Vahap COŞKUN
Bir süredir erken seçim mevzuu öyle ya da böyle konuşulmaya başladı. Sandığın kurulmasının an meselesi olduğunu düşünenler de var, vaktinden önce seçime gidilmeyeceğine inananlar da. İşin hoş yanı, her iki tarafın da yaslanabileceği çok sayıda belirtinin varlığı. Misal “Erken seçim olmaz” diyenler, şu hususların altını çiziyorlar.
Bir, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin üzerinden henüz iki yıl geçti. İktidarın önünde üç uzun yıl var. Yetkilerini sonuna kadar kullanmayı seven bir siyaset tarzına sahip olan Erdoğan, elindeki bu büyük imkânı heba etmez, seçimleri mümkün olduğunca zamanında yapmaya çalışır.
İki, iktidar ortaklarında bir sıkıntı baş göstermiş değil. AK Parti ve MHP, uyum içinde çalışmaya devam ediyorlar. Bazı küçük sıkıntılar olsa da, bunlara anında müdahale ediliyor, liderler devreye girerek rahatsızlıkları büyümeden bitiriyorlar. Erdoğan Bahçeli’den, Bahçeli de Erdoğan’dan memnun; her ikisi de birlikteliklerinin pazara kadar değil mezara süreceğini belirtiyorlar. Siyasete bu kadar uzun vadeli sözlerin bir geçerliliği yok elbette ama en azından kısa bir müddet içinde AK Parti ile MHP arasında iktidar sorunu yaratacak ve seçimi icbar edecek bir çatlak da bulunmuyor.
DİKENSİZ GÜL BAHÇESİ
Üç, Meclis çoğunluğu da Cumhur İttifakı’nın elinde bulunuyor. Erdoğan, kararnameler yoluyla ülkeyi dilediği gibi yönetebiliyor. Çoğunluğa sahip olduğundan Meclis’te de istediği yasayı çıkarabiliyor. Yeni hükümet sistemi ile yetkileri bundanmış Meclis’in, iktidarı denetleyebilmesi ve sınırlayabilmesi şansı da bulunmuyor. Yani Erdoğan, hem yürütmenin hem de yasamanın hâkimi; durum buyken kazanması kesin olmayan bir seçime neden gitsin?
Dört, devlet imkânlarıyla finanse edilen ve iktidarın rotası doğrultusunda hemen seferberlik haline geçen bir sivil toplum düzeni oluşturuldu. Ana-akım diye nitelendirilen medya, bütünüyle iktidarın yörüngesine alındı. İktidarın haz etmediği bir kişinin ya da haberin bu medya organlarında görünmesi ihtimali kalmadı. Muhaliflerin tasfiyesi ve zapturapt altına alınması için yargı hizmete koşuldu; iktidar siyaseten ihtiyaç duyduğu bazı hamleleri yargı eliyle gerçekleştirdi. Hülasa, bugün sadece yasama değil, sivil toplum, medya ve yargı da büyük ölçüde iktidarın kontrolü altında.
Tüm bu veriler alt altta konulduğunda Erdoğan’ın Türkiye’nin çok partili siyasi hayatında gördüğü en kuvvetli lider olduğu söylenebilir. Uyumlu bir ortağı, Meclis’te üstünlüğü, sivil ve siyasi alanı kurgulamada kullanacağı -medya, sivil toplum, yargı gibi- çok sayıda gücü var. Bir iktidar için herhalde bundan daha iyi bir tablo olamaz, adeta dikensiz bir gül bahçesi. Yasal olarak önünde daha uzunca bir süre varken, iktidarın bu bahçeyi seçime giderek tehlikeye atması siyasi realiteye uygun düşmez.
TENCERENİN GAZABI
Gerçekten de bu açıdan bakınca bir seçimin imkân dâhilinde olduğunu söylemek güç. Ama “erken seçimin eli kulağında” diyenlerin de sağlam argümanları var. Sıralayalım:
Bir, koronavirüs ile mücadelede, toplumun genel kanaati, iktidarın ve bilhassa Sağlık Bakanlığı’nın başarılı olduğu yönünde. Yapılan çeşitli araştırmalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verilen desteğin artması da bunu teyit ediyor. Hükümetin kamuoyundaki bu müspet bir havayı bir fırsat olarak değerlendirmesi ve arkasına aldığı rüzgârdan bir seçim zaferi çıkartmaya çalışması sürpriz olmaz.
İki, Türkiye salgına ekonomik durumu kötüyken yakalandı. Salgınla başa çıkmak için başvurulan önlemlerin, ekonomiye ek yük bindirmesi, verileri daha da aşağıya çekmesi ve kemerleri sıkmaya mecbur etmesi ihtimali yüksek. Hiçbir hükümet, sıkılacak kemerlerin yaratacağı siyaseti maliyeti karşılamak istemez. Bu itibarla, ekonominin ateşi daha fazla yükselmeden, sıkıntılar halka daha tamamen yansımadan ve yangın mutfağa inmeden, hükümet tencerenin gazabından korunmak için bir an evvel seçime gidebilir.
ORTALIK TOZ DUMAN
Üç, hayra alamet olmayan bir gündem var. Herkes can derdindeyken, siyasilerden daha bir mutedil, daha bir uzlaşmacı, daha bir yumuşak bir dil kullanmaları beklenir. Lakin aksine siyasette ayar tamamen kaçmış durumda; hakaretler, etiketlemeler, metaforlar almış başını gidiyor. Büyüğüyle küçüğüyle iktidar ortakları kutuplaştırmayı harlıyor. Etraf düşmandan hainden, teröristten geçilmiyor. Normal bir siyasi düzlemde bu kadar agresif bir söyleme müracaat edilmez. Bir salgın döneminde bile ortalık bu kadar ısındırılıyorsa, bunun arkasından seçim hesaplarının çıkmasına hazırlıklı olmak gerekir.
Dört, seçim sathı maline girmeden Türkiye’de kimse Seçim Kanunu’nu veya Siyasal Partiler Kanunu’nu konuşmaz. Seçim kanunu doğrudan veya dolaylı gündeme taşınıyorsa, bunun anlamı birilerinin seçimler için bir plan yaptıklarıdır. Bir başka ifadeyle, eğer iktidar partileri seçim kanunlarında bir değişiklik ihtiyacını dillendiriyorlarsa, bu, seçimlere ilişkin bir işaret fişeği sayılabilir.
MHP’nin, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini korumak için seçim ve siyasi partiler kanununda acil değişiklik yapılması gerektiğini belirtmesi, bu bağlamda, son derece manidir. Çünkü eğer seçimler vaktinde olacağı düşünülseydi, iki ayak bir pabuca sığdırılmaya çalışılmazdı. Ama iktidarın yangından mal kaçırırcasına düzenlemeler yapması, mutfakta seçim fikrinin pişirildiğine karine teşkil eder.
MUHAFAZAKÂR ALANDA TEKELİN KIRILMASI
Ve beş, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin kurulmasının iktidar cenahında bir endişe ve korku yarattığı şüphe götürmez. Bahçeli’nin, her iki partiye cepheden saldırması boşuna değil. Davutoğlu ve Babacan’ın sahaya inmesi, AK Parti’nin muhafazakâr-dindar kimliği temsil etme tekelini kırdı. Her iki aktör eleştirilerin dozunu artırdıkça, bu kesimde iktidarın uygulamalarına ilişkin şüpheleri çoğaltıyor ve itirazları büyütüyorlar. Performanslarını artırdıkça bu iki partinin, AK Parti tabanında bir yarılmaya sebebiyet vermesi ve bu yarılmanın da mevcut iktidar aleyhine bir siyasi sonuç üretmesi mümkün.
Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin iktidar için giderek daha büyük bir tehlikeye dönüşeceği aşikâr. Erdoğan’ın Babacan’ı ilk defa direkt olarak hedef alması da bu tehlikenin farkında olduğunun nişanesi. Bu nedenle iktidar, bu iki parti dal budak salmadan, erken bir tarihte seçime gitmeyi kendisi için daha akılcı bulabilir. Bu perspektiften bakınca, erken seçim teorisi de akla gayet yatkın geliyor.
SEÇİM NE BASKI OLACAK NE DE VAKTİNDE
Velhasıl, “Erken seçimi unutun” diyen de haklı, “Erken seçim yakın” diyen de. “Birbirine zıt iki görüş nasıl birlikte haklı olabilir?” diye sorarsanız, Nasrettin Hoca misali “Siz de haklısınız” derim!
Şaka bir tarafa, iki görüş arasında orta bir yerde duruyorum. Bazıları gibi çok erken bir tarihte seçim yapılacağını düşünmüyorum. İktidar, başta ekonomik olmak üzere, seçim için kendine en uygun şartları yaratmak için bir süreye ihtiyaç duyuyor, bu sürede elindeki bütün imkânları kullanacak ve baskın bir seçimi tercih etmeyecektir.
Diğer taraftan, bazıları gibi seçimlerin 2023’e kadar bekleyeceğini de zannetmiyorum. İktidar ortakları, birlik ve beraberlik içinde güçlü bir görüntü vermeye azami özen gösteriyorlar. Ama görüntüye aldanmamak lazım, gerçekte yıpranan bir iktidar söz konusu. Tek başına erken seçimden bahsedilmesi bile bu yıpranmışlığın bir alameti.
Erken seçim, sihirli bir kavram, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet, eğer onu bir kez kamusal alana taşır ve tartışmaya açarsanız, artık önünü alamazsınız. Tüpten çıkan diş macunu gibidir erken seçim; bir kere sıktıktan sonra artık onu tekrar tüpün içine sokamazsınız. Biraz zaman alır ama hükmünü icra eder.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları











































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025