Yetvart DANZİKYAN
ABD’de George Floyd adındaki siyah bir yurttaşın, beyaz bir polisin diziyle kasıtlı olarak boğazına bastırması sonucu kameralar önünde can vermesi, siyahların öfkesine neden oldu. Bu öfke tüm dünyada -haklı olarak- doğal karşılandı. Zira siyahlara yönelik polis şiddeti ne yazık ki ABD’de önü alınamayan ırkçı bir uygulama haline gelmiş durumda. Bundan önce de benzer vakalar olmuş, siyahlar ve onlara destek veren hispanikler, beyazlar sokaklara dökülmüştü. Bu eylemler kimi zaman gerçekten ABD’li yetkilileri ürkütür hale gelmişti.
Hatırlanacaktır 1991 yılında yine siyah bir ABD yurttaşı olan Rodney King de ABD polislerince ölesiye dövülmüş, suçlu polislerin salıverilmeleri üzerine 1992'de meşhur Los Angeles İsyanı başlamıştı. İsyan sırasında 50’yi aşkın kişinin hayatını kaybettiğini hatırlayalım.
Böyle olaylar olduğunda, az evvel de bahsettiğim gibi dünyanın büyük bir kısmı isyancılara hak verir, anlayışla karşılar. Zira ABD’nin hayli utanılası bir ırkçılık geçmişi olduğu gibi, bu sorun hâlâ çözülmemiştir. Hal böyle olunca dünyanın diğer ülkeleri ve genel kamuoyu biraz da “Bizde ırkçılık yoktur” havasıyla bu isyanları doğal karşılar, kamuoyu isyancılara sempati besler.
Türkiye’de de böyle olur. Türkiye resmi çevreleri ve genel kamuoyu böylesi gelişmeler karşısında “İşte bakın, dünyanın en gelişmiş ülkesi ABD’de hâlâ ırkçılık var, halbuki biz öyle miyiz, bizde ırkçılık yoktur” deyiverir ya da buna benzer mesajlar verir.
Bu argümanın gerçeğin sadece küçük bir kısmını, o da hayli tartışılır biçimde yansıttığını söylemek gerek. Evet, Türkiye’de belki Afrikalılar’a yönelik ABD’de yaşandığı anlamda bir ırkçılık örneğine yaygın olarak rastlanmadı (ki Festus Okey vakası hâlâ zihinlerdedir) ancak bu Türkiye’de ırkçılık olmadığı anlamına gelmez.
Esas meseleye gelmeden önce şu Afrikalılar meselesine bir bakalım. Geçtiğimiz günlerde Hürriyet gazetesinde bir haber yayınlandı. Muhabir İstanbul’daki Afrikalı göçmenler ile konuşmuş, burada mutlu olup olmadıklarını sormuştu. Ancak asıl sorduğu soru “devlet eliyle” bir ayrımcılık yaşayıp yaşamadıkları idi. Yanıt verenlerin hemen hepsi devlet eliyle bir ayrımcılık yaşamadıklarını ancak günlük hayatta sorunlar yaşadıklarını söylüyor. Hürriyet gazetesi de bu yanıtlardan “Bizim Siyahlar Türkiye’de Mutlu” sonucunu ve başlığını çıkarıyor.
Öncelikle verilen yanıtlar pek de sorunsuz bir hayata işaret etmediği gibi, göçmen konumundaki insanların devlet ile ilgili beyanlarını da bir miktar “çekince” ile karşılamak gerekir. Zira bir kısmı devletle başlarının belaya girmesini istemedikleri için bu tür yanıtlar verebilirler.
Ama daha önemli bir meselemiz var hiç şüphesiz. ABD'deki siyahların tarihi ile buradaki siyahların tarihini karşılaştıracak olursak, sanırım, herhangi bir karşılaştırma yapmamamız gerektiğini hemen anlarız. Yüzlerce yıllık bir tarihi var ABD’nin bu konuda. Kölelik ile başlayan, İç Savaş ile devam eden, İç Savaş’ı kölelik karşıtlarının kazanmasına rağmen ırk sorunlarının çözülmediği, 1950’lerde 60’larda siyahların hâlâ beyazlar ile aynı yerde oturamadığı,onlarla aynı okula gidemediği bir tarih bu.
Dolayısıyla İstanbul’da göçmen konumunda olan birkaç bin Afrikalı’nın durumu ile bu tarihi karşılaştıramayız.
Eğer ki Afrikalılar da bu ülkede birkaç milyon kişi olsalar, günlük hayatta, kamu hayatında, iş hayatında daha aktif ve görünür hale gelseler, diyelim ki birçok şehrimizde hayli kalabalık Afrikalı mahalleleri olsa, gerçekten de ülkemizde ırkçılık var mı yok mu o zaman görür, anlarız.
Özetle bir azınlığın, çoğunluk tarafından ayrımcılığa uğrayıp uğramadığını görebilmek için o azınlığın günlük hayata, nüfusa, iş hayatına ve kamusal hayata, idareye ne kadar katılabildiğine, önünün ne kadar açık olduğuna, en önemlisi o azınlığın sayısal olarak hacmine ve çoğunluğun bu hacmi bir “tehdit” olarak algılayıp algılamadığına bakmak gerekir. Böylesi bir tablo olmadan kıyaslama yapmak anlamsızdır.
Peki, Türkiye’de böylesi bir kıyaslama yapmamıza imkân veren azınlıklar yok mu? Ya da daha doğru soru, yok muydu? Vardı elbette. Di’li geçmiş zaman kullanmak zorundayız burada. Çünkü artık onlar yoklar. Taleplerinin nasıl bastırıldığını, hak hareketlerinin nasıl isyan olarak görüldüğünü, (diyelim) Ermenilerin nüfus olarak yoğun yaşadığı Doğu illerinde Ermeni bir vali yardımcısı atanması için ne büyük çabalar gösterdiğini, Büyük Devletlerin bile bu konudaki baskılarına rağmen Osmanlı yönetiminin nasıl ayak dirediğini anlatsak uzun sürer. Peşine gelen soykırımlar, katliamlar, göç ettirmeler, pogromlar, mülk transferleri. Dosya uzun.
Biz en iyisi günümüze bakalım. Aleviler hakkındaki ön yargılara, Kürtlerin siyaset temsilinde ve yargıda başlarına gelenlere, Suriyelilerin yaşadığı sıkıntılara bakalım. Ondan sonra ortaya çıkalım.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.01.2020
26.10.2020
12.10.2020
14.09.2020
1.09.2020
17.08.2020
20.07.2020
8.06.2020
11.05.2020
13.04.2020