Yetvart DANZİKYAN
15 Temmuz darbe girişimini araştıran TBMM Darbe Araştırma Komisyonu, görev süresinin bitmesinden yaklaşık 5 ay sonra raporunu açıkladı. Ki, başkanının bir zamanlar Gülen Cemaati tarafından icra edilen operasyonları canhıraş biçimde savunmasıyla bilinen Reşat Petek olması, zaten bu komisyondan ciddiye alınabilir bir rapor çıkmayacağının göstergelerinden biriydi. Keza görev yaptığı süre boyunca Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı’nı ifadelerini dinlemek üzere buyur etmemiş, en sonunda MİT’ten gelen bir raporla yetinmeyi tercih etmişti.
Raporun açıklandığı basın toplantısının kuşkusuz en çarpıcı yönü, yazının başında saydığım acayiplikler yetmezmiş gibi bir Reşat Petek’in nereden geldiği belli olmayan, sahte olduğu apaçık bir belgeyi, büyük bir kanıtmışcasına elinde sallamasıydı. Efendim, güya bu belgeye göre Fetullah Gülen CHP’ye 1967 yılında 5.000 TL bağışta bulunmuştu. CHP de yememiş içmemiş İzmir Merkez Vaizliği’nden gelen bu 5.000 TL’lik bağışın makbuzunu gözü gibi saklamıştı. İşte bütün bunlar Gülen Cemaati’nin tek bir partiyle ilişkili olmadığının ispatıydı. (Bu arada 5 bin TL o zamanki para ile 540 bin dolar’a denk gelmekteymiş)
CHP’liler söz konusu makbuzun boş halinin internette bolca satıldığını, dolayısıyla sahte bir makbuzla karşı karşıya olduğumuzu inandırıcı bir şekilde açıkladılar. Geriye bu sahte makbuzun o rapora nasıl girdiği gibi bir soru kalıyor ki, Reşat Petek henüz buna mantıklı bir cevap verebilmiş değil.
Gelelim rapora. Çok sayıda saptama var ve gazetelere yansıdığı kadarıyla genel havası kamuoyunu “Bu işten AKP sorumlu değil” görüşüne ikna etmek. E amaç bu olunca, zaten gizlenmeye çalışılan şey de ortaya çıkıyor. Evet elbette Gülen Cemaati’nin güçlenmesinden tek başına AKP sorumlu değil ama en büyük sorumlu AKP. Belli ki komisyonun asli görevi yeni bir gerçeklik yaratmak ve 5 yaşındaki çocuğun bile bildiği bu gerçeği, medya imkanlarını kullanarak ters yüz etmek. Biliyorsunuz bu, yani yeni ve (sahte) bir gerçeklik yaratmak AKP’nin en sevdiği şeylerden birisi. Yıllarca bizi Gülen’in mağdur edilmiş, kendi halinde bir alim olduğuna inandırmak istediler. Şimdi ise bu işleri yapanın kendileri olmadığına.
Her neyse, her açıdan tartışılacak bu raporda bir de enteresan bölüm var. Komisyon raporunda “FETÖ ve benzeri örgütlerle mücadele kapsamında din eğitiminin daha da geliştirilmesi talep edilirken laikliğin ayrışmanın kaynağı haline geldiği de” ileri sürülmüş. (Cumhuriyet, 27 Mayıs, 2017)
Tam ifadesi şu: “Siyasi tarihimizde laiklik adına yapılan kimi haksız ve yanlış uygulamalar, laikliğe bir devlet davranışı değil de siyasi toplumsal bir kimlik olarak bakılmasına yol açmış ve birleştirici olması gereken laiklik, ayrışmaların kaynağı haline gelmiştir. Dindarları baskı ve zan altında tutan agresif ve militan laiklik yerine inanç ve düşünce çoğulculuğunu koruyan bir laiklik algısı üzerinde durulmalıdır. Zira laiklik din anlayışından kaynaklanan farklı yorumları korumanın da en etkili yoludur.”
Yani raporun diyesi şu: Laiklik yüzünden böyle cemaatler güç buldu sonra da darbe yapmaya kalktılar. O yüzden laik kesim artık din meselesine bakışını değiştirsin. Kastedilen de belli ki 28 Şubat ve öncesi, sonrası.
Bir vakitler TSK eliyle yürütülen laiklik ve milliyetçiliğin evet, eleştirilecek epey yönü vardı ancak 15 Temmuz’u ya da Gülen Cemaati’nin güçlenmesini getirip buna bağlamak hayli güç. Öncelikle Gülen Cemaati’nin hangi şartlar altında devletin içine buyur edildiğine bakalım. Burada esas mesele laiklik ya da belli bir laikliğin karşı tepkisi filan değil., 12 Eylül sonrasında devlete egemen olanların, kamu kadrolarını solculardan, Alevilerden, komünistlerden temizleyip anti-komünist, muhafazakar, (görünürde) iktidar hırsı da olmayan cemaatlere teslim etmeleri idi. Gülen böyle bir pozisyona talip olduğu için 12 Eylül sonrası devlet içinde palazlandı ve bir nevi “devlet projesi” haline geldi. İkinci devlet projesi haline gelmesi ise SSCB’nin yıkılışı ve Türkiye’nin Orta Asya bölgesine ticari ve siyasi olarak girme emelidir. Gülen buna da talipti. Üçüncü “devlet projesi” haline gelmesi ise AKP-TSK arasındaki savaşta artık her yere yerleşmiş Gülen Cemaati’nden AKP’nin vurucu güç olarak yararlanmak istemesi ve Cemaat’in bir kez daha bu pozisyona talip olmasıdır. Sonrası malum. Cemaat daha fazlasını isteyince, ipler koptu. Yoksa hala kardeş kardeş yaşayıp gidiyor olabilirdi AKP ile Gülen Cemaati.
Velhasıl, rapordan bunları da yazmasını beklerdik. Ama haklısınız böle bir komisyondan böyle bir rapor çıkması epey zordu.
Bitirirken şu darbe girişimi ile ilgili bir not daha. 26 Mayıs Cuma günü bir yandan da 15 Temmuz’da Genelkurmay Karargahı’nda yaşananlarla ilgili açılan ‘çatı dava’ da sürüyordu. Orada savunmasını yapan dönemin Genelkurmay Personel Başkanı İlhan Talu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve dönenin Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler’i suçlayarak şöyle demiş: “2016 YAŞ Toplantısı hazırlık aşamasında (sanık) Tuğgeneral Mehmet Partigöç’ün Fetullahçı olduğunu Genelkurmay Başkanı ve İkinci Başkanı’na söyledik. Ancak onlar ‘Biz Partigöç’e güveniyoruz’ dediler”.
Genelkurmay, adamlarına güvenebilir elbette. Ama darbe yapması muhtemel olanlar gözlerinin önünde dururken darbe girişiminden sonra konuyla hiç ilgisi olmayan gazete ve gazetecilere “Gülenci” damgası vurulması yargıyı, dolayısıyla iktidarı da biraz Reşat Petekleştirmiyor mu?
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.01.2020
26.10.2020
12.10.2020
14.09.2020
1.09.2020
17.08.2020
20.07.2020
8.06.2020
11.05.2020
13.04.2020