Vahap COŞKUN
Bir önceki yazıda Rawest Araştırma ve Yaşama Dair Vakıf’ın (YADA) “Türkiye’de Genç Kürt Olmak” adını taşıyan araştırmanın, sosyo-demografik yapı, sosyo-kültürel yapı, kimlik, değerler ve siyasi hayata ilişkin verilerini irdelemiştim. Bu yazıda ise araştırmanın Kürt meselesine dair bulgularını ve araştırmadan varılabilecek neticeleri ele alacağım.
Kürt gençlerine göre, “anadil” ve “ayrımcılık” konuları Kürt meselesinin en önemli iki sorun alanını teşkil ediyor. AK Parti’li gençlerin % 29.3’ü anadiliyle, % 23.7’si ayrımcılık ile ilgili sorunlar yaşadığını belirtiyor. Ayrımcılık, ortak ve yaygın bir şikâyet; Kürt gençlerin sadece % 28’i hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadığını belirtiyor. Buna mukabil % 13’ü ayrımcılığın çok sık olduğunu, % 30’ü ayrımcılığın ara sıra olduğunu ve % 29’u da ayrımcılığın nadiren olduğunu ifade ediyor.
Ayrımcılığa uğrama nedenlerine dair görüşler farklılaşıyor. Türkiye’nin batısındaki metropollerde yaşayanlar, ayrımcılığı çoğunlukla bireysel düzlemde yaşadıklarını söylüyorlar. Örneğin, bir işe müracaat edip olumsuz bir sonuç aldıklarında, bunu etnik kimliklerine yönelik bir ayrımcılığa bağlıyorlar. Kürt illerindeki gençler ise, devlet tarafından kolektif bir ayrımcılığa maruz kaldıklarını düşünüyorlar.
5 YIL ÖNCE 5 YIL SONRA
Gençlerin % 22’si beş yıl öncesine oranla Kürtlerin durumunun bugün daha iyi olduğu, % 30’u daha kötü olduğu , % 48’i ise dün ile bugün arasında değişen bir şeyin olmadığı kanısında. Gelecek beş yıla ilişkin öngörülerde de büyük bir farklılık yok. % 48’i yine hiçbir şeyin değişmeyeceğini ileri sürerken, % 23’si daha kötü ve % 29’u da daha iyi olacağına inanıyor. AK Parti’li gençler HDP’lilere nazaran daha ümitvarlar; onların % 51’i Kürtleri daha iyi bir geleceğin beklediğini söylerken HDP’liler de bu oran % 21 olarak gerçekleşiyor.
Çatışma ortamı, gençlerin yarısına yüksek düzeyde tesir etmiş. Gençlerin % 46.7’si çatışmalardan fiziksel ve psikolojik olarak etkilendiklerini belirtiyor. % 51.2’i çatışmaların sona ereceğine ihtimal vermiyor. Gençlerin % 51.9’u çözüm sürecin bitmesinden AK Parti’yi, % 19.7’si ise HDP’yi sorumlu tutuyor. HDP’li gençler (% 79) arasında sürecin AK Parti tarafından bitirildiğine dair kökleşmiş bir düşünce, AK Parti karşıtlığını tahkim ediyor ve AK Parti’ye karşı diğer siyasi partilere destek verme eğilimini güçlendiriyor.
KÜLTÜREL ASİMİLASYON VE POLİTİK ASİMİLASYON
Hemen her kesimin, Kürt gençleriyle ilgili ezberleri var. Siyaset sahnesinde de tanık olunuyor; Kürt gençleri hakkında toptancı değerlendirmeler yapılıyor. Herhangi bir sosyolojik veriye dayanmayan “analizler” üzerinden büyük iddia taşıyan siyasetler kuruluyor. Dayanağı olmayan çok sayıda şehir efsanesi, bir hakikatmiş gibi sunuluyor.
Rawest ve YADA’nın araştırması, Kürt gençleriyle ilgili birçok miti yıkacak veriler içeriyor. Bunları birkaç ana başlıkta toplamak mümkün:
1.Kürt gençleri, Türkiye gençlerinin ortalamasından daha geleneksel ve daha dindar değiller. Türkiye ortalaması kadar dindarlar ama onlardan daha seküler bir çizgideler. Etkileşime daha açık olan Kürt gençlerinin, toleransları daha yoğun ve toplumsal cinsiyete dair hassasiyetleri daha yüksek olduğu görülüyor. Keza, bilhassa politik tercihlerinde Kürt gençleri, Türkiye gençliğinin ortalamasından daha bireysel bir davranış sergiliyorlar.
2.Ekonomik düzeyleri artıkça Kürt gençleri kimliklerinden vazgeçmiyorlar; refah onların kimlik aidiyetlerini zayıflatmıyor. Kimliklerinin temel bir parçası olan anadillerini bilme ve kullanma oranları düşüyor, dilini kullanma becerileri azalıyor olabilir ama bu durum başta dil olmak üzere kimlik temelli taleplerinin gerilemesi anlamına gelmiyor. Bir başka ifadeyle, “kültürel asimilasyon” doğrudan ve zorunlu bir “politik asimilasyon” sürecine yol açmıyor. Tersine, Kürt gençlerinin, kendilerinden önceki kuşaklara nazaran, anadilde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olarak kabulü gibi talepleri daha net bir şekilde vurguluyor ve bunda ısrar ediyorlar.
KÜRTLÜK ORTAK PAYDASI
3.HDP dışındaki partilere oy veren Kürt gençleri, Kürt kimliğine ve Kürt meselesine duyarsız değiller. Parti bağlılıkları, ideolojik angajmanları, hayat tarzları ve çözüme dair görüşleri farklı olsa Kürtlük ortak bir paydaya dönüşmüş durumda. Kimlik duyarlılıkları yükseliyor. Misal, AK Parti’ye oy veren Kürt gençlerinin önemli bir kısmı anadilde eğitimi destekliyor. Yine anadili isteme ve sahiplenme düzeyi bakımından HDP ile HÜDAPAR’lı gençler arasında anlamlı bir farklılık bulunmuyor.
4.Kürt gençleri için sadece AK Parti ve HDP yok. Şüphesiz siyasi ağırlık bu iki partide, oyların çok büyük çoğunluğu bu iki partiye gidiyor. Lakin gençlerin içinde HÜDAPAR’a oy verenlerde, aldığı oy düşük olsa da diğer partilerin faaliyetlerine katılanlar da var. Total Kürt nüfusu içinde yükselişe geçen CHP’ye Kürt gençleri arasında da ilgi artıyor, İmamoğlu giderek daha fazla tanınır hale geliyor. Ortamın normalleşmesi halinde siyasi alanın daha fazla renklenmesi ve politik çoğulculuğun daha belirginleşmesi beklenebilir.
“SON KUŞAK” VE “FIRTINA GENÇLİK”
5.“Biz bu sorunu çözecek son kuşağız” ya da “Biz masaya oturacak son kuşağız, zira arkada fırtına bir gençlik geliyor, onlarla bir şey konuşmazsınız” vb. söylemler, Kürt siyasetçiler tarafından farklı dönemlerde kullanılır. Saha sonuçları bu söylemleri doğrulamıyor. Kürt gençlerinde radikalleşme azalıyor. Gençlikte genel olarak bir gerilimden uzak durma, bir sorunla karşılaştığında onunla çatışmak yerine yönetmeye çalışma ve uyum gösterme, sert tartışmalara girmekten kaçınma gibi bir eğilim gözlemleniyor.
Kürt gençliği de bundan bağımsız değil; onları Türkiye ortalamasından gündemle daha yakından ilgili olmaları. Ama bu ilgilerini radikal tavırlar üzerinden kurmaktan uzaklaşıyorlar. Şiddetle aralarına koydukları mesafe artıyor. Radikalleşme azalıyor. Ilımlılık daha fazla benimseniyor; legal siyaseti yıldızı parlıyor, demokratik kanallara çok daha fazla değer veriliyor.
6.Araştırmada, Kürt gençleri için birçok menfi veri var. Mesela, istihdam edilmeyen, eğitim ve öğretim sahasında yer almayan (NETT: not in employment, education and training) kitlenin oranı çok fazla; Türkiye ortalamasının neredeyse iki katı. Kürt gençleri ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyorlar ve bundan derin bir rahatsızlık duyuyorlar. Kürt meselesinin çözümüne dair karamsarlar; geleceğe dair endişeleri yüksek, beklentileri ise düşük.
Lakin bu tablo, onların Türkiye’ye aidiyetlerini zayıflatmamış. Kültürel olarak hem Türkiye’ye hem de Batı’ya entegre olma arzuları çok kuvvetli. Tekrar ifade etmekte fayda var; evet, Kürt gençlerin Türkiye aidiyetleri güçlü ama bu Kürt kimliğinden uzaklaşmayı ifade etmiyor. Kürt kimliğini içeren bir Türkiyelik tasavvuruna sahipler.
Rawest ve YADA’nın araştırması, son derece değerli; araştırmayı yapanların ellerine ve emeklerine sağlık. Bu tür araştırmaların çeşitlendirilmesi ve derinleştirilmesi, kalıcı ve uzun vadeli neticeler üreten sosyolojik dinamikleri anlamaya büyük bir katkı sağlıyor. Umarım, Umarım, bu araştırmalar, öncelikle siyasi aktörler olma üzere, bütün karar alıcılara yol gösterici olur.
*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025