Vahap COŞKUN
Bir süredir CHP’de bir hareketlilik var. Kılıçdaroğlu’nun giderek partiye damgasını vurmasıyla güç kaybına uğrayan ulusalcı ve solcu kesimler, parti yönetimini daha fazla ve daha sert tenkit etmeye başladılar. İlhan Cihaner, kurultayda Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıktı. Muharrem İnce, yeni bir hareket başlatacağını duyurdu. Mustafa Sarıgül de yeni bir siyasi parti kuracağının haberini verdi.
Kılıçdaroğlu’na karşı bayrak açanların dile getirdiği iki temel eleştiri var: Bir, CHP “sağcı” bir parti oluyor. İki, CHP Kürtlere hak ettiği kıymeti vermiyor. Yani gayri-memnun CHP’liler Kılıçdaroğlu’nu çok “sağcı” ama az “Kürtçü” bir portre olarak değerlendiriyorlar, ona ve ekibine bu iki konu üzerinden yükleniyorlar.
Sağcılık eleştirisi getirenlere göre, on yıllık Kılıçdaroğlu yönetiminde CHP, Cumhuriyet ilkelerinden uzaklaştı. Parti, alamet-i farikası olan “ilerici” vasıflarını kaybetti. Kurumsal kimliğini yitirdi. Sol değerlere de arkasını döndü. Muhafazakâr kesimlere açılma stratejisi CHP’ye bir fayda sağlamadı. Genel Başkan’ın CHP’nin tarihine ters düşen söylemi ve aday seçimi, partinin doğasını bozdu. Ve sonuç itibariyle partide sağcı bir kimlik pekişti.
“Kürtlere teşekkür etmedik”
Kürtlere karşı izlenen siyasetin sığ ve yetersiz olduğunu ifade edenler ise, bilhassa 2019 yerel seçimlerinde CHP’nin ve Millet İttifakı’nın başarısının altında Kürtlerin verdiği desteğin yattığına dikkat çekiyorlar. CHP’nin, ortada olan bu gerçeğe rağmen, Kürtlere gereken değeri vermediğini belirtiyorlar.
Mesela Muharrem İnce, Kürtler olmasaydı bırakın büyük şehirleri bir ilçe bile kazanamayacağı belli olan CHP’nin Kürtlere açık ve ağız dolusu bir teşekkür etmemesinden yakınıyor. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu kastederek “Afrin’e atılan bombaya isim yazdıranı divan başkanı yaptık” diyen İlhan Cihaner, partinin vitrinine militarist politikaları savunanların konmasına isyan ediyor. Mustafa Sarıgül ise, CHP’nin aksine Kürtlerle daha sıcak bir ilişki tesis edeceğini göstermek için yeni parti çalışmalarına Şırnak’tan başlayacağını dillendiriyor.
18. yüzyılın kavramları
Kılıçdaroğlu kendisine yöneltilen “sağcılaşma” eleştirisine iki cevap veriyor: Bir yandan, eğer solculuk, iktisadi açıdan dezavantajlı grupların haklarını savunmaksa, partisinin bunu zaten yaptığını söylüyor. Emeklilerin, taşeron işçilerin, orman köylülerinin, işsizlerin ve dar gelirli bütün kesimlerin sorunlarını gündeme getirdiklerini ve bu anlamda gerçek bir “sosyal demokrat” parti olduklarını belirtiyor.
Diğer yandan da, siyaseti sağ-sol ikiliği üzerinden okumanın yanlış olduğunu savunuyor. “18. yüzyılın kavramlarıyla 21. yüzyılın sorunları çözülemez” diyen Kılıçdaroğlu, bu eleştirileri arkaik buluyor.
Zannımca “sağcılaşma” eleştirisi iki açıdan ele alınabilir: İlk olarak, CHP’yi sağcı olmakla itham edenlerin ağırlıklı bir kısmının -iktisadi politikalarından ziyade- partinin muhafazakâr seçmeni gözeten ve onlara ulaşmayı hedefleyen bir hatta girmesinden rahatsız olmalarıdır. Gürbüz Özaltınlı’nın tanımıyla “kendini Kemalist laikçilik üzerinden tanımlayan, Çağdaşlık/İslamcılık ikiliğini uzlaşmaz özlere sahip karşıt kimlikler olarak tasavvur eden ve solculuk iddiasını da buradan devşiren bir anlam dünyasına sahip” kesimler, CHP’nin dindar sosyolojiye nüfuz etme çabalarını “sağcılaşma” olarak etiketliyorlar.
İkincisi, “sağcılık-solculuk” dikotomisinin, Türkiye siyasetini anlamak için anlamlı ve yeterli bir çerçeve oluşturmamasıdır. İktidar olmanın seçmenlerin yarısından fazlasının oyunu almaya bağlandığı bir siyasi mücadele, farklı kesim ve grupların hassasiyetlerine azami bir dikkatle yaklaşılmasını mecburi kılıyor. Mümkün olan en geniş uzlaşmanın kurulmasının icap ettiği bir vasatta, partiyi eskimiş bir kategorizasyonun bir ucuna hapseden bir bakış ne bir sorun çözer ne de başarılı olabilir.
CHP’nin eski mutlu günlerine dönmesini “solculuk” olarak kodlayan bir eğilim, ancak kutuplaşmayı azdırır. Toplumsal yarılmayı derinleştirir. Uzlaşma olanaklarının dibine kibrit suyu döker. Demokrasiyi bir adım ileriye taşıyamaz. Dolayısıyla da Türkiye’nin siyasi ve iktisadi dertlerine bir merhem olmaz, olamaz. Böyle bir siyaset en fazla AK Parti ve Cumhur İttifakı’na yarar sağlar, onların ekmeğine yağ sürer.
Garip bir durum
Kürtlerle ve Kürt meselesiyle gerektiği gibi alakadar olunmamasından ötürü getirilen eleştirilerin de sahiplerine bir fayda vermesi ihtimali çok düşük. İki sebepten:
Birincisi, yakın bir zamana kadar CHP, Kürt meselesinde müspet bir pozisyon almaktan imtina ediyordu. Hatta çözüm süreci döneminde olduğu gibi, çoğu kez menfi ve/veya istikrar bozucu bir duruşu temsil ediyordu.
2015’ten sonra tablo değişmeye başladı. Çözüm süreci sona erince AK Parti ile HDP arasında köprüler atıldı. AK Parti’nin güvenlik siyasetine teslim olmasıyla birlikte iktidar ile Kürt seçmenler arasındaki mesafe açıldı. CHP de 2016’dan itibaren Kürt meselesiyle daha yakından ilgilenmeye başladı. 2017’deki hükümet sistemi değişikliğine ilişkin halk oylamasında CHP ve HDP aynı cephede buluştu. 2019 yerel seçimlerinde ise iki parti arasında gayri resmi bir ittifak kuruldu.
İttifakın başarılı olması da CHP’nin Kürt meselesi üzerine daha fazla eğilmesini sağladı. Şüphesiz bu konuda atması gereken birçok adımı, aşması gereken sınırları ve bir an önce tamamlaması gereken eksiklikleri var.
Eleştiriler böyle bir ortamda yapılıyor. Dün tablo çok daha kötü iken CHP’yi yapıcı bir tutuma zorlamayanlar, bugün Kürt meselesinde esnek bir tutum almaya çalıştığı bir zamanda CHP’yi köşeye sıkıştırıyorlar. Garip bir durum bu; Kürt seçmenin bunu fark etmemesi düşünülemez.
İttifak karşıtlığı
İkincisi ise, Kılıçdaroğlu’nu topa tutanlar onun geniş ittifak siyasetine karşı duruyorlar; “dostlarla birlikte seçim kazanmak” şeklinde formüle ettiği siyaseti kabul edilemez buluyorlar. İttifak yoluyla olsa bile CHP’nin dışında bir ismin seçilmesinin, CHP’nin başarısı veya zaferi olarak nitelendirilemeyeceğinin altını çiziyorlar.
Ancak bu yaklaşımın ne seçmenlerin genelinde ne de Kürt seçmeninde bir karşılığı var. Çünkü ittifak bir zorunluluk, bunu herkes biliyor. Keza yakın dönemlerdeki seçimlerde Kürtler de ittifakları benimsediklerini ve kapının her daim ittifaklara açık tutulmasını istediklerini gösterdiler.
Mesut Yeğen’in belirttiği üzere “Başta HDP’liler olmak üzere Kürt yurttaşların önemlice bir kısmı Kılıçdaroğlu’nun yönettiği geniş ittifak siyasetine yakın duruyor. Bu itibarla Kılıçdaroğlu yönetimine yönelik eleştirilerin Kürt meselesiyle ilgili olanlarının da genel olarak geniş ittifak siyasetine yönelik olanlarının da Kürt yurttaşlar tarafından ilgi görme ihtimali yok. Çünkü CHP yönetimini eleştirenlerin geniş ittifak siyaseti olmadan Cumhur İttifakından nasıl kurtulabileceğine dair bir önerileri yok.”
Hülasa Kürt seçmenlerinin önemli bir bölümü, ülkedeki sorunları içinden çıkılmaz hale getirdiğine inandığı AK Parti ve MHP ortaklığına karşı en doğru yolun muhalefet zeminini güçlendirmek olduğunu düşünüyor. CHP’ye sınırlarını ve açmazlarını bilerek verdiği desteğin altında da bu düşünce yatıyor. Bu nedenle, CHP içindeki bazı ulusalcıların ve solcuların Türkiye’nin gerçekleriyle bağdaşmayan ittifak karşıtı siyasetine Kürt seçmenlerin gönül indirmesi beklenemez.
(*) Kurdistan 24, 26.08.2020
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları














































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025