Yıldıray OĞUR
Birleşmiş Milletler’in Cenevre merkezli İnsan Hakları Konseyi, 2008’den beri Evrensel Periyodik İnceleme (UPR) adı altında BM üyesi 163 ülkenin insan hakları karnesini periyodik olarak inceliyor.
Beş yılda bir yapılan bu incelemelerde üç farklı ülkeden raportörler her ülke için üç ayrı rapor hazırlıyorlar ve bu raporlar Cenevre’de tartışılıyor.
Raporlardan biri incelenmekte olan devlet tarafından sağlanan bilgilere dayanıyor. Bir diğer rapor uluslararası insan hakları örgütleri ve BM kuruluşlarının o ülkedeki insan haklarının durumuyla ilgili hazırladığı raporlara göre hazırlanıyor. Ve son raporda o ülkelerdeki insan hakları kurumları, STK’lardan alınan görüşlerle oluşturuluyor.
Türkiye diğer 163 ülke gibi 2010 ve 2015’de iki kez insan hakları açısından incelendi ve hazırlanan raporlar ve tavsiyeler Cenevre’deki oturumlarda tartışıldı.
2010 ve 2015 yıllarındaki incelemelerde eksilere rağmen, Türkiye’nin karnesinde her alanda ilerlemeler, reformlar ve demokratikleşmeler vardı. Raporların tartışıldığı Cenevre’deki oturumlarda Türkiye’yi eleştirmek zor, savunmak kolaydı.
Ama 2015’in üzerinden beş yıl geçti ve diğer ülkeler gibi Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi karnesi de üçüncü kez BM tarafından incelendi, raporlar yazıldı. Ve o raporlar 14 ülkenin daha masaya yatırılacağı Cenevre’de 28 Ocak günü tartışıldı.
Üçüncü inceleme Türkiye’yi eleştirmenin kolay, savunmanın zor olduğu zamanlara denk geldi.
Böyle bir zamanda Cenevre’de Türkiye’nin insan hakları ve özgürlükler karnesini savunmak gibi zor görev de Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Faruk Kaymakçı’ya düştü. Onunla birlikte Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı temsilcileri de söz alarak sorulara cevap verdiler.
Üç saatlik soru ve cevap oturumunda 125 ülke Türkiye ile hazırlanan raporlar üzerine görüşlerini, eleştirilerini bildirdi, sorular sordu.
Tabii bu diplomatik bir ortam olduğu için, sorular da öncesinde yazılı olarak veriliyor, bu yüzden de karşılıklı diyaloglar ya da tartışmalar yaşanmıyor.
Büyükelçi Kaymakçı da bir kaç espri cümlesi dışında bu sorulara ve yorumlara Türkiye’nin resmi cevaplarını daha önce hazırlanmış dokümandan okudu.
Sorular ve yorumlar sürerken aralarda dört kez söz alıp her seferinde 15’er dakikaya yakın hazırlanmış bu cevapları okurken, sonlara doğru Türkiye’de çocuk evliliklerine karşı yapılan çalışmaların anlatıldığı bölümde “prepared” kelimesinde dili sürçtü, ancak üçüncü denemede okuyabildi.
BM sayfasında kaydı bulunan üç saatlik bu uzun videodan, Büyükelçi Kaymakçı’nın dilinin sürçtüğü bu bölümü, İsveç’te bulunan eski bir Todays Zaman çalışanı kesip sosyal medyada Kaymakçı’nın İngilizce konuşamadığının delili olarak dolaşıma soktu.
Kendi hocasının bütün kötülüklerin kaynağı olarak Ermeni-Yahudi Pakrudinileri göstermesini dert etmeyip, Çankırı’da AK Partili bir ilçe başkanının anti-semitik konuşmasını bile hemen İngilizce’ye çevirerek Batı’ya şikayet edebilen bu nefretinden şirazesini kaybetmiş gazetecinin kestiği video, bir anda viral haline geldi, Dışişleri’nde AK Parti’nin liyakatsiz kadrolaşmasının delili olarak sol ve Kemalist gazetelerin sitelerinde de haber oldu.
Tabii dün gün boyu da Kaymakçı’yı tanıtan mevcut ve eski diplomatlar ve gazeteciler bunun haksızlık olduğunu yazdılar.
Gerçekten de 1994 yılında Dışişleri Bakanlığı’na girmiş Kaymakçı, LSE ve Avrupa Koleji’nde master yapmış, hem Brüksel’de hem Ankara’da yaptığı görevlerde Türkiye’nin AB müzakere ve uyum sürecini yönetmiş, Irak ve Afganistan’da görev yapmış tecrübeli bir diplomat.
Bu kariyeri İngiliz ve Fransızca konuşamadan yapması ancak başka türlü bir yetenekle mümkün.
Ama mesele telaffuz üzerinden bir miktar eziklik de kokan bir linçe dönüşünce, Büyükelçi Kaymakçı’nın o toplantıda İngilizce olarak ne dediği arka planda kaldı.
Halbuki, Türkiye’nin AB reformlarıyla demokratikleşme sürecinde önemli bir rol oynamış iyi bir diplomatın, 2020 Türkiye’sinin demokrasi ve insan hakları karnesini nasıl savunduğunu izlemek çok daha ilginç olabilirdi.
Ama üç saniyelik dil sürçmesi üzerine tartışanların çok azının sabrı, üç saatlik oturumu izleyip, 55 sayfayı bulan raporları okumaya yetti.
Aslında anlatılan kendi hikayemiz olunca, Türkiye’de basın toplantılarında ve televizyonlarda asla siyasetçilere ve bürokratlara sorulamayan soruların açık açık sorulmasını izlemek gayet sürükleyici olabiliyor.
Türkiye’nin insan hakları raporunu hazırlayan troyka üç ülkeden temsilcilerden oluşmuş; Bahreyn, Slovakya, Somali.
Bakıldığı zaman denk düşen raportörlerin en azından ikisinin Türkiye’ye torpil geçmesi ilk başta beklenebilir. Üstelik Bahreynli raportör başörtülü bir hanımefendi.
Fakat hiç öyle olmamış.
Hem uluslararası sivil toplum örgütlerinden ve BM kurumlarından alınan görüşlerle hazırlanmış olan rapor, hem de Türkiye’den Trabzon Karadeniz Kadınlar Platformu’ndan Diyarbakır Barosu’na kadar her renkten, siyasi görüşten 90 STK’dan ve onlarca uzman kişi ve örgütten görüş alınarak hazırlanan rapor, Türkiye’nin insan hakları manzarasını net biçimde ortaya koymuş.
Epey eleştirel olduğunu herhalde söylemeye gerek yok.
Devletin resmi görüşünü yansıtan raporu okurken ise başka bir ülkeden bahsedildiği hissine kapılıyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle kuvvetler ayrılığının güçlendiği, yargının bağımsızlaştığı, toplantı ve gösteri özgürlüğünün olduğu bir paralel evren anlatılıyor.
Ama yine de Türkiye hem raporda hem de Büyükelçi Kaymakçı’nın konuşmasında savunmasını insan hakları ve demokrasi sorunlarının tümüyle inkarı üzerine kurmamış.
Herhalde artık bunları tümüyle reddetmek ikna edici olmayacağı için, sorunların varlığı kabul edilmeden “önce bir sor niye” argümanları sıralanmış.
Türkiye’nin aynı anda FETÖ, PKK, YPG, DHKP-C, IŞİD’le mücadele ettiği, güvenlik risklerinin arttığı, 15 Temmuz darbesiyle zorunlu olarak bir olağanüstü hal rejimine girdiği anlatılmış.
Hemen ardından da olağanüstü halin bitişiyle birlikte bir normalleşme ve reform dönemine girildiği iddia edilmiş.
Bu normalleşme ve reforma gösterilen deliller ise Yargı Reformu Paketi ve İnsan Hakları Eylem Planı. Sorunların çözümüne adres olarak biri Meclis’e getirilmiş, diğerinin içeriği belirsiz bu iki paket gösterilmiş
Bir de iki kurum. Ne iş yaptıklarını çoğumuzun bilmediği, hayatımızda pek bir karşılığı olmayan Ombudsmanlık ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu. (TİHEK).
20 sayfalık raporda 22 kez TİHEK’ten ve 13 kez Ombudsman’dan bahsediliyor.
Ama Cenevre’de rapor üzerine Türkiye’ye 125 ülkeden yöneltilen soru ve yorumlara bakılırsa bu savunma stratejisi pek ikna edici olmamış gözüküyor.
Aslında ikna olmuş olanlar da yok değil.
Ama o ülkelerin hiçbiri Büyükelçi Kaymakçı’nın yakından tanıdığı Avrupa ülkeleri değiller.
Türkiye oturumunda raporlarla ilgili soru cevap kısmına geçilince ilk sözü Venezuela almış. Venezuela’dan mültecilere yaptıklarından dolayı Türkiye’ye gelen hararetli tebriklerle açılmış oturum.
Sonra dost ve kardeş Katar söz almış. Onlar da Türkiye’ye, Yargı Reformu ve mültecilere yaptıklarından dolayı takdirlerini bildirmişler.
Yemen, Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan da Türkiye’nin demokratikleşme adımları, yargı bağımsızlığını artırma ve insan haklarını geliştirme çabalarını takdir etmişler.
Fakat bu konularda sicili daha parlak ülkelerden deprem için başsağlığı mesajları dışında pek olumlu söz duymamış heyetimiz.
Çok sayıda soru soran ABD temsilcisi Cumartesi Anneleri’nin eyleminin neden yasaklandığını sormuş. Almanya Wikipedia kararını takdir ederken Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının neden uygulanmadığını gündeme getirmiş. İsveç medya özgürlüğünü, Kanada Alevilerin haklarını, İngiltere Selahattin Demirtaş ve Ahmet Altan’ın haksız tutukluluklarını hatırlatmış.
Bu zor sorulara cevap vermek için söz alan Büyükelçi Faruk Kaymakçı da önündeki hazırlanmış dokümandan ifade özgürlüğünün sınırsız olmadığı, gazetecilerin de hukukun üstünde bulunmadığı, gazetecilikten değil terörden tutuklandıkları gibi klasik argümanları sıralamış, kayyım atamalarını “Haklarında soruşturmalar var” argümanıyla savunmuş, her meselede mucizevi çözümü ise Yargı Reformu, İnsan Hakları Eylem Planı’na bağlamış.
Ama en hazin kısmı, Türkiye’de insan hakları, demokrasi, ayrımcılıkla mücadele için iyi örnekleri ancak maziden; Kürtçe derslerinin başlamasından, başörtüsü yasağının kaldırılmasından, azınlık vakıflarına mallarının iade edilmesinden, 2013’de demokratikleşme paketinden verebilmiş olmasıydı.
Bir de son zamanlarda AİHM baskısı ya da Anayasa Mahkemesi kararlarıyla gelen ve hükümetin pek de memnun görünmediği tahliyeleri normalleşme işareti olarak göstermesi.
Ama herhalde onunkinden daha trajik olanı İçişleri Bakanlığı temsilcisinin önündeki kağıtlardan okuduğu cevaplardı.
Bakanlık temsilcisi Türkiye’de gösteri hakkının sınırlanmadığını anlatırken rakamlar verdi, meğer Türkiye’de 2018 yılında 46.389, 2019 yılının ekim ayına kadar da 39.918 gösteri düzenlemiş, ancak yüzde birinin altında devlet müdahalesi olmuş.
En ilginç kısmı ise bir İçişleri Bakanlığı bürokratından
LGBT savunması dinlemek oldu. Belçika ve İngiltere’den gelen sorular olmasa devletimizin LGBT-dostu olduğunu yetkili bir ağızdan duyamayacaktık.
Meğer 2015-2019 yılında LGBTİ’ler farklı şehirlerde 97 faaliyet yapmışlar ve bunlara 20 bin kişi katılmış. Sadece bu gösterilerde şiddete başvuran 119 kişi gözaltına alınmış.
İçişleri Bakanlığı temsilcisi neden Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Lisesi önündeki eylemine ve İstiklal’deki Onur Yürüyüşü’ne izin verilmediği sorusuna ise şöyle cevap vermiş:
“Galatasaray Meydanı ve Beyoğlu bölgesi gösteri alanları içinde değil. Galatasaray Meydanı ve İstiklal Caddesi her gün 2 milyon insan geçtiği turistik alanlar olduğu için izin verilmedi”
Demek ki Cumartesi Anneleri yıllarca eylem yaparken Galatasaray Meydanı turistik değilmiş. Devlet seneye Onur Yürüyüşü için LGBT’lilere turistik olmayan bir yer gösterebilirmiş.
İnsan raporları okurken ve oturumdaki savunmaları izlerken hüzünleniyor.
Özellikle de 2010 ve 2015 raporlarına bir göz gezdirince.
Türkiye, nereden nereye gelmişti, şimdi yeniden nereden nereye geri döndü.
Muhatap olduğu sorular ve takdirlerini sunan ülkeler listesi herhalde Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı’yı da pek memnun etmemiştir.
Ülkenin resmi pozisyonunu savunmak için orada oturmuş bir bürokrat olarak ona, bahane olarak ülkenin güvenlik sorunlarını hatırlatmak, bütün sorunların çözümleri için topu mucizevi yargı reformu ve insan hakları paketlerine atmak ve yapılmış iyi işler olarak da 2014 öncesinin şimdi Türkiye’de kimsenin sahip çıkmadığı reformlarını hatırlatmak düşmüş..
Yani Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın takıldığı “Prepared” kelimesinden telaffuz daha zor olan meselelerimiz var...
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları




















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
22.11.2025
19.11.2025
17.11.2025
15.11.2025
10.11.2025