Yaşar YAKIŞ
İdlib, selefi-cihatçı muhalif fraksiyonlar tarafından Suriye krizinin erken safhalarında işgal edilmişti. En vahşi saldırılardan biri 5 Haziran 2011 günü, İdlib Cisr Eş Şuğur bölgesinde gerçekleşmişti.
Bir polis karakolunu kuşatan bir grup cihatçı 123 polisi öldürmüş ve maktullerin kesilmiş kol ve bacakları Asi Nehri’ne atılmıştı.
Krizin ilerleyen safhalarında, rejim güçleri tarafından, farklı direniş ceplerinde sıkıştırılan muhalif savaşçılar, bu vilayetin kendileri için diğer bir çok yerden daha güvenli olduğunu düşündüklerinden, İdlib’e tahliye edilmişlerdi.
İdlib’e taşınan ilk grup Halep’ten gelmişti. Bunların tahliyesinde Türkiye önemli bir rol oynamıştı. Bu yılın Mart ayında Doğu Ghouta’dan tahliye edilmeyi kabul eden muhalif savaşçılar ve nihayet Suriye’nin güneybatısında sıkıştırılan savaşçılar da İdlib’e tahliye edilmeyi kabul ettiler.
Bu taşınma Şam ile muhalif fraksiyonlar arasında üstü örtülü bir anlaşma izlenimi veriyordu: Şam bu savaşçıların tüm ülkeye dağılmasının, zamanı geldiğinde onların yok edilmesini güçleştireceğini düşünmüş ve onları tek bir bölgede toplayıp, sonra yok etmeyi kabul etmiş olabilirdi.
Muhalif savaşçılar ise başka muhalif fraksiyonların da bulunduğu bir bölgede nispeten daha güvende olabileceklerini düşünmüş olabilirlerdi.
Bu nedenle İdlib’e taşınmayı kabul ettiler. Bu fraksiyonlardan bazılarının arasındaki ihtilaflar, İdlib’e tahliye edilmeden evvel de, sonra da rejim ile aralarındaki ihtilaftan daha ölümcül bir nitelik taşıyorlardı.
Bazı muhalif fraksiyonlar, Türkiye’nin onları koruyacağı ya da Suriye rejimi ile bir anlaşma yapmalarına yardımcı olacağı umuduyla, Afrin, Cerablus, veya el-Bab gibi, TSK kontrolündeki bölgelere taşınmayı kabul ettiler.
Idlib Şam için de önemli. Esad kabilesinin memleketi Kardaha’ya ve Rusların Hmeimin hava üssüne yakın. Türkiye sınırına ve TSK kontrolündeki Afrin bölgesine bitişik.
Şam İdlib’e düzenleyeceği büyük bir saldırı için askeri hazırlıklarına hız verdi. Lazkiye’nin kuzey doğusunda, İdlib yolu üzerinde bulunan Türkmen Dağı’nın geriye kalan %15’inin kontrolunu da ele geçirdi.
Hama ve El Ghab da konuşlanmış askeri birlikler Idlib’e doğru harekete geçtiler. Uçaklardan ve helikopeterlerden insanları silahlarını bırakıp teslim olmaya davet eden broşürler atıldı.
İdlib’e başlaması an meselesi olan askeri harekat karşısında, Türkiye mümkün olduğunca çok ılımlı fraksiyonu El Nusra Cephesi’ni veya yeni adıyla Tahrir El Şam’ı terk etmeleri için ikna etmeyi ve onları ılımlı fraksiyona entegre etmeyi, böylece onları Suriye ordusu tarafından yok edilmekten kurtarmayı planlıyor.
Bu takdire şayan çabanın güçlüğü, Türkiye’nin ılımlı olarak tanımladıklarını, rejimin ve Rusya’nın aynı şekilde tanımlamaması. Bu farklılık Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Rus meslektaşı Sergei Lavrov ile yaptıkları ortak basın toplantısında da ortaya çıktı.
İkinci güçlük ise üç gruba ayrılabilecek yabancı savaşçılar:
Bunlardan ilki Ceyş el Muhacirin, Val Ensar, Ceyş el Usra, Cund el Şam ve Ajnad El Kavkaz gibi kafkas fraksiyonlar. Bunların tamamı Rus federasyonunun vatandaşları.
İkinci grup ise Çin vatandaşlarından müteşekkil ve Türkçe bir adı var: İslami Türkistan Partisi. Bu grubun beş ila altı bin savaşçısı var.
Üçüncü grubun adı ise Buhara Tugayları ve Özbek ve Kırgızlardan müteşekkil. Afganistan ve Pakistanda’ki Taliban ile bağlantılılar.
Türkiye bu savaşçılar için Rusya ve Çin ile ilişkilerine zarar vermeyecek ve Türkiye’deki milliyetçi seçmenlerin tepkisini çekmeyecek bir çözüm bulmak zorunda kalacak.
Suriye ile ilgili Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa arasındaki dört taraflı toplantının 7 Eylül günü yapılması planlanıyor. Türkiye halihazırdaki Suriye politikasının eksikliklerinden dersini çıkarmış olmalı.
Bu nedenle bu toplantıda, tozu halının altına süpürmeyen, Suriye krizinin sonrasında da ayakta kalabilecek ve Şam ile iyi komşuluk ilişkilerinin temellerini oluşturacak, ikna edici yeni bir strateji ortaya koyması gerekiyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020