Vahap COŞKUN
Türkiye siyasetine bir süredir ekonomik sorunlar damga vuruyor. İşsizlik ve geçim sıkıntısı her geçen gün daha fazla kitleselleşiyor. İç ve dış politikada büyük laflara dönüp bakanların sayısı düşerken ekonomiyle doğrudan veya dolaylı mevzular halkın gündeminde daha fazla yer bulmaya başlıyor.
Mesela, iktidarın doları baskılamak için Merkez Bankası rezervlerini akıldışı tercihlerle çarçur ettiği iddiasını içeren “128 milyar dolar nerede?” sorusu, halkın en çok ilgilendiği soruya dönüşüyor. 128 milyar mevzuu iki açıdan önemli:
Birincisi, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yönetim tarzını deşifre etti. Muhalefet, dudak uçuklatacak büyüklükteki bir meblağın heba edildiğini ısrarla ileri sürdü; bunu destekleyecek verileri kamuoyu ile paylaştı. Lakin iktidar uzunca bir süre buna bir cevap verme gereği bile duymadı.
Muhalefet bu iddiaya dayalı kampanya başlattığında da bunu bastırmaya çalıştı. “128 milyar dolar nerede?” sorusunu içeren pankartlara karşı valileri, kaymakamları, yargı ve emniyet güçlerini harekete geçirdi. Komik gerekçeler üretilerek bu pankartların asıldıkları yerlerden zorla indirilmesi, mevcut sistemin dokunulamaz ve hesap sorulamaz karakterini daha belirgin kıldı.
“Bu işte bir bit yeniği var”
İkincisi, devletin bütün imkânlarını seferber etmesine rağmen iktidar bu meselede muhalefetle girdiği mücadeleyi kaybetti. Hatta bu sorunun konuşulmasının önüne geçmek için başvurulan tedbirler, tersine bir işlev görüp muhalefetin değirmenine su taşıdı. Aşırı yasaklayıcı ve baskıcı tavır iki taraflı sonuç üretti:
Bir taraftan, zaten “burada birtakım dolaplar dönmüş” diye düşünenlerin kanaatlerini pekiştirdi. Diğer taraftan henüz bir karara varmamakla beraber şüpheleri olanların da şüphelerini büyüttü. “Eğer bu kadar rahatsız oluyorlarsa vardır bunun altında bir bit yeniği” diye düşünenlerin sayısını artırdı.
İktidar bu dalgayı fark edince suskunluğunu bozdu ve muhalefete karşılık vermeye çalıştı. Fakat cevapları tatminkâr değildi. Ayrıca her kafadan ayrı bir sesin çıkması ve iktidar temsilcilerinin durumu izah etmek için birbirinden farklı gerekçelere sarılması kuşku bulutlarını dağıtmak yerine bu bulutların toplanmasını sağladı. Kaş yapayım derken göz çıkartıldı.
MetroPoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin “Türkiye’nin Nabzı: Nisan 2021” başlıklı araştırmasındaki veriler, bu meselede iktidarın ağır bir yenilgi aldığını gösteriyor. Araştırmaya göre, Merkez Bankası rezervlerinin 128 milyar dolar azaldığı yönündeki iddiayı, halkın % 45’i doğru buluyor. Doğru bulmayanlar % 33’de kalıyor. Muhalefet partilerinin “128 milyar dolar nerede?” kampanyasını olumlu bulanların oranı % 45, olumsuz bulanların oranı ise % 26 olarak gerçekleşiyor.
“Mutlu azınlık”
Ekonomiyle irtibatlı olarak halkın projektörlerini tutuğu bir diğer konu da, iktidarın bazı bürokratlarının birden fazla maaş alması. Covid 19 pandemisi birçok kesimin hayat şartlarını altından kalkılamayacak derecede ağırlaştırıyor. İnsanlar iş yerlerini kapatmak zorunda kalıyor, işlerini kaybediyor, zaten işsiz olanların iş bulma umudu giderek azalıyor. İş bulamayacağı düşüncesi kökleşince insanlar iş aramaktan da vazgeçiyor.
Kuralları ihlal ettiği gerekçesiyle vatandaşlara cezalar kesiliyor. İnsanlar mecburen eve kapatılıyor. Gündelik işlerde çalışarak hayatını idame edenler işyerleri kapatıldığı için çaresiz kalıyor. Buna mukabil iktidar kendi faaliyetlerinden taviz vermiyor, kalabalık organizasyonlar yapmaya devam ediyor. Sıradan insanlara işleyen kural, iktidara ve yakınındakilere işlemiyor.
Koşullar bu denli zor iken, iktidar çevresindeki bu mutlu azınlık görüntüsü -doğal olarak- tepkilerin artmasına neden oluyor. Kendisine en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde dar gelirli vatandaşlarına yeterli kaynak aktaramayan bir iktidarın bazı bürokratlarını iki, üç veya dört ballı maaşa boğması daha fazla göze batıyor. İnsanlar rahatsızlıklarını daha yüksek sesle dile getiriyorlar. Siyasi bölünmeleri aşan memnuniyetsizliğin tabanı genişliyor.
Nitekim araştırmada, halkın % 70’inin bürokratların/danışmanların birden fazla kurum ve şirketten maaş almasını doğru bulmadığı sonucu çıkıyor. Bir sakınca görmeyenlerin oranı ise, sadece % 15. İktidar partilerinin tabanı da bu durumdan hoşnut değil; AK Partililerin % 61’i, MHP’lilerin de % 73’ü bürokratlara fazla maaş bağlanmasını yanlış buluyor.
“Cambaza bak cambaza”
Araştırmaya göre halkın % 61’i, ekonominin Türkiye’nin en önemli sorunu olduğu kanısında. Ekonomi yönetimine dair bulgular da iktidar açısından iç karartıcı; çünkü genelde seçmenlerin % 69’u, özelde de AK Parti ve MHP seçmenlerinin yaklaşık yarısı (% 47 ve % 49) ekonominin kötü yönetildiği fikrini taşıyor. Halkın % 63’ü ülkenin kötüye gittiğini söylerken, iyiye gittiğini belirtenlerin oranı % 20’de kalıyor.
İktidar ekonomideki bu tabloyu düzeltemeyince kitlesinin bakışını başka alanlara çekmeye çalışıyor. 104 emekli amiralin Montrö Sözleşmesi’nin etrafında dönen tartışmaları merkeze alan bildiriye gösterilen tepki de bu bağlamda ele alınabilir. İktidar çevreleri, darbe iması ve/veya çağrısı içerdiğinden bahisle, bildiriye sert bir tepki gösterdiler. Savcılar hemen işlem başlattılar, bazı amiraller gözaltına alındı.
Fakat iktidarın yaratmak için çaba sarf ettiği bu algıya halkın itibar etmediği görülüyor. Seçmenlerin yalnızca % 18’i bunu bir “darbe bildirisi” olarak nitelerken % 30’u burada bir “görüş açıklaması” görüyor, % 42’si amirallerin gözaltına alınmasını doğru bulmuyor. Dolayısıyla “cambaza bak cambaza” taktiği, bu konuda beklenen neticeyi vermemiş görünüyor.
Halkla inatlaşma
İktidarın göze çarpan bir diğer problemi, tercihlerde bulunurken artık halkın taleplerine göz kulak kesilmemesi, aksine bazı konularda kendi bildiğini okuması. Kanal İstanbul, bunlardan biri. Araştırmada bu projeyi destekleyenlerin oranı % 38, karşı çıkanların oranıysa % 49 olarak çıkıyor.
Projenin yapılma nedeni konusunda iktidar halkı ikna edebilmiş değil; zira seçmenlerin % 29’u amacın deniz trafiğinde İstanbul’un yükünü azaltmak olduğunu ifade ederken % 51 asıl gayenin İstanbul’da yeni bir rant alanı yaratmak olduğunu düşünüyor. Kanal İstanbul’un hazine garantili bir modelle inşa edilecek olmasına karşıtlık ise % 64 gibi yüksek düzeylerde seyrediyor.
Velhasıl iktisadi yaraların derinleşmesi, iktidarın söylem üretme ve kitleyi inandırma kapasitesinin azalması ve halkın istemleriyle cebelleşmesi, iktidarı güçten düşüren üç önemli alanı oluşturuyor. MetroPoll araştırmasında AK Parti’nin, psikolojik bir eşik olan % 30’un altına düştüğü ve kararsızlar dağıtılmadan % 27 oy aldığı görülüyor.
Bir direnç noktası olan % 30’un altına düşülmesi, AK Parti tabanında bir çatlamanın habercisi. Ve görünen o ki, AK Parti’nin çatlağı kapatma olanakları azalırken çatlağın büyüme ihtimali de giderek artıyor.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025