Vedat Bilgin
‘Dünya düzeninin’ değişmesi gerektiğine dönük birçok eleştiri bulunmaktadır. Çeşitli radikal gruplardan, marjinal hareketlere, sosyalist gruplardan çevre hareketine kadar bu değişimi arzu eden birçok kesimden bahsedilebilir fakat bunların çoğunun değişim taleplerinin küresel ölçekte ‘alternatif bir düzen’ ve ülkeler arasında olduğu kadar bölgesel ya da yerel düzeydeki sorunları yönetme sorumluluğuna sahip bir ‘model’ ortaya koymuş olduğu söylenemez.
“Değişim taleplerinin, gerçekçi olabilmesi için birincisi, kapsayıcı yani bütün ülkeleri içine alacak adaleti gözetecek bir yapıda olması; ikincisi, dünya sorunlarına çözüm üretecek meşru bir yapıya dayandırılması gerekir. Bu bakımdan Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dile getirilen BM merkezli reform çerçevesinde ileriye sürdüğü tezleri herkesi ilgilendiren boyutları olduğu için geniş bir yankı yapmaktadır.”
ÇIKARLAR-İNSANLIK ÇATIŞMASI
Bugün, dünya düzeninin ‘değişime gebe’ olduğunu mevcut durumunun sürdürülmesinin mümkün olmadığını söylerken bir arzuya, isteye değil bir olguya dayanıldığının üzerinde durmak gerekir. Dünya düzeninin kendiliğinden değişmesi imkânsızdır; çünkü ‘dünya düzeni’diye bahsedilen kurumsallaşmış mekanizmalara ve ilişkilere dayanan yapının arkasında bu düzenin devamını isteyen egemenler, çıkarları onlara bağlı olan geniş bir kadro, hegemonik olarak bu düzeni bir çıkar/fayda ilişkisine göre sürdüren ülkeler, devasa şirketler, finansal kurumlar, sınıflar ve aktörler yer almaktadır. Mevcut dünya düzeninin en büyük dayanağının ise iki yüz yıldır var olan ‘dünya sistemi’ olduğunu ise göz ardı etmemek durumundayız.
“Peki, böylesine kuvvetli çıkar ilişkilerine, mekanizmalara sahip ve ‘dünya sistemiyle’ sıkı ilişkilerine rağmen bu ‘dünya düzeni’ değişir mi? Burada esas vurgulanması gereken husus bu ‘dünya düzeninin’ artık sürdürülemez olmasıdır ki bu iddiayı, düzenin giderek derinleşen bunalımlar yaşaması, bir krizin arkasından başka krizlerin sökün etmesi, adeta ‘zincirleme krizler’ yaşamakta olması temellendirmektedir. Burada birçok sebepten bahsedilebilir ancak, öncelikle belirtilmesi gerekenler arasında mevcut dünya düzeninin kurumlarının başta BM olmak üzere çözüm üretme kapasitelerinin hızla kaybolmasından, çökme sürecine girmelerinden mutlaka söz etmek gerekir.”
FARKLI BİR GELECEK İÇİN
Günümüz dünyasında ülkeler arasında yaşanan, adaletsizliklerin, işgal ve saldırıların, haksızlıkların, sömürü, çatışma, savaş gibi felaketlerin sonucu olarak küresel düzeyde oluşan göç dalgaları, sefalet, açlık, iç savaşlar ve terörün dalga dalga büyüyerek yayılmasından mutlaka bahsetmek lazımdır. Bu durumu sürdürmek mümkün olabilir mi?
Bu soruya evet demek, daha fazla açlık, daha fazla eşitsizlik, daha fazla çatışma, savaş ve iç savaş, daha fazla göç ve terörün yaygınlaşması demektir ki başta gelişmiş ülkeler olmak üzere insanlığı tehdit eden, büyük şehirleri güvensiz hale getiren terör eylemlerinin sebep olduğu korku, endişe, gelecek kaygısı, giderek daha fazla yabancı düşmanlığı, daha fazla ırkçılık, daha fazla dinsel farklılıklara tahammülsüzlük demek olacaktır. Görüldüğü gibi bugün ‘dünya düzeni’değişime gebedir ve burada sorumluluk almak bir insanlık görevidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.03.2020
27.05.2019
20.05.2019
9.05.2019
6.05.2019
2.05.2019
30.04.2019
22.04.2019
18.04.2019
15.04.2019