Yıldıray OĞUR
3 Eylül 2019’da HDP Diyarbakır İl başkanlığı önünde çocukları PKK ‘da olan ailelerin başlattığı “evlat nöbeti” 1000. gününe girdi.
Bu 3 yılda 301 aile oturma eylemine katıldı, 35 aile ise çocuklarına kavuştu.
Siirtli Sedat Dağtekin’in ailesi de o 301 aileden biriydi.
2015 yılında Siirt’te lise son sınıfta okurken PKK katılmış ya da ailesine göre kaçırılmıştı.
2020 yılında oğulları için Diyarbakır’daki nöbete katılan aile, bu iki yıl boyunca Anadolu Ajansı, Sabah, Yeni Şafak’ın aralarında olduğu onlarca medya kuruluşuna konuştu, televizyonlara röportajlar verdi.
Baba Aydın Dağtekin, arkasında Türk bayrağı yerleştirilmiş fotoğrafını elinde tutarak oğlunun HDP tarafından kaçırılarak, Suriye’ye götürüldüğünü anlattı:
“Belediyede staj görüyordu, kaçırdılar onu. Öğrendiğimize göre Suriye’ye götürmüşler. O günden bu yana bir haber alamadık. Ölü müdür sağ mıdır, bilmiyoruz. Tek isteğim evine, anne ve babasının yanına gelsin. Sedat; neredeysen gel teslim ol, devlete sığın. Herhangi bir ceza yok, kimse seni tutuklamayacak. Eylemimi sonuna kadar devam ettireceğim. 10 yıl da olsa, 20 yıl da olsa Sedat gelene kadar bu eylemi sürdüreceğim. HDP binasının önünden oğlumu almadan ayrılmayacağım. Ben Siirt’ten kefenimle geldim buraya, oğlumu almadan buradan ayrılmıyorum.”

Bu röportajdan 25 gün sonra gazetelerde başka bir haber çıktı:
“Zap’ta PKK’ya ağır darbe: Biri suikastçı, ikisi bombacı üç terörist öldürüldü”
“Pençe Kilit operasyonunda PKK’ya ağır darbe vuruldu. Terör örgütünün “Hezen Taybet” adlı sözde özel güç yapılanması içinde yer alan suikast ve sabotajcı üç terörist öldürüldü. Metina Vadisi’nde terör örgütünün kamp alanı olarak kullandığı 4 üslenme alanı Mehmetçiğin kontrolüne geçti.”

Haberin altında öldürülen üç suikastçı ve sabotajcı PKK’lının kimlik bilgileri ve fotoğrafları vardı. Onlardan biri:
“Hüseyin Dağ” kod adlı Siirt doğumlu Sedat Dağtekin…”di.

Diyarbakır’da toplanan aileler daha önce de böyle haberler aldılar.
https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/peki-siz-bu-meseleyi-nasil-cozeceksiniz-1588791
Eğer Sedat Dağtekin, bu operasyondan bir süre önce örgütten ayrılsaydı, diğer 35 kişi gibi onun ailesine kavuştuğunu İçişleri Bakanı açıklayacak, Vali’nin huzurunda ailesine kavuşacak, ona iş sözü verilecek ve bütün bu anlar da TRT ve Anadolu Ajansı tarafından yayınlanacak, ertesi gün bütün gazetelerde de “evladına kavuşan anne” başlıklı haberler çıkacaktı.
Ama bu kez o “evlatlar”dan biri operasyonda öldürülen tehlikeli bir terörist olarak haber oldu.
Bu olay bir kere daha karşı karşıya olduğumuz meselenin klişelerle, sloganlarla anlaşılmayacak kadar karmaşık olduğunu söylüyor.
Kod adlı tehlikeli bir terörist ile ailesinin beklediği bir evlat arasında ince bir çizgi var. O çizgi muğlak, devlet istediği an çizginin yerini değiştirebiliyor.
2013 çözüm sürecinde iktidarla müttefikken, 2015 7 Haziran’ında, 2019 Mart’ında muhalefete seçim kazandırırken PKK’lı olmayan HDP ona ihtiyaç kalmadığı hissedildiğinde bir anda tekrar PKK’lı ilan edilebiliyor.
O yüzden 2016’da PYD’lileri ağırladığı için PKK’ya destekle suçlanan İsveç, 2014’de Türkiye’nin Salih Müslim’i Ankara’da ağırladığını hatırlatıyor.
2013’de TRT’nin canlı yayınladığı Nevruz’da Öcalan resim önünde konser verirken barış için şarkılar söylediği yazılan Niyazi Koyuncu, 2022 yılında bu yüzden konser iptali yaşıyor.
10 yıl önceki fotoğrafları yüzünden, 10 yıl önce seçme hakkı olmayan sınırlı bir Kürt dinleyici grubuna seslenen, siyasi bir derdi olmayan, PKK’nın fazla etliye sütlüye karışmaz bulduğu dünya çapında bir sanatçı olan Aynur Doğan’ın konserleri 10 yıl önceki Türkiye atmosferi hesaba katılmadan iptal edilebiliyor.
40 yıldır Türkiye Kürt meselesinin her şeyini konuştu ama bugün sanki bütün bunlar hiç bilinmiyor, hiç yaşanmamış gibi bir cehalet perdesi arkasından konuşuluyor.
Abartılı bir üslupla da olsa barış için İmralı’yla görüşülmesini isteyen bir HDP yöneticisi, muhalifler tarafından bunu söyleyerek iktidara hizmet etmekle suçlanıyor.
Halbuki bundan altı yıl öncesine kadar o HDP yöneticisinin söylediği devletin resmi politikasıydı.
Bir HDP’linin barış için Öcalan’la görüşülmesini istemesi bile artık muhalefetin kaldıramayacağı bir yük.
O yüzden kim olduklarını 1991’den beri herkesin bildiği HDP’den takiyye yapması isteniyor.
Kürt meselesinde Türkiye’nin aştığı zannedilen eşikler siyasette o kadar aşağıya düşmüş durumdaki kayyumlar, HDP’lilere yönelik tutuklamalarla Kürtlerin desteğini kaybetmiş AK Parti, çözüm süreci, Andımız, kamuda Kürtçe kullanımı gibi tartışmalı konularda hala Millet İttifakı’nın iki büyük aktörü CHP ve İYİ Parti’nin önünde.
CHP, Kürt masasına bile ancak Doğu Masası diyebildi. İYİ Parti’den henüz Kürt kelimesini duymak nasip olmadı.
Yıllarca çözüm süreci karşıtlığı yapmış, Kürt meselesinin varlığını inkar etmiş, en büyük iktidar hayalleri TC’leri, Andımız’ı geri getirmek olan muhalif kitleler için ise Kürt meselesinde hayat 2010’larda durmuş durumda.
Aynur Doğan’ın konserine gidip onunla fotoğraf çektirdiği için Sezgin Tanrıkulu, Dersim’de Fazıl Say Konseri’nden “”Dersim dört dağ içinde” diye fotoğraf paylaştığı için İsmail Küçükkaya çoğunluğu muhalif olan kesimler tarafından sosyal medyada linç edildi.
Anketlerde en önde çıkan Mansur Yavaş, partisi CHP’nin genel başkanı açıkça Demirtaş’ın özgürlüğünü savunurken, Van’da kendisinden Demirtaş’ı isteyen bir vatandaşa “İnşallah” demediğini anlatmaya çalışıyor günlerdir.
Meğer Demirtaş konusu mahkemelerin ve hukuk devletinin işiymiş!
Hatta Yavaş’ın danışmanı milliyetçi çevrelerden Yavaş’ın “İnşallah”ına gelen eleştirilere cevap için uzun bir ironik ‘suç listesi’ yaptı:
“Çözüm süreci adı altında ülkeyi uçuruma sürüklüyordu da zor kurtulmuştuk. Çözüm sürecini halka benimsetmek için ‘Akil adamlar’ heyetini o kurmuştu. İçine sözde aydın, demokrat, sanatçılarla birlikte, ipten kazıktan kurtulmuş radikalleri ve bölücüleri doldurmuştu”
Çözüm sürecini, Akil İnsanları, Aynur Doğan’a destek vermeyi ve Tunceli’ye Dersim demeyi, Demirtaş hakkındaki AİHM kararının uygulanmasını savunmayı bile kaldıramayan bu muhalif insanlar HDP’ye oy vermiş yüzde 10’un ağzını açmadan muhalefetin adayına oy vermesini bekliyorlar.
Ama bunun için kendi mutlak doğrularından bir Dersimlik taviz bile vermeye hazır değiller.
Muhalefetin Kürt sorunu konusunda hassas olan sol ve liberal kanadı da her akşam televizyonlardan konuştukları muhalif kitleleri dönüştürmek, bu mutlak hakikatlerini zorlamak gibi riskli işlere pek girmiyor.
Bunun en azından bir matematiksel zorunluluk olduğunu muhalif kitlelere anlatmak yerine, bu iktidardan kurtulmak isteyen, zaten ekonomik sorunlarla da beli bükülmüş Kürt seçmenlerin sessizce bir kenarda bekleyip seçim günü zorunlu olarak oylarını muhalefetin adayına vereceğinden çok eminler.
Hatta Kürtlerin oyunu o kadar cepte görüyorlar ki ittifaktaki muhafazakar partilere bile arada “size ihtiyacımız yok” diye parmak sallıyorlar.
Bu aşırı özgüven, “hep bana hep bana” anlayışı, kendi ezberlerine tutkuyla bağlılık seçime bir yıl kala muhalefetin başına büyük bela olabilir.
HDP, muhalefeti belki sıkıştırmıyor, ülkedeki mevcut iktidara tepki öncelik sırasını çok değiştirmiş durumda ama altılı masa herhalde seçimlere kadar bir bildirisinde bir kere Kürt demeyi düşünüyordur?”
Kimseden Erdoğan gibi Kürt sorunu benim sorunumdur demesi, Dersim için özür dilemesi, barış görüşmeleri için plan açıklaması, beklenmiyor da en azından 1991’de DYP-SHP iktidarının Başbakan’ı Demirel’in Kürt realitesini kabul etmesi gibi matematiksel olarak bile olsa bir Kürt realitesini kabul ettiklerini küçük bir işaretle de olsa göstermeleri beklenebilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları











































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025