Celal DENİZ
Başbakan Yıldırım Diyarbakır'da 23 ili kapsayan destek programını açıkladı. Devlet ve özel sektörün toplam yatırımları 140 Milyar dolayında olacak dedi. Ve ekledi '' çözüm mözüm yok, terör örgütü ile çözüm olmaz, çözüm millette''
Bundan tam 7 ay önce Başbakan Davutoğlu'da Mardin'de kalkınma hamlesi için 10 maddeli eylem master planı açıklamıştı. Ve çözüm için adres olarak din adamlarını, kanat önderlerini vs. göstermişti.
Davutoğlu'nun planlarına ne oldu da Binali Yıldırım yeni bir proje açıklama gereği duydu.?
Soruyu cevaplamak yerine daha geriye gidip 2008 yılında Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in açıklamalarını hatırlayalım.''PKK terör örgütünün Türkiye’ye verdiği maddi kayıp,300 milyar doların üzerinde. GAP'ın maliyeti 32 milyar dolar. Bu parayla 10 tane GAP projesi yapılabilir, 3 milyon 800 bin kişiye iş imkanı sağlanabilir'' diyor.
2013 yılında THK Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban bir araştırma sonucunu aktarıyor ve devamla '' 30 yılda Teröre harcanan 350 milyar dolarla, Türkiye yeniden inşa edilebilirdi. Hesaplamak güç olsa da; 117 Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı, 87 Atatürk Barajı, 100 Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 70 Marmaray, İstanbul'a yapılacak 3. havalimanı özelliklerinde 35 havalimanı, 11 Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP),8 Kanal İstanbul Projesi, 52 bin 500 adet 24 derslikli okul, 3 bin 60 tane 400 yataklı tam teşekküllü eğitim ve araştırma hastanesi yapılabileceği düşünüldüğünde, devletimizin ve halkımızın kaybının ciddi boyutlarda olduğu görülmektedir." diyor.
Yukarıda alıntıladığım bu rakamlar üzerinden düşünmek gerekirse güvenlikçi politikalarla var olan bir sorunu çözmenin ekonomik faturası oldukça kabarık.
Bu ülkede Kürt sorunu yıllarca sadece ekonomik odaklı düşünüldü ve doğuya yatırım yapılırsa orada sorun çözülür denildi. 1950'li yıllardan bu yana gelen iktidarlar hep soruna bu temelde yaklaştılar. Sorun çözmek yerine bu projeler, master planlar, teşvik yasaları, kalkınma hamleleri sadece iktidarlarını güvenceye alacak bir halk desteği için bir rüşvet olarak kullanıldı.
Ancak sorun çözülmedi. 1984 sonrası silahlı bir ayaklanma başlayınca da güvenlikçi çözüm planları hükümetlerin başvurdukları yöntemler oldu. Orada da yine çözüme ulaşılamadı. PKK'nin silahlı mücadele yöntemi 2000 çapulcu diye küçümsendi. Güvenlikçi bir politika ile bitirileceği öngörüldü. Köy yakmalardan boşaltmalara, faili meçhullerden asit kuyularına kadar birçok yöntem denendi. Sorun çözülmedi. PKK desteğini daha da arttırdı. On binlerce insan bu savaşta yaşamını kaybetti.
Ama devlet bir türlü 1924 yılında ki Türkleştirme sevdasından vaz geçmedi. Şark Islahat planlarından, tenkil harekatlarından, kalkınma hamlelerinden, teşvik paketlerinden olmadı son teröristte temizleninceye kadar mücadeleye devam kararına kadar çok değişik yöntemler denedi. Ancak her hükümetin programı bir yere geldi duvara tosladı. Neden?
Çünkü ortada Kürtlerin ve diğer farklı etnik, kültürel kimliklerin inkarı vardı. Bütün iktidarlar kurucu devlet aklının çizdiği çerçevede hareket etmek zorunda bırakıldılar. Vesayet denen şey buydu.
Bugün AKP’de kendisinden önceki iktidarların güvenlikçi politikalarına dönüş yaptı. AKP’nin çözüm sürecinden çark etmesinden bu yana onlarca ilçe yakılmış, yıkılmış, insanları kendi topraklarında sürgün yaşamaya başlamıştır. Dün Kürt kentlerini yakan yıkan hükümet bugün Diyarbakır’da konut yapım müjdesi veriyor. Kalkınma projeleri müjdesi veren başbakan barış müjdesi vermiyor. Tersine savaş sürecek diyor.
Oysa barışın maliyeti oldukça ucuzdur. Üç yıllık çözüm sürecinde ‘’teröre’’ harcanan paraların dökümü yapılsa ilan edilmemiş savaşında, barışında maliyeti ortaya çıkar. Bugün çözüm mözüm yok diyenler savaş tamtamı çalanlar bilsinler ki tarih onları kara sayfalarda lanetle anacaktır. Çözüm insanı yaşatmaktadır. Çözüm Barıştadır. Çözüm inkar politikalarından vaz geçip Kürtlerin taleplerine kulak vermektedir.
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSavcılık Jennifer Lopez’i nasıl kaçırdı? 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYolun sonu 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciSiyasi operasyonların faiz maliyeti 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMahkemelere çağrı! Bütün seçimleri iptal edin ve bizi bu eziyetten kurtarın 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 70 yıl öncenin 6-7 Eylül komünist avı... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENHangi akılla? 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTÜRKİYE’NİN HUKUK GÜNDEMİ 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBeklentiler ve gerçekler… 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Ortak Geleceğimiz... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP kayyım krizini aşıyor 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKYeni devlet kurulurken 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı sopası her sorunu çözemiyor 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCHP ‘mahkeme kararını tanımıyorum’ dediğinde… 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPanoptikon’dan Palantir’e: İnsan kalesi nasıl düştü 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasŞeyh uçmaz müritleri uçurur 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBugün göreceğiz, Ankara’da hakimler var mı, yok mu? 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKanun tiyatrosu 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİhale şartnamesi skandal! Moda’daki milyarlık vakıf arazisi kime peşkeş çekilecek? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksal doğrular-yanlışlar… 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAhlâki Üstünlük 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun‘Türk olmaktan niye rahatsız oluyorsunuz ki?’ 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava gerilimi: Kim gerçekçi, kim baltalayıcı? 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017