Yetvart DANZİKYAN
Gezi direnişinin 6. yıldönümü. Geride bıraktığımız yıllarda epeyce muhasebe yaptık. Bu yıl muhasebe değil de “Neredeyiz?”e bakılabilir belki biraz.
Gezi direnişi devletin büyük ablukasıyla ve baskısıyla sona ererken “Bu tür hareketler ilk anda belki geri çekiliyor gibi görünse de, beklediği yerde mayalanır, bir yerden yeniden çıkar” görüşünü savunmuştum. Bu, bir anlamda oldu diyebilirim. İki yıl sonraki genel seçimlerde AKP tek parti iktidarını kaybetti. Genel gidişatı bozan ise AKP’nin seçim sonuçlarını tanımayıp çözüm masasını devirerek savaş ortamında yeniden gittiği seçim ve bir yıl sonra gelen uğursuz darbe girişimi oldu.
Bunlar genel manada Gezi direnişi ile kendini açığa vuran toplumsal muhalefetin önünü kesen, ona ket vuran gelişmelerdi. 2016 sonrasına bu gelişmelerin yanı sıra AKP-MHP ve klasik (derin) devlet ortaklığı da damga vurdu. Bu şartlar altında siyasetin doğal seyri bir anlamda zorla yatak değiştirmiş oldu. Buraya elbette dönemin HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş ve diğer HDP’li siyasetçilerin hapse atılmasını da eklemeliyiz.
Ancak bu cebri yatak değişikliğine rağmen su yine de akıyor, yolunu bulmaya çalışıyor. En önemli örneği hiç şüphesiz 31 Mart Yerel Seçimleri. AKP-MHP ortaklığı çok sayıda büyük kenti kaybetti. Zaten tek başına İstanbul, Ankara ve İzmir’i kaybetmek bir göstergedir. Buna Adana, Mersin gibi kentleri de eklemek gerekir. Keza kayyım atanan birçok kentte HDP belediye başkanlıklarını geri aldı. Böylesi bir baskı atmosferi içinde gerçekleşen seçimde bunun, toplumsal muhalefet açısından önemli bir başarı olduğunu söylemeliyiz.
Fakat bilindiği üzere AKP-MHP-devlet ortaklığı bu kez de İstanbul seçimlerini iptal etme yoluna gitti, bir açıdan, 7 Haziran 2015 sonrasında yaptığı gibi. Şimdi soru şu: 2015’in tekrarı yaşanır mı? Yani AKP sandıkta kaybettiği seçimi türlü yollarla yeniden geri alır mı? Bunun cevabını kestirmeden vermek zor ancak havanın İstanbul’un Seçilmiş Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu lehine olduğunu görmek de zor değil.
Zaten öyle olduğu için de AKP seçimin tekrar edileceği 23 Haziran öncesinde kendi adına bir seçim kampanyası yürütmüyor. AKP’nin kampanyasının gündeminde de Ekrem İmamoğlu var. Bunu AKP aktörlerinin demeçlerinden anlayabiliyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan itibaren tüm AKP, İmamoğlu’ndan başka bir şey konuşmuyor. Tabii negatif anlamda. Ancak sonuçta gündem İmamoğlu.
Bu taktiğin ne sonuç vereceğini şimdiden söylemek zor olsa da şurası belli: Seçimin favorisi Ekrem İmamoğlu'dur. Dolayısıyla AKP kendini İmamoğlu’na laf yetiştirmek ve İstanbul ile ilgili vaadler için devlet imkânlarını sonuna kadar kullanmak mecburiyetinde hissediyor.
Ancak AKP bununla da yetinmiyor ve propagandayı camilere taşıyor. Son örnek şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Haziran gecesi Yenikapı’da Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen "Enderun Teravihi”ne katıldı. Erdoğan teravih çıkışı yaptığı açıklamada seçime değinmeden duramadı ve şunları söyledi:
“Burası İstanbul, bir diğer adıyla İslambol. Burası Konstantinopol değil, ama burayı böyle görmek isteyenler var. Böyle görmek isteyenlere karşı 22 günümüz var. 22 gün sonra burasının nereden nereye geldiğini tam manasıyla ortaya koymak için gece demeden, gündüz demeden tüm kardeşlerimize ulaşmamız lazım...”
Yani demeye getiriyor ki Ekrem İmamoğlu ve CHP, İstanbul’u Konstantinopol olarak görmek istiyorlar. Yani Erdoğan da bir kısım AKP’lilerin yaptığı “İmamoğlu Rum mu?” yollu ırkçı propagandalarına katılmış olmakta. Dünyanın her yerinde böyledir bu ırkçılık-mezhepçilik işleri. Biri çıkar çıtayı bir yere koyar siz de peşinden gidersiniz.
Burada tabii Erdoğan’ın İstanbul isminin “İstin-poli” yani Rumca “Şehre doğru” tamlamasından geldiğini bilmezden gelmesi, nasıl derler, anlamlı. İslambol isminin sonradan şehre İslami bir kimlik kazandırmak için üretildiği besbellidir. Ki zaten buna da gerek yoktur. İlla böyle bir isim kullanmak isteniyorsa Dersaadet, Asitane gibi daha gerçek isimler var.
Neyse, dağılmayalım. Camilerde yapılan şu propaganda da gösteriyor ki AKP’nin toplumsal muhalefet karşısında pek bir argümanı kalmamış. Irkçı-mezhepçi propaganda ve karalamalar dışında (Ki Rum olsa ne olur, o da ayrı mesele) topluma söyleyebileceği bir şey yok. Dolayısıyla 23 Haziran, bu anlayışa karşı da verilecek bir cevap olacak. Fakat şurası şimdiden belli ki, sonuç her ne olursa olsun, Gezi yaşıyor ve yaşatılıyor olacak.
Bu vesileyle Ali İsmail Korkmaz’ı, Berkin Elvan’ı, Ethem Sarısülük’ü, Abdullah Cömert’i, Mehmet Ayvalıtaş’ı, Ahmet Atakan’ı, Medeni Yıldırım’ı bir kez daha analım.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.01.2020
26.10.2020
12.10.2020
14.09.2020
1.09.2020
17.08.2020
20.07.2020
8.06.2020
11.05.2020
13.04.2020