin beklediğinden çok daha uzun sürdü. Halihazırda meydanda AKP’ye alternatif teşkil edebilecek bir siyasi güç de görünmüyor ve AKP’nin ve bilhassa Erdoğan’ın üslubu, yönetim tarzı ve onlarla kurduğu ilişki biçimi de onları rahatsız ediyor.
Erdoğan, seleflerinden son derce farklı; kendi önceliklerini takip ediyor, alttan almıyor ve Batılılarla eşit ilişki istiyor. Böylesine tavırlar geliştirirken yanlış da yapıyor Erdoğan, ama yanlışını da kendi stilinde düzeltiyor. Önceki devirlerde karşılaşmadığı bu muamele, Batı’da Erdoğan karşıtı hissiyatı kökleştiriyor. Ve sonuçta demokrasi dışı bir yolla da olsa, Erdoğan’ı elimine edecek girişimlere hoşgörü ile bakılıyor.
Tarihsel bagaj
Üçüncüsü Batı’daki tarihsel bagaj ve önyargılar. Batı’da yaygın olan bu perspektif, tarihin odağına kendini yerleştiriyor, başka halkları ölçüp-biçmeyi, onlara değer vermeyi kendi uhdesinde görüyor. Demokrasi, insan hakları gibi değerlerin başka coğrafyalarda hayata geçirilebileceği fikrine soğuk bakıyor. Bu kapsamda İslam âlemi de -toptancı bir yaklaşımla- demokratik bilinci ve kültürü içselleştirememiş kitleler yığını olarak telakki ediliyor. Müslümanların demokrasiye layık olmadığı düşünülüyor. Öyle ki ciddiyeti ile bilinen gazeteler “AKP taraftarlarının tamamı koynudur, Erdoğan ne isterse onu yaparlar”gibi ipe sapa gelmez makaleleri yayınlamakta, bunun tanıtımını yapmakta bir sorun görmeyebiliyor.
Batı’yı çevreleyen bu oryantalist fikriyatın varacağı mecburi netice, Müslüman ülkelerde demokratik usulleri tatbik etmenin Batı’nın arzusu hilafına neticeler üreteceği. Bu yaklaşımla malul olanlar, Müslüman ülkelerin yönetiminde kendi yaşam tarzlarıyla örtüşen, giyim-kuşamı kendilerininkine benzeyen, seküler kimlikleri ile öne çıkan şahısların oturmasını tercih ediyorlar. Ama gelin görün ki halk genellikle onların tercihinin dışındakilere teveccüh ediyor. Bu tercih Batı’da anti-demokratik veya “Batılı olmayan” şeklinde kodlanıyor. Bir yönetim “anti-demokratik” olarak yaftalandığında ise, onu indirmek için başvurulan her yol mubah olarak kabul ediliyor; darbe de buna dahil.
15 Temmuz’da kaba saba olarak tarif edilen demokrasiden nasibini almadığını düşündüğü “kuru kalabalıklar”, maliyeti çok ağır olsa da, meydanlarda demokratik iradelerinin zorbalarca gasp edilmesine izin vermedi. Sakallarına, cübbelerine, çarşaflarına, başörtülerine bakılarak küçümsenen insanlar, herkese muazzam bir demokrasi dersi verdi.
Düşünsel trajedi
Lakin Batılı etnosentrik önyargı, bu dersi anlamak yerine ya “Benim kitabında bu dersin yeri yok; demokrasi nosyonu gelişmemiş varlıklar demokrasiyi savunamaz, demokrasi için sokaklara çıkamaz” deyip kulaklarını kapattı, ya da “bu işin içinde mutlaka bir yeniği vardır”deyip kendini rahatlatacak bir başka açıklama modeli (tiyatro, oyun) geliştirdi.
15 Temmuz, bütün bu önkabullerin köküne kibrit suyu döktü. Sarsıcı bir meydan okumaydı yaşanan. Yeni bir değerlendirme yapmayı, yerleşik düşünce kalıplarını radikal bir şekilde elden geçirmeyi gerekli kılıyordu. Fakat yüzleşmek zor, kendi ezberlerinin limanına sığınmak kolaydı. Bu yüzden de, Türkiye’de demokratik bir sıçramayı ifade eden bu tarihsel an, Batı’da bir trajik bir aczi ifade etti. İşin kötüsü, yakın vadede bu sorunlu yaklaşımın değişeceğine dair anlamlı bir işaret de yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025