Yetvart DANZİKYAN
Siyasi gelişmelerde aktüel bir meseleye yakın tarihten bir örnek bulup “İşte, tıpkısının aynısı” demek aslında o meseleyi anlayabilmek, arkasındaki dinamikleri kavrayabilmek için en elverişli yol değildir. Hatta elverişli bir yol da değildir. Ancak bir yandan da tarih içindeki benzerlikler bize bir şeyler anlatır. Bazı dinamiklerin sürekliliğini, dönüp dönüp yeniden karşımıza çıkmasındaki mantığı, bir kısır döngü içinde yaşayıp yaşamadığımızı… Marx’in hani “İlkinde dram ikincisinde fars olur” dediği tekrarların, bu topraklarda ikiden çok daha fazla cereyan ettiğini ve hiçbirinde de fars duygusuna kapılmadığımızı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve diğer HDP’li başkan, vekil ve siyasetçilerin aylardır hapiste olmasından bahsediyorum. Demirtaş 14 ay sonra nihayet hakim karşısına çıkarken, zihinlerde bir yandan da yine Demirtaş’ın 11 Şubat’taki HDP Kongresi’nde aday olmayacağı açıklaması vardı.
Tarihteki benzerlikler demiştik. Hiç şüphesiz ne şartlar aynı, ne de kişilikler. Ancak 12 Eylül darbecilerinin siyasetçileri önce Hamzakoy, bir süre sonra da Zincirbozan’a hapsetmesi ile Demirtaş’ın Edirne mahpusluğu arasında “devlet aklı” açısından bir benzerlik var denebilir.
12 Eylül darbecileri upuzun yıllardır sıkı sıkıya tuttukları “devlet”in ellerinden kayıp gitme ihtimali karşısında nasıl ki “şiddet”i toplumu ikna için gerekli bir manivela olarak görüp, önce daha da artmasını beklemişler, karanlık operasyonlara da girişmişler, zamanın geldiğini düşündüklerinde ise iktidara el koymuşlar ve devletlerini kimse ile (bilhassa da sol ile) paylaşmayacaklarını, buna yeltenenleri de çok fena edeceklerini ilan etmişlerse; AKP de 7 Haziran’da yıllardır özenle inşa ettiği devletin elinden kayabileceğini, ‘Tek parti’ iktidarını kaybetmenin bunun başlangıcı olabileceğini düşünmüş, aynı 12 Eylülcüler gibi şiddeti bir manivela olarak kullanarak, artmasını beklemiş, üstelik bu kez şiddetin baş aktörü olmuş 1 Kasım’da da toplumun bir bölümün rızası ve MHP’nin işbirliği ile tek parti iktidarına ve devletine kavuşmuştu.
Burada benzetmeyi daha da ilerleterek 12 Eylül öncesinde kimi silahlı grupların bahsettiğim plana -şu ya da bu saikle- iştiraki ile 7 Haziran öncesi ve sonrasında Kandil’in bu plana iştiraki gibi kıyaslamalar da yapılabilir ama çok daha kapsamlı bir dosyaya girileceği ve dinamikler artık iyice farklı olduğu için işin bu boyutuna bakmayı burada keselim.
1 Kasım sonrası AKP ve Erdoğan rejimi devletine yeniden kavuşmanın verdiği coşkuyla aynı 12 Eylülcülerin yaptığı gibi “rakip” olarak gördüğü siyasetçilerin sesini kesmeye çalıştı. Evren cuntasının rakibi Demirel ve Ecevit idi. Ve elbette örgütlü sol ve kısmen sağ. Hepsine farklı bir senaryo uygulandı. Erdoğan rejiminin meşru siyaset alanındaki rakibi ise Demirtaş’tır. Dolayısıyla ona yöneldiler. Değil mi ki Demirtaş ve yeni kuşak partililerin şekillendirdiği HDP, bir bölge partisi olmaktan çıkmış ve tüm Türkiye için (yine bir benzetmeye başvurarak ‘70’lerin başındaki CHP gibi’ diyebiliriz) bir umut olmaya başlamış, Batı’da bir heyecan yaratmış ve seçime parti olarak girerek 80 civarında vekillik elde etmiş, artık devletsiz yapamayacak AKP’yi tek parti iktidarından indirmişti, Erdoğan devletinin rakibi de Demirtaş’tı işte.
Bundan sonra o geleneksel devlet aklı işin devamını getirdi. 12 Eylül’e benzer bir mekanik devreye girdi, CHP de o devlet aklına karşı çıkmaya cesaret edemedi, dokunulmazlıklar konusunda sessiz kaldı ve AKP kendi Zincirbozan’ını yaratmak için tüm taşları (bir darbe mantığına uygun şekilde hukuksuz biçimde, hiç şüphesiz) teker teker döşedi.
Bundan sonra sırada nihai hamle vardı. O da yapıldı ve sonuçta Demirtaş ve diğer HDP’li siyasetçiler aylardır zindandadır. Bunun siyasi bir ceza olduğunu AKP’liler, CHP’liler, MHP’liler, herkes biliyor. AKP ve MHP rejim ortağı haline geldikleri için (Bir benzerlik daha: MHP’nin kadroları hapiste olmasına rağmen 12 Eylül sonrası hizaya girmesini hatırlayalım, hani ‘kendi zindanda fikri iktidarda’ olduğu yılları, bu kez de fikri iktidardadır, kendi de oralarda bir yerlere sığışmaya çalışmaktadır) bu konuda ses çıkarabilecek tek parti CHP kalıyor ancak rejime bu açıdan seslerini yükseltebilecek ne niyetleri var ne de güçleri.
Kimileri için muhtemelen tartışmalı sayılabilecek bir benzetmeden buralara geldik. Evet Zincirbozan hamlesi şimdilik (altını çizelim, ‘şimdilik’)AKP’nin OHAL rejimi açısından istediği sonucu da yaratabilir gibi gözüküyor. Demirtaş, bir tür siyasi yasaklı imişcesine kongrede aday olmayacak. HDP seçmenleri açısından bu kararı sindirmek zor olsa da ve partinin Demirtaş’ı bu karardan çevirmek için yeterli çaba göstermediğini düşünenler hiç de az olmasa da, bunu bir maceranın sonu gibi anlamak da yersiz.
Zincirbozan’da Hamzakoy’da Ecevit, Baykal gibi isimler de kalmıştı ama bu iki simge mekan, daha çok merkez sağ siyaset için bir yoksunluk, mağduriyet ifade ediyordu. Ama yapılan, bir darbe rejiminin, siyasetçileri değil eski püskü ve çürümüş de olsa en basit haliyle siyaseti hapsetmesiydi. Şimdi de yapılan bir boyutuyla budur. AKP rejimi bu kez tüm Türkiye için bir yenilik, umut ifade eden bir siyaseti hapsetmeye kalkışmıştır.
Dolayısıyla, yani hapsedilen yepyeni bir siyaset olduğu için, o umudun ve yepyeni, dönüştürücü sözün er ya da geç geri döneceğini düşünebilir miyiz? Benzetmeler her ne kadar mahzurlu olsa da, bence düşünebiliriz. Demirel ve Ecevit’in o tel tel dökülen siyaseti geri döndüyse, bu yepyeni siyaset haydi haydi geri dönecektir.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.01.2020
26.10.2020
12.10.2020
14.09.2020
1.09.2020
17.08.2020
20.07.2020
8.06.2020
11.05.2020
13.04.2020