Yasin AKTAY

Türkiye'yi göstere göstere tuzağa çekmek
11.10.2014
1431

 HDP'nin çağrısıyla ortaya dökülen kitlelerin estirdiği terör, bu terörü yüklenenlerin hiç bir haklılık iddiasına yer bırakmıyor. Kobani'de bir trajedi olduğundan hareketle, Kobani halkıyla dayanışma adına ortaya konulan terör, Kobani halkına desteği, sempatiyi veya empatiyi değil, sadece antipatiyi körüklüyor.

Eğer strateji gerçekten Kobani halkına desteği artırmak ise HDP bu konuda fena halde başarısız olmuş bulunuyor. Kitlelerini sokağa dökerek estirdikleri terörle Kobani halkının başına her saniye bir bombayı bir de kendileri yağdırmış oluyorlar.

Şimdiye kadar Türkiye gerek Suriye gerek Irak'ta gerekse de Filistin'de yaşanan trajedilerin kurbanlarıyla, hem halk olarak hem de devlet olarak mükemmel bir dayanışma örneği sergiledi. Bu dayanışma dünyanın her yanında tam bir takdir ve gıpta ile karşılandı hayranlıkla izlendi.

Türkiye aynı dayanışmayı yine halkı ve devletiyle birlikte, Kobani halkına karşı da sergiledi, daha fazlasını da karşılamaya hazırdır. Neticede yerini yurdunu terk etmek zorunda kalan insanlara kapılarını açarak onlara her türlü insani yardımı yapmayı esirgeyecek değildir. Sadece bir kaç gün içinde 185 bin insanı sınırlarından içeriye kabul etti ve onlara bu şartlarda olabilecek en iyi yardımı sağladı, sağlamaya da devam ediyor.

Ancak şimdiye kadar ülkemize sığınmış bir buçuk milyona yakın insanın hiç birine karşı en ufak bir dayanışma ve merhamet hissi uyanmamış olan HDP çevrelerinin Kobani ile birlikte hümanizm duygularının taşmasına tanık olduk.

Olabilir. İnsanlar mazlum seçiyor olabilir ve kendi mazlumlarına sahip çıkmayı daha fazla önemseyebilirler. Kendi tercihleri; insanların hepsi aynı ölçüde ilkeli ve aynı ölçüde evrensel değerlere tabi olmak zorunda değil. Kendi ırklarını, kabilelerini öne çıkarabilirler. Ancak burada onun da ötesinde bir durum var:

HDP'lilerin Kobani'yi sahiplenme biçiminde sapıkça bir taraf var. Kobani'ye sahiplenmesi sahiplenmemesinden daha fazla zarar veren bir durum. Kobani'ye dikkat çekmek için şehirleri terörize ediyor, işyerlerini, kütüphaneleri, okulları, yetimhaneleri yakıp yıkıyor, hayatı felç ediyor, herkese zulmediyor. Bu zulme maruz kalan hangi Allah kulu Kobani'dekilerin bir zulme maruz kaldığına inanıyordur?

Biraz gürültüye ve cazgırlığa ara verip konuştuklarında, dertlerini anlattıklarında ise insanın inanası gelmiyor yapılanlara. Ya dert akıllı insanın derdi değil veya bu derdin ifadesi ancak bu kadar kötü olabilir.

IŞİD'in saldırısı altındaki Kobani'ye Türkiye'nin müdahale etmesini, kendilerinin yenemediği IŞİD'i Türkiye'nin halletmesini, ardından da orayı anahtar teslimi bir PKK/PYD özerk veya bağımsız bölgesi olarak kendilerine teslim etmesini istiyorlar. Türkiye bunu yapmıyor diye öfke duyuyor ve Türkiye'yi IŞİD'in işbirlikçisi sayıp öfkelerini masum insanlardan çıkarmaya kalkışıyorlar.

Bir defa Türkiye şimdiye kadar sınırının dışındaki hangi vakaya bu olayda beklenen tarzda bir müdahaleyi yapmış? Böyle bir müdahale her şeyden önce yurtdışına asker gönderme tezkeresi gerektirir ki daha bir hafta önce TBMM'nden bu yönde geçen tezkereye siz daha yeni 'hayır' demişsiniz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Türkiye'nin Kobani'ye yardım etmek için gitmek isteyen gönüllülere kolaylık göstermesini istiyorlar. Sanki şimdiye kadar Türkiye'ye karşı savaşan PKK militanları Türkiye'nin gümrük kapılarından, pasaport ve vizeyle gidip gelmişler gibi. Kobani'ye gidecek bir sürü yolu, Türkiye'den bile daha iyi biliyorsunuz. Savaşmaya çok gönüllüyseniz kim tutmuş sizi?

Ona bile yürekleri yetmeyenlerin, onun yerine pusu kurarak en zayıf anında insanları katledip halkı, huzuru, çözüm sürecini, hatta kendi canını bile devlete karşı rehin almaya tenezzül etmelerinden başka bir görüntü kalmıyor elde. Bu kafanın, Kobani'de yürütülecek bir savaşı bile kendi adlarına Türkiye'nin yürütmesini istemeleri kayıtlara geçmiştir.

Bütün bunlar bir yana, yabancı basının Kobani meselesini bir anda bütün yürekleri sızlatan büyük bir trajedi olarak sunması, Türkiye'yi ise bu trajediye seyirci kalıyor diye eleştirmesi daha bir dikkat çekici. Şimdiye kadar 300 bine yakın insanın her türlü trajik halle katledildiği, milyonlarca insanın farklı ülkelere sığınmak zorunda kaldığı Suriye'de kılları kıpırdamayanların insani duyarlılıklarının bir anda nüksetmiş olması, doğrusu, göz yaşartıcı bir durum.

Suriye'nin hiç bir yerinde harekete geçmeyen bu insani duyarlılığın Kobani için bu kadar yoğun ve hızlı harekete geçmesi, aslında tek başına bizi uyarması gereken bir durum.

Çünkü birilerinin istedikleri zaman istedikleri hadiseden istedikleri çapta trajedi üretme konusunda mahir olduklarını artık biliyoruz.

Kobani'ye yönelik bu uluslararası ilgi ve talebin olduğu bağlamda, Türkiye sokaklarında aynı istikamette bir talebi ifade eden terör, IŞİD'in veya Kobani'nin bizim için nasıl bir tuzak olduğu konusunda çok daha dikkatli olma yönünde uyarıyor.

Tuzak gösteriliyor ve Türkiye göstere göstere bu tuzağa çekilmeye çalışılıyor. Yer mi Türkiye?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar