Yasin AKTAY
Avrupa'nın genelinde aşırı sağın yükselişi, Avrupa projesini ciddi anlamda tehdit ediyor. Aşırı sağ, milliyetçilik, yabancı düşmanlığı, ulusalcılık gibi değerlerin gereğinden fazla yükselmesinin bir birliktelik projesi olan Avrupa'yı tehdit ediyor olması gayet doğal. Zira yabancı düşmanlığının sınırı ve ayarı yoktur. Bugün bir hedefe yöneldiğinde, onunla kalmaz, giderek her türlü yabancıya da ulaşan, onu da bir nefret nesnesi haline getiren bir kurala göre işler.
Özellikle ekonomik krizin giderek derinleştiği ülkelerde veya ekonomik krizin yükünü hiç günahı yokken çekmek zorunda kaldığını hisseden ülkelerde küçük bir günah keçisine, mesela Müslümanlara yüklenerek geçiştirilemeyecek kadar büyür günahlar. Büyüdükçe de Müslümanların veya Türklerin varlığı bile bir "yabancı" olarak o günahları taşıyıp telafi etmeye yetmeyebilir.
Irkçılık ne yazık ki bir kez başladığında onu durdurmak veya duraklatmak kolay olmuyor. Aksine özellikle ekonomik kriz ortamlarında krizin gerçek nedenleriyle uğraşıp ona dair gerçekçi çözümler üretmek yerine gerçek olmayan sebeplere yönelip oralardan toplumsal destek devşirmek politikacıların en çok rağbet ettikleri ucuz ve kolay yol oluyor. Bu da ırkçılığın veya benzer popülist siyasetlerin çok kolay taraftar bulmasına yol açıyor.
Bugün Avrupa'da genelde Müslümanların özelde Türklerin maruz kaldığı İslamofobik veya zenofobik muamelede halkta alttan alta hissedilen krizin bir payı olsa da sorumsuz siyasetçilerin krizden kaçmak için sığındıkları bu ucuz politikaların önemli bir payı var.
Sarkozy'nin ekonomik açıdan Fransa tarihinde ender karşılaşılan kötü yönetiminin hesabını vermek veya daha iyi bir siyaset takip etmek üzere kafayı yormak yerine son zamanlarda başvurduğu en önemli siyaset bu. Ekonomide işler yolunda gitmediğinde işi ideolojiye vurmak bizim de yabancısı olmadığımız bir tarz-ı siyaset.
Hanidir biz bu tarz-ı siyaseti bir yerlerden tanıyoruz. Türkiye'de yıllarca halkın karnı laikçi veya sağcı ideolojik söylemlerle doyurulmaya çalışıldı. Kutuplaşmalarımız ekonomik bir temelden uzaklaştırılarak sürekli ideolojik kimlik tartışmalarına kaydırıldı. Bu zeminlerde başarılı olmak gerekmiyor. Siyaseti en arkaik düzeyi devreye girip "bizden" olanlarla "onlar" arasında tercihin çalışması beklenir.
Türkiye'de bu kutuplaşmaya sarılanlar genellikle kaybetmeye mahkum oldu. Bu kutuplaşmayı körükleyenler, bu çatışmadan siyasal çıkar elde etmek isteyenler genellikle halk nezdinde de hiçbir zaman "bizden" sayılmayı başaramadılar. Çünkü araçsallaştırmak istedikleri değerlerle olan süfli çıkar ilişkileri o kadar sırıtıyordu ki, oradan hiçbir siyasete yok çıkmıyordu.
Sarkozy'nin de sorunu galiba bu. Ekonomik başarısızlığını aşırı sağ, Türk ve Müslüman karşıtlığına yaptığı yaptırımla telafi etmeye çalıştı. Yoksa Ermenilere, hele o Ermenilerin yüz yıl önce yaşamış oldukları acılara özel bir duyarlılığa sahip olduğu yok. İşin vahim tarafı Fransız halkının bu siyasete prim vereceğini düşünmüş olması.
Fransız halkı bu tarz bir siyasete prim verecek olsa gerçekten durum vahim olacaktı. Oysa iki gün önce yayınlanan anketler Sarkozy'nin bu siyasetinin halkta hiçbir karşılığının olmadığını gösterdi. Ankete katılanların yüzde 93'ü Fransız parlamentosunun başka ülkeler hakkında yasa yapmasına karşı olduklarını söylemiş. Anketin sonuçlarının duyurulduğu televizyon programına katılan Sosyalist Partili Anayasa komisyonu üyesi Catherina Tasca "Yasanın anayasaya aykırı olduğunu, bu tür bir yasa ile ateşe körükle yaklaşıldığını, bu yasanın hiçbir sorunu çözmediği gibi Fransa'da yaşayan iki toplum arasında ciddi sorunlar yaratacağını" ifade etmiş.
Anketin başka bir bulgusuna göre, Sarkozy seçimlere sadece üç ay kala rakibinin 20 puan gerisinde kaldığı da görülüyor. Bu da cumhurbaşkanlığı makamındaki birinin başına pek gelmeyen bir şey. Bu geri kalışta Ermeni soykırımını inkar yasasının bir etkisi mi var yoksa zaten yarışta geri kaldığı için mi bu tarz ideolojik siyasetlere (Ermeni tasarısının yanı sıra daha önceki burka yasağı uygulaması gibi) yöneliyor olduğunu sormaya değer. Kanaatim ikincisi yönünde.
Sağcılaşma tabii ki bir sorun, ama bu sorunu katlayarak karşımıza çıkaran bu siyasetçiler. Halkın bu siyasetlere prim vermiyor olduğunu görmek de doğrusu AB'nin geleceği açısından umut verici bir durum. AB'nin bundan mütevellit sorunları halen devam ediyor olsa da, en azından durumun o kadar vahim olmadığını gösteriyor.
Bu esnada Türkiye olarak bugün Sarkozy ve ona takılmış bazı siyasetçilerin tutumundan bugünün ve yarının bütün Fransa'sına karşı genellemeci tutumlar geliştirme hatasına düşmemek de önemli. Belki Sarkozy ve ahfadının yapmaya çalıştığı da bu. Kendi ırkçılığına karşı Türkiye'nin ırkçılığını veya özcülüğünü kışkırtmak. Kronoloji ters olsa da kendi ırkçılığına böylece mazeret sağlamış olacak.
Hataları kişiselleştirip mevzileştirmekte her zaman sonsuz fayda var.
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019