Yasin AKTAY
Suriye’de yaşanan her gelişmenin birinci derecede etkilediği ilk ülke Türkiye. Sekiz yılı aşkın süredir devam etmekte olan bu sorunda bizzat kendi askeri varlığıyla veya vekalet verdiği güçlerle müdahil olan ülkelerden Türkiye dışında hiç biri kendi izlediği siyasetlerin insani sorunlarıyla bile yüzleşmiyor. Kendi ürettikleri insani sorunları çözme konusunda hiç biri elini taşın altına bile koymuyor. Herkes sadece sorun üretiyor, var olan sorunların daha da derinleşmesine yol açıyor.
Rusya’nın Suriye’de sadece çıkarları vardır, burada onun güvenliğini tehdit eden veya buradaki herhangi bir nüfus hareketliliğinden kendi topraklarına ulaşan bir insan bile olmuyor. Ama Rusya rejimle işbirliği içinde ülkeyi vatandaşları için yaşanamaz hale getiren bütün süreçlerde birinci derecede bir aktör. Uluslararası meşruiyetini Esad rejiminin kendisini davet etmiş olmasından alıyor.
İran’ın ileri sürdüğü gerekçe Siyonizme karşı bir direniş hattını müdafaa. Ama bu müdafaa esnasında siyonizmin daha da fazla tahkim olmasını sağlamaktan başka bir şey yapmazken yine rejimin kendi vatandaşları için Suriye’yi yaşanmaz hale getiren uygulamaların destekçisi hatta bizzat uygulayıcısı oluyor. O da uluslararası meşruiyetini aslında hiçbir ahlaki meşruiyeti kalmamış olan katliamcı Esad’ın onu davet etmiş olmasından alıyor.
ABD ise başta insanlık suçu işlemiş olan Esad’ın devrilmesi ve Suriye halkının kendi topraklarında özgür ve insanca yaşayabileceği bir ortamın oluşturulması gibi güçlü bir uluslararası ittifaka dayanan ahlaki bir gerekçeyle geldiyse de, kısa sürede gelme gerekçesini unutup başka bir gerekçeye sığındı. Bu gerekçe DEAŞ tehdidiydi. 5000 bin mil öteden DEAŞ ABD’yi nasıl tehdit edebilirdi? Ve bu tehditten dolayı ABD sınırlarına kaç Suriyeli mülteci dayandı şimdiye kadar?
Bilakis ABD DAEŞ tehdidiyle baş edeyim, örgütü yerleştiği yerlerden sökeyim derken orada yaşayan sivil halkı da söktü, şehirlerini yaktı yıktı ve yaşanmaz hale getirdi. Teröristten çok sivil halk öldürdü. Burada yaşayamayacak hale gelen sivil halk başta Türkiye’nin olmak üzere Lübnan, Ürdün ve bir kapı bulanlar Avrupa’nın yolunu tuttu. ABD’nin terörle mücadele gerekçesine katılsak bile bu mücadelesinin sorun çözmekten ziyade daha fazla sorun ürettiği açıkça görülüyor. Üstelik ABD ürettiği hiçbir sorunun sorumluluğunu da üstlenmiyor.
Şimdi DAEŞ’e karşı yardımını aldı diye korumaya çalıştığı PYD güçlerine tahsis ettiği alanda insan hakkı ihlallerinin en büyüğü yapıldı, yapılıyor. Esad’ın tehcir ettiğinden daha fazla Arap ve Kürt bizzat kendi desteklediği PYD militanlarınca yapıldı. Türkiye’yi yapmakta olduğu operasyon dolayısıyla insan hakkı ve sivillere zarar endişesini ifade etmesi tam bir yüzsüzlük örneği.
Türkiye başka ülkelere benzemez. Suriye halkı da oradaki Kürt halkı da Türkiye’nin canından bir parçadır. Onlar Türkiye’nin çıkarının değil derdinin bir parçasıdır.
Türkiye’nin daha önce yapmış olduğu Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarındaki uygulamaları ortada. Bırakın Rusya, İran ve Esad rejiminin yaptıklarını, ABD’nin Rakka ve diğer bölgelerde yaptıklarıyla karşılaştırılamaz bile. Kurtarılan bölgelerde hayat kaldığı yerden daha da canlanarak devam ediyor.
Aah, keşke gerçekten ABD Suriye’deki sivil ölümlerini, insan hakkı ihlallerini dert ediyor olsa. Bu bizi sadece sevindirirdi ve emin olun bütün yapmış olduklarına rağmen bu hassasiyetine sadece saygı duyardık. Ama, bunu ifade ederken gerçekleri çarpıtıyor olması bu hassasiyetin sadece tutarsızca ve müsrifçe kullanılıyor olduğunu gösteriyor.
Kısaca Rusya, ABD ve İran, Suriye’deki varlıklarının ürettiği hiçbir sorunun sorumluluğunu üstlenmiyorlar. Aksine onların ürettiği sorunlar birinci derecede Türkiye olmak üzere başkalarına yükleniyor.
Suriye’de kendilerini ilgilendiren sadece çıkarları var. Türkiye’nin ise derdi var, Suriye’de yaşanan her gelişmeden doğrudan etkileniyor. Şu ana kadar Suriye’de hiç doğrudan müdahil olmadığı halde ortaya çıkan sorunların sorumluluğunu üstlenmekten kaçınmadı.
Buna mukabil bu durumun sürdürülemez olduğu düşüncesinden hareketle Suriye’de kalıcı, sürdürülebilir çözüm arayışları içinde oldu. Baştan itibaren Suriye içinde uluslararası himayede bir güvenlik bölgesi oluşturmayı savundu. Bu, en azından rejimin zulmünden kaçanların Suriye içinde sığınacakları bir alan olacaktı ve sorunların başka ülkelere daha fazla taşınmasını önlemiş olacaktı.
Türkiye Suriye’de bir çıkar peşinde değil, açgözlü çıkar kavgalarının ürettiği sorunları çözme peşinde. Bütün Suriye halkının kendi ülkesinde rahatlıkla yaşayabileceği koşulları oluşturmak için somut çözüm öneren tek ülke. Önerdiği çözümler kabul görmüyor, çünkü kimse çözüm peşinde değil. Çözümsüzlüğün devam etmesinin Suriye halkına maliyeti ne olursa olsun, kimsenin umurunda değil. Ama Türkiye’nin umurunda, çünkü Suriye yandığında Türkiye’nin canı yanıyor.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019