Yetvart DANZİKYAN
Kaftancıoğlu’na ceza, üç kente kayyım ve ortak zeminde mücadelenin geleceği
9.09.2019
663
Bu yazının yazıldığı pazar sabahı itibarıyla haber kanalları ve internet siteleri “Son dakika” başlığıyla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamasını vermekte idiler. İstanbul ve Ankara’ya kayyım atanması söz konu değilmiş.
Nereden çıktı peki bu açıklama? Çünkü hafta içi bir muhabir İstanbul ve Ankara’ya kayyım atanmasının söz konusu olup olmadığını sordu Soylu’ya. Bunun böylesi normalleşmesi ve haber olarak sorulması elbette geldiğimiz aşamayı göstermesi açısından ilginç. Ancak muhabire de çok kızamıyorum çünkü Diyarbakır, Van ve Mardin’e kayyım atandığında sosyal medyada pek çok kişi “Sıra İstanbul’a, Ankara'ya geliyor” diyordu. Anlık heyecan ile yazılmış olabilir bunlar ama bu çıkışlar, amaç bu olmasa da, kayyım atamasının gayet normal bir prosedür olarak anlaşılmasına yaradı. Muhabir de sordu işte.
Soylu bu soruya “Pazar günü yanıt vereceğim” dedi. Haydi bakalım. Atanacak mı, atanmayacak mı? Yani kayyım atanması normal de, atanacak mı atanmayacak mı, mesele o. İçişleri Bakanı açıklayacak bunu. Bu da gayet normalleşmiş oldu yani.
Tabii pazar günü gelene kadar yorumlar, yorumlar. En irkiltici olanı da Ahmet Hakan’dan. Diyarbakır, Van ve Mardin’e kayyım atanması bir noktaya kadar izah edilebilirdi ama İstanbul’a kayyım atanması izah edilemezdi.
Yani Kürt illerine kayyım atanır, bunda anormal bir durum yok, demeye getiriyor Ahmet Hakan. Ama İstanbul olmazdı. Daha doğrusu aslında olurdu da izah etmek zor olurdu. Kürt illerine yönelik ayrıştırıcı mantığın sırım sırım sırıttığı bu mantık esasında Batı’da çok da ender görülen bir mantık değildi. “Oralar” tamam, ama “Burası?” Yok artık. Olmazdı.
Velhasıl CHP’den üç ile kayyım atanması meselesinde Ekrem İmamoğlu dışında pek güçlü bir ses çıkmadı. Kategorik olarak bu üç ile kayyım atanması karşısında HDP seçmeni ve demokrat kamuoyu dışında kimseden güçlü biçimde ses çıkmadı ne yazık ki.
Eh öyle olunca da bir pazar sabahı İçişleri Bakanı çıkıp televizyonda bir sohbet programında İstanbul ve Ankara’ya kayyım atanmasının söz konusu olmadığını söyledi. Gayet normal bir şeymiş gibi.
Ancak iktidar aslında İstanbul ile hesaplaşmasını başka bir düzeyde sürdürüyor. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu 7 yıl önceki sosyal medya paylaşımlarının da dahil olduğu bazı paylaşımlar üzerinden mahkûm ediliyor. 9 yıl 8 ay hapis. Karar İstinaf mahkemesine gidecek. Tutuklama yok, ancak çok açık ki Kaftancıoğlu’nu kendi mantığınca baskı altına almaya çalışan bir mekanizma var. Klasik CHP il başkanlarından farklı ve daha ileri bir söylem geliştiren Kaftancıoğlu’nu aynı HDP’li siyasetçiler gibi yargı labirenti içinde dolaştırma politikası izleniyor. İktidar medyası da bu işin propagandasını yapmaya koşulmuş vaziyette. (Tam da burada yine Ahmet Hakan’ın Kaftancıoğlu hakkındaki ilgili ilgisiz karalama yazılarını hatırlıyorum ister istemez)
İnsan hakları savunucuları ve parti örgütü her ne kadar bu baskı politikalarına karşı duruyorsa da CHP’nin kurumsal olarak sessiz olduğunu söylemek durumundayım. İstediğinde Ankara’dan İstanbul’a yürüyen Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu hakkındaki karar duruşmasına gelmeye gerek görmedi mesela.
Bir diğer psikolojik savaş hamlesi de Diyarbakır’da. Oğulları dağda olan bazı anneler devletin desteği ve teşvikiyle Diyarbakır HDP il Binası önünde oturma eylemi yapmaktalar. Bu HDP’yi toplumun, ama asıl olarak Batılı seçmenin gözünde “kriminalize” etmeye yönelik bir devlet operasyonu, çok açık ki... Elbette ki bir annenin oğluna kavuşmak istemesi anlaşılır bir talep ancak bu eylemin devlet ve hükümet tarafından bu kadar teşvik ve istismar edilmesi karşısında bazı sorular var ki bunları sormak lazım.
-Böylesi bir konuda asıl muhatap devletin ta kendisi değil midir?
-HDP böylesi bir durumun adresi ise (ki değil), devletin bu tür (ve pek çok başka) konularda bundan sonraki muhatabı HDP mi olmalıdır?.
-Ortada böyle bir sorun varsa yani gençler şu ya da bu nedenle dağa çıkıyorlarsa bir çözüm süreci başlatmak en mantıklı yol olsa gerek. Bu konuda bir çalışma başlatmanın zamanı gelmemiş midir?
-Oğulları dağa çıkan ya da çıkarılan annelerin talebi önemlidir. Peki oğulları ya da kocaları devlet tarafından kaybedilen annelerin, eşlerin, çocukların talepleri önemsiz midir? Cumartesi Anneleri’ne reva görülen eziyetin sebebi nedir?
Özetle: Tablonun tamamına baktığımızda gördüğümüz şu: Erdoğan-Bahçeli-Soylu rejimi yükselen muhalefet ve İmamoğlu ile Kaftancıoğlu şahsında belirginleşen Batı-Doğu etkileşimini, henüz başlangıç aşamasındaki ortak zeminde mücadele girişimlerini kırmak için hem Batı’da hem Doğu’da hamle üzerine hamle yapıyor. Ancak bu muhalefet dinamiğini henüz kırabilmiş değiller. Bu hamlenin akıbetini, ortak zeminde mücadelenin, etkileşimin dirayeti, kapsamı ve soluğu belirleyecek.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.04.2021
9.01.2020
26.10.2020
12.10.2020
14.09.2020
1.09.2020
17.08.2020
20.07.2020
8.06.2020
11.05.2020