Yetvart DANZİKYAN
Evet, mevcut haliyle bir bakanın ya da bakanı geçtim herhangi bir yurttaşın bir ülkeye sokulmaması, uçağına iniş izni verilmemesi, bir başka bakanın polis eşliğinde sınır dışı edilmesi doğal kabul edilecek davranışlar değil, bir ülke açısından. Bunu biliyoruz. Gelin görün ki mesele göründüğü kadar da basit değil. Hollanda ile yaşanan bakanları “ülkeye sokmama” karşılığında “bedel ödetme” krizinden bahsediyorum.
Öyle anlaşılıyor ki genel olarak Avrupa’da, özel olarak da Hollanda’da yükselen sağcılığın doğurduğu sonuçlar bunlar, Hükümet’in tüm Avrupa’da tepki yaratan otoriter eğiliminin yanısıra. Anlaşılan Hollanda’da yaklaşan seçimler de partilere bu alanda bir “yarış” imkanı sunuyor. Hani, seçim öncesi hangi parti şu popülizm dalgasından fayda sağlayacak, ya da bu dalga kime yar edilmeyecek, gibisinden. Ancak bu argümanı kabul ettiğimizde konu kapanmıyor. Öncelikle -bilhassa sağcılarımızın- şunu idrak etmesi lazım ki “sağ” sadece ülkemize mahsus bir konu değil. Dünyada da sağcılık diye bir şey var ve yaygınlaştığında işte bunlar oluyor. Yani Hollanda’da görülen, esasen Türkiye’de sağ kesimin “doğal bir yönetim hali” dediği sağcılığın sonucudur. Yani diyesim şu ki, aslında siz de, -Hükümet yani-dışarıdan böyle görünüyorsunuz. Zaten Avrupa’daki Türklerin yaşadıkları ülkelerde genel olarak sol ya da sosyal demokrat partilere oy veriyor olması bizim sağcılara bir şeyler söylemeliydi bugüne kadar. Söyledi ama onlar sadece sol ya da sosyal demokrasinin sunduğu imkanlardan faydalanmayı ve sola küfretmeyi seçtiler.
İkinci olarak, tamam, uygulamalar problemli ama AKP’li bakanların yapmak istedikleri de daha az problemli değil. Devlet imkanlarıyla oralara gidecekler, “Hayır” oyu vermeyi düşünenlere akla hayal gelmedik suçlamalar yöneltecekler, yine devlet imkanlarıyla kiraladıkları canlı yayın araçlarından ücretsiz frekans gönderecekler, Türkiye’deki tüm haber kanallarının da bu konuşmaları canlı yayınlamasını bekleyeceklerdi. Ola ki bir kanal bu 24 saat süren propaganda konuşmalarından sadece birini canlı yayınlamazsa o kanal not edilecek ve adisyon medya patronunun önüne konacaktı. Böyle bir “demokratik” sistemi daha da “ileri” boyutlara taşımak için planlanan toplantılar işte bunlar. Yani, dolayısıyla “demokrasi”, “özgürlükler” diye bağırmanın çok da gereği yok. Üstelik CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun paylaştığı bilgilere göre zaten yurtdışında seçim propagandası yapmak geçtiğimiz yıllarda çıkarılan bir kanunla yasaklanmış vaziyette.
Yani tüm bu tabloda aslında aynı zamanda üzerinde durmamız gereken konu, yıllardır AKP’li bakan, başbakan ya da cumhurbaşkanının devlet imkanlarıyla oralara gidip seçim propagandası yapıp bunun tüm kanallarda canlı yayınlanmasını sağladıkları bir düzen kurmaları idi. Ancak o kadar uzun yıllardır bu kahredici “kazanan her şeyi alır” sisteminde yaşıyoruz ki, bu acayiplikler artık konu bile edilmiyor memlekette.
Tüm bu gürültü arasında aslında konumuzla da ilgili üç gelişmeye dikkat çekmeden geçemeyeceğim. İlki BM İnsan Hakları Komiserliği’nin, Temmuz 2015-Aralık 2016 döneminde Güneydoğu’da yaşananları mercek altına alan raporu. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan rapor Türkiye’yi ağır insan hakları ihlalleri gerçekleştirmekle suçluyor. Rapora göre 2015 Temmuz-2016 Aralık arası dönemde gerçekleştirilen operasyonlar sonucunda çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı 30 kentte 335 bin ile yarım milyon arası insan yerlerinde edildi.
Raporda, Cizre’de 2016 yılında bodrum katlarında mahsur kalan erkek, kadın ve çocuk, yaklaşık 189 kişinin akıbetine de yer verilerek, bu kişilerin aç, susuz, elektriksiz ve tıbbi hizmetten mahrum bir şekilde haftalarca bodrum katlarında mahsur kaldığı, ardından açılan top ateşi sonucu çıkan yangında yanarak can verdiklerine işaret ediliyor. (Kaynak, Deutsche Welle)
Yine raporda Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin 2016 Mayıs ayında Türk hükümetinden bağımsız bir BM ekibinin bölgede engellenmeden incelemelerde bulunmak için izin talep ettiği, bu talebin sürekli yinelendiği ancak Türk hükümetinden 2017 yılının Şubat ayına dek hiçbir yanıt alınamadığı belirtiliyor.
Geride bıraktığımız haftanın insan hakları ve özgürlükler açısından bir başka önemli gelişmesi ise Avrupa Konseyi’nin Anayasal konulardaki danışma organı Venedik Komisyonu’nun referandumda oylanacak Anayasa değişikliğine ilişkin raporuydu. Raporda şu ifadeler yer alıyor:
“Gerekli kuvvetler ayrılığı mekanizmasının ortadan kaldırılmasıyla değişiklikler, güçler ayrılığına dayanan demokratik başkanlık sistemine değil, otoriter bir başkanlık sistemine dönüşme riski taşıyor.”
Anayasa değişikliği teklifinin HDP’li vekiller hapisteyken görüşüldüğüne dikkat çeken rapor, değişikliğin yargı bağımsızlığını daha da zayıflatacağını vurguluyor.
Bu alanda geçtiğimiz hafta yaşanan bir gelişmeyi daha sıralamakta fayda var. 8 Mart’ta Bianet sitesinde yayınlanan bir habere göre Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muižnieks, sokağa çıkma yasakları, Cizre’de insanların hayatını kaybettiği bodrumlar ve Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki operasyonlarla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) devam eden 34 başvuruya müdahillik talebinde bulundu. Bu talebi değerlendiren AİHM komisere yazılı görüşlerini bildirmek üzere 11 Nisan’a kadar süre vermiş. Bu gelişmeyi değerlendiren avukat Ramazan Demir, bu talebin çok önemli olduğunu ve istisnai durumlarda yapıldığını söylüyor ve ekliyor:
“Komiserin, sokağa çıkma yasakları ile ilgili raporundan sonra bu davalara müdahilliği, başvuruların mahkeme önündeki yargılamasına hukuken çok önemli katkılar sunacaktır. [Komiserin] Bizzat gözlemleyip tanık olduğu önemli noktaları ve ihlal konularını mahkemenin dikkatine sunmasını bekliyoruz.”
Sadece şu son haftanın karnesi budur. Ama tabii bütün bunlar Hükümet’in .bir kulağından girip öbür kulağından çıkacaktır. Hatta herhangi bir kulaktan girmeyecektir. Şimdi köpürtülmesi ve oya tahvil edilmesi gereken bir Hollanda krizi var, onların gündeminde.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.01.2020
26.10.2020
12.10.2020
14.09.2020
1.09.2020
17.08.2020
20.07.2020
8.06.2020
11.05.2020
13.04.2020