Yaşar YAKIŞ

Türkiye-İsrail ilişkileri
17.02.2016
1591

 Türkiye-İsrail ilişkileri son yıllarda inişli-çıkışlı bir yol izledi.

2001 yılında AK Parti'nin kuruluş aşamasında Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki gayri resmi bir heyet halinde ABD'ye gittiğimiz zaman New York ve Washington'da bize büyük itibar gösteren kuruluşlar arasında Musevi dernekleri en ön planda geliyordu. Bu büyük ilgi AK Parti'nin seçimleri kazanıp 2002 sonunda iktidara gelmesinden sonra artarak devam etti.

AK Parti döneminin ilk yıllarında bu ilişkiler o kadar gelişti ki, 2004 Ocak ayında, Amerikan Musevi Komitesi, Sayın Erdoğan'a Üstün Cesaret Ödülü verdi.

2007-2009 arasında, başka alanlarda olduğu gibi, Türkiye-İsrail ilişkilerinde de, önce bir duraklama sonra da gerileme başladı. Bunun ilk işaret fişeği, 2006 Şubat ayında, Filistin'de seçimleri kazanan Hamas partisinin lideri Halid Meşal'in Türkiye'ye davet edilmesiyle atıldı ve ondan sonra da gerilemeye devam etti.

2009 Nisan ayında ‘One Minute' olayıyla ilk çatlak ortaya çıktı. 2010 Mayıs ayında Mavi Marmara olayıyla da ilişkilerdeki bozulma, zirvesine ulaşmış oldu. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler ikinci kâtip seviyesine indirildi.

Mavi Marmara olayı henüz duygusallıktan arındırılarak tahlil edilecek noktaya gelmiş değil. Her iki taraf da halen ‘biz haklıydık' noktasında duruyor. Hangi tarihte ne nasıl yapılsaydı bu duruma gelinmezdi, bunu, olayın belli başlı aktörleri bildiklerini kamuoyuyla paylaştıkları zaman öğreneceğiz.

Mavi Marmara olayından sonra zamanın Dışişleri Bakanı Davutoğlu İsrail'le ilişkilerin düzelmeye başlaması için iki şart ileri sürdü: Birincisi, İsrail'in Mavi Marmara olayı için Türkiye'den özür dilemesi; ikincisi de olayda ölen ve yaralananlar için Türkiye'ye tazminat ödenmesi. Zamanın Başbakanı Erdoğan, bunlara bir şart daha ekledi: Gazze'nin etrafındaki ablukanın kaldırılması.

2013 Mart ayında İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Başkanı Obama'nın baskısıyla Erdoğan'a telefon ederek özür diledi. Tazminat konusunda da 20 milyon dolar gibi bir meblağ üzerinde anlaşmaya varılmış olduğu yolunda yaygın bir söylenti var. Ancak Gazze'deki ablukanın kaldırılması konusunda halen bir anlaşmaya varılamamış olduğu anlaşılıyor. Zaten özür dileme olayından sonra Netanyahu, abluka konusunda, ‘Gazze'deki güvenlik durumu elverirse' demek suretiyle, şartlı bir vaatte bulunmuştu. İsrail bu konuda duyarlı. Çünkü abluka tamamen kalkarsa, İran'ın Gazze'ye yoğun biçimde silah sevk edeceği kanısında.

2014 Temmuz ayında Amerikan Yahudi Kongresi, Sayın Erdoğan'a on yıl önce verdiği ödülü geri istedi. Erdoğan da geri verdi.

Arada geçen yıllarda resmi düzeyde ilişkiler bozuk olmakla birlikte, ekonomik, akademik ve sivil toplum kuruluşları düzeyindeki ilişkiler yoğun biçimde devam etti, hatta arttı.

Bir de Türkiye'nin uluslararası camiadaki yalnızlığı arttı. Türkiye-İsrail ilişkilerinin bozulması sonucunda Türkiye, ABD yönetimi üzerinde Türkiye lehinde çabalar sarf eden Amerikan Musevi lobisinin desteğini kaybetti. Aynı şekilde ABD'deki Ermeni lobisine karşı da Musevi lobisi güçlü bir denge işlevi görüyordu. Türkiye bu destekten de mahrum kaldı.

Suriye krizi Orta Doğu'da Türkiye ile İsrail'in işbirliği yapabileceği çeşitli fırsatlar ortaya çıkarmıştı. İlişkilerin bozuk olması bu fırsatların değerlendirmesine imkân vermedi.

Doğu Akdeniz'de son yıllarda keşfedilen zengin hidro-karbon yatakları, Türkiye-İsrail işbirliği için büyük potansiyel bulunduğunu ortaya koydu.

İşte tüm bu veriler karşısında ilişkileri yeniden canlandırma fikri tekrar ön plana çıktı. ABD'deki Büyük Musevi Örgütleri Başkanları Konseyi Ankara'ya gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve Başbakan Davutoğlu'nu ziyaret etti. Ardından da Cenevre'de iki ülke heyetleri müzakerelere başladı. Müzakereleri tıkayan engelin Gazze ablukası ve Hamas'ın Türkiye topraklarındaki tüm faaliyetlerinin yasaklanması olduğu anlaşılıyor.

İlişkilerin bozuk olmasından hangi tarafın daha fazla zarar gördüğüne takılıp kalmaktansa, bir an önce ilişkileri düzeltmek gerekiyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar