Yetvart DANZİKYAN
Bu memlekette meseleler diyalog yoluyla çözülsün, tarihten gelen çatışmalı sorunlarımızın çözümü için sanat, kültür, sergi, temas vesileleriyle ortak bir zeminde buluşulsun diye koşturup duran Osman Kavala, tüm bu çabaları rejimin komiserlerinin hoşuna gitmediğinden olacak, aylardır hapiste. Kendisine ne tür bir suçlama yöneltileceği de hala belirsiz. Ortada bir iddianame bile yok. Zaten bu kadar süredir bir iddianame yazılamamış olması “Nasıl bir suçlama yaratsak” gibisinden bir gayret olduğunun da göstergesi muhtemelen. Korkarız ki son 10 yıldır tanık olduğumuz üzere bir insanın tüm ilişkilerini, temaslarını suç olarak tanımlayan bir iddianame ile karşı karşıya kalacağız. Yani önce suç yaratılacak, sonra da bu suç için bir “ağ”. Bu formülü hangi kesimin bulduğunu ve Türkiye yargı sistemine soktuğunu artık biliyorsunuz, biliyoruz. Bu sistem tüm güncelliğiyle ayaktadır, canlıdır.
Manzara bu haldeyken 6 Nisan Cuma günü kamunun Anadolu Ajansı’nda bir haber yayınlandı. Başlıkta şu ibare yer almaktaydı: ‘Kavala ve Barkey’in PKK’lılarla irtibatı tespit edildi’
Ne ola ki acaba, diye bakıyoruz habere. Tespit deniyor zira. İkinci cümle şu: ‘Tutuklu iş adamı Osman Kavala ile yakalama kararı bulunan Henri Barkey'in. 15 Temmuz darbe girişiminin hemen öncesinde terör örgütü PKK'dan işlem yapılan şahıslar ile irtibatı tespit edildi.’
Hım, demek durum tam da başlıkta tarif edildiği gibi değil. Kavala ve Barkey’nin irtibatta olduğu kişiler, haklarında PKK’dan ‘işlem yapılan’ kişiler. Peki işlem yapılmak ne demek? O da şu imiş:
“Kavala'nın söz konusu tarihlerde, ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma’, ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmek’ suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet istemiyle yargılanan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Fırat Anlı ile PKK/KCK terör örgütü adına faaliyette bulunmak amacıyla kurulan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) delegesi Şeyhmus Diken ile irtibata geçtiği öne sürüldü.”
Durum şu: Kavala’nın görüştüğü (ileri sürülen) kişiler Diyarbakır’ın seçilmiş belediye başkanı (Fırat Anlı, Gültan Kışanak ile birlikte eş başkanlık görevini yürütüyordu, devlet bu eş başkanlık meselesini tanımadığından olsa gerek Anlı için meclis üyesi demiş) ve başkanların bilhassa kültür sanat konularında danışmanlığı görevini bir süre yürüten tanınmış yazar ve edebiyatçı Şeyhmus Diken.
Kavala’nın irtibata geçtiği (ileri sürülen) kişiler bunlar. Ve çok muhtemelen yine Diyarbakır’da bir sergi ya da benzeri bir faaliyet söz konusu. Anlı çözüm süreci bozulunca siyasi sebeplerden diğer Kürt siyasetçiler gibi kendini soruşturma içinde buldu. Aynı Selahattin Demirtaş gibi. Ancak haberde de ifade edilmek zorunda kalındığı gibi Anlı bu davalardan hüküm giymemiştir. Dolayısıyla üzerine atılı suçlar henüz “iddia” mertebesindedir. Diken için ise öyle anlaşılıyor ki böyle bir durum bile yoktur. Ancak belli ki Kavala’nın tüm ilişkileri mercek altına alınmış ve bunlar bulunmuştur. Bu ilişkiler de “PKK’lılarla irtibat” olarak sunulmuştur. İlginç olan soruşturma dosyasını aynen bu şekilde servise koyan ajansın tutumu olsa gerek.
Haber böyle bitmiyor. Henri Barkey hakkında da bazı ifadeler var. Onlar da şu:
“Barkey'in ise aynı tarihlerde Diyarbakır'daki KCK davasının sanığı Muharrem Erbey, ‘terör örgütü propagandasını yapmak’ suçundan işlem yapılan Ramazan Tunç ile ‘terör örgütü yöneticiliği’ suçundan tutuklu yargılanan eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile irtibatının bulunduğu iddia edildi.”
Dikkatten kaçması olanaksız. Burada da Türkiye’nin 3.büyük partisinin eş genel başkanlığını yapmış, Cumhurbaşkanı adayı olup yüzde 10 oranında oy almış, siyasi nedenlerle hapse atıldığı ayan beyan ortada olan Selahattin Demirtaş için aynı tarif yapılıyor. Ve elbette Demirtaş için de hüküm yok. “PKK’lılarla irtibatı tespit edildi” denen kişiler bunlar. Üstelik bir ilginç detay daha var. Tüm bu irtibat “tespit”leri hep “iddia edildi” cümleleri ile bitiyor. Bu kişilerle irtibatı olan –Hükümet üyeleri de dahil- milyonlarca insan olmasını bir kenara bırakalım, hem tespit edildi deyip hem de “iddia edildi” diye bitirmek iyice ilginç. Kim iddia etmiş, o ayrı mesele, irtibatta olsalar ne olur, o da ayrı mesele.
Osmanlı’dan beri gelenektir. Devlet önce suç imal eder sonra delil. Ancak bu işler böyledir diye bunları normal kabul edemeyiz. İnsanların hayatları karartılıyor, birilerinin gönlü hoş olsun diye insanlar işlerinden, ekmeklerinden ediliyor, haklarında davalar açılıyor, ayları yılları hapiste geçiyor. Ve üstelik kimileri böylesine “Gözünün üstünde kaşın var” diye hapsi boylarken birileri de siyasi ortamdan faydalanarak bir üniversitede insanları rastgele karalıyor, karaladıkları kişilerin üniversite yönetimine üstüste verdiği dilekçeler, şikayetler işleme alınmıyor, bu kişinin “emniyetle irtibatlı biri” olduğu bilgisi yayılarak dilekçe verenler sindirilmeye çalışılıyor ve sonunda bu kişi üniversitede 4 kişinin hayatına son veriyor.
Belki de kendisine madalya takılacağını düşünmüştü. Mevcut atmosfere bakarak bunu düşünmesi çok da yanlış olmazdı. Bu ölümlerin hesabını kim verecek şimdi?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.01.2020
26.10.2020
12.10.2020
14.09.2020
1.09.2020
17.08.2020
20.07.2020
8.06.2020
11.05.2020
13.04.2020