Celal DENİZ
2016 yılının son yazısını ''Böylesi koşullarda gelen 2017'nin öyle Noel babanın gülen yüzü ile gelmeyeceği kesin. Savaşın bataklığında daha fazla debeleneceğimiz, daha çok evlere ölüm ateşinin düşeceği bir yılı yaşayacağımızı söylemek için kahin olmaya gerek var mı?
Gelen gideni aratacak gibi. Hoş gelmediğin belli 2017.'' diye bitirmiştim. Keşke yanılmış olsaydım.
2017'ye girdiğimiz ilk saatlerde İstanbul Ortaköy'den bir eğlence mekanına yapılan saldırı ile 39 masum insanın katledildiği 65 insanın da yaralandığı haberi geldi. Yeni yıl için barış, huzur, mutluluk mesajları bir anda anlamını yitirmiş ve çöpe atılmıştı.
Peki bu saldırıyı kim niye yaptı?
Bu ülkede medyasından, dini kurumlarına, siyaset elitlerinden sokakta ki insana kadar her gün nefret söylemi oldukça yoğunlaşmakta, nefret dili toplumu ortadan ikiye bölen bir rol üstlenmektedir.
Halkın en çok hangi kesimlerle yan yana yaşamak istemediği ile ilgili araştırmalara göre; eşcinsellerle bir arada yaşamak istemeyenlerin oranı % 84, tanrıya inanmayanlara karşı %64, şeriat yanlılarına karşı %54, Hıristiyan olanlara karşı % 48, kızları şortla dolaşanlara karşı %26, sevmediği partiye oy verenlere karşı% 17 oranında bir nefret duygusu barındıran kesimler mevcut. Bu araştırma sonuçları 2011 yılına ait. Son araştırmalarda bu oran daha da yükselmiştir.
Bu rakamlar bile ülkede çok kültürlülüğe, bir arada yaşamaya karşı güçlü bir direnç olduğunu göstermektedir. Bunun temelinde eğitim sisteminin tek tip insan yetiştirme projesi yatmaktadır. Gerek etnik kimlik, gerek din ve mezhep, gerekse cinsel kimlik alanında tekçi bakış açısını topluma bir urba gibi giydirmek isteyen eğitim ve ahlak anlayışı, sistemin yeniden üretilmesinin temel araçlarıdır.
Küreselleşme sürecinin bir parçası olarak son yıllarda kimlik bilincinin ortaya çıkması, paralelinde var olan nefret söylemini güçlendirmiş, nefretin suça dönüşmesini sağlamıştır. Etnik, dil, dinsel, cinsel, tinsel ve sosyal farklılıklara karşı nefret söyleminin kaynağı tarihseldir. Nefret söylemi ve dolayısıyla suçu, kişilere, mülke zarar vermeyi, yıldırmayı, farklı olanın sosyal yaşamda görünür olmasını engellemeyi hedeflemektedir.
Bu ülkede eğitim kurumlarından, din kurumlarına, medyadan, toplumun siyasal kanaat önderlerine kadar geniş bir yapıda nefret söylemine şu ya da bu oranda rastlamak mümkündür. Dil bilincin ve bilinçaltının aynasıdır. Bu anlamda ülkemizde her gün bir başka biçimde nefret söylemi kendini üretebilmektedir.
Nefret söyleminin temelinde dün, önyargılar, ırkçılık, yabancı korkusu/düşmanlığı, tarafgirlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik ve homofobi yatar. Nefret suçunun kurbanları genelde azınlıkta olan, kendi farklılıklarını yaşamak isteyen kesimlerdir. İslamofobi nedeniyle Müslümanlar, antisemitizm nedeniyle Yahudiler, gençler, kadınlar, engelliler, çingeneler, yaşlılar, eşcinseller nefret kurbanı olan kesimlerdendir. Bugün özellikle orta doğuda IŞİD benzeri örgütlerin güçlenmesi ile laik kesimlere karşı nefret saldırılarının artışını görmekteyiz. Ki Ortaköy saldırısı da bu kapsamdadır. Bunlara karşı işlenen suçların temelinde tarihsel, toplumsal ve dinsel önyargılar bulunmaktadır.
Dün Hrant Dink'e karşı işlenen cinayet nefret temellidir. Hrant Dink cinayeti bir nefret suçudur. Cinayeti teşvik eden ve koruyan davranışların arkasında Ermenilere karşı nefret duygusu yatar.
Bugün Ortaköy cinayeti de laik yaşam tarzına karşı yükselen ırkçı dinci faşizmin bir saldırısıdır. Bu saldırının zeminini güçlendiren devletin kurumlardır. Diyanet işleri başkanlığının ''yeni yıl kutlamasını gayri meşru'' nitelemesi, medyada ya da bazı din maskeli kanaat önderlerinin dilinde yılbaşı kutlamalarına karşı dinsel bir gerekçeyle yıkıcı söylemler bu saldırıya zemin hazırlamıştır.
Bu saldırı laik yaşam tarzına karşı top yekün saldırının zirve yapmış halidir. Bu saldırıdan sonra bile sosyal medyada bu saldırıyı ''Allahın yılbaşı kutlayanlara laneti'' gibi yorumlayanlar da göstermiştir ki dinsel faşizm iktidarın hoşgörüsünü arkasına alarak saldırganlıkta sınır tanımaz olmuşlardır.
Rakel Dink Hrant'ın ardından yaptığı konuşmada ''Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiç bir şey yapılamaz kardeşlerim'' demişti. Bugün Ortaköy saldırısı o karanlığın ortasından çıkıp gelen ve masum insanların canını alan bir katliamdır. O karanlık ve o karanlığın siyaseten yaratıcıları bugün daha fazla sorgulanmalıdır.
Bu ülkede bir nefret yasası çıkarılmalıdır. Ancak hükümet yetkililerinin dilinde nefret söylemi bayraklaşınca böyle bir talebin anlamsızlığını düşünmeye başladım.
Bu saldırının siyaseten sorumlusu AKP iktidarıdır. Savaş bataklığında önce destekleyip sonrada yarı yolda bıraktığı cihatçı örgütler her fırsatta ülkemizde rövanş saldırıları yapacaklardır. Bu saldırı böylesi bir rövanşı da içerecek bir niteliğe sahip olabilir.
Ancak gerekçesi ne olursa olsun bu ülkede şiddeti yaratan nedenleri yok etmek yerine rüzgara göre yön değiştiren politikalarla iktidarını sürdürmek isteyenler, gerginlik söylemleri ile toplumu kutuplaştıranlar bu ülkeye en büyük kötülüğü yapmaktadırlar. Nefret suçlarının kaynağı iktidar ve politikalarıdır.
Yazarlar
-
İbrahim Kirasİktidar çıkış yolunu siyaset içinde bulmak zorunda 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMarx, YouTube kanalı açacakmış, kesin bilgi… 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENHayra alamet şeyler değil 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSuriye’nin kimlik krizi ve İslamcı hibritizm 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSiyasi yargı maceralarının bedelini kim ödüyor? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayKilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTemeldeki sorun 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci3 yıllık OVP 3 günde bitti 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENereye gidiyoruz? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci bozulmaz, bozulamaz 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİCHP'siz Türkiye nasıl şahlanıyor görün 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBaba ocağına polis kordonuyla giren evlat! 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZİktidarın CHP Planı, muhalefetin geleceği 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMahkemelere çağrı! Bütün seçimleri iptal edin ve bizi bu eziyetten kurtarın 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYolun sonu 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSavcılık Jennifer Lopez’i nasıl kaçırdı? 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBeklentiler ve gerçekler… 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKYeni devlet kurulurken 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTÜRKİYE’NİN HUKUK GÜNDEMİ 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Ortak Geleceğimiz... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 70 yıl öncenin 6-7 Eylül komünist avı... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKanun tiyatrosu 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPanoptikon’dan Palantir’e: İnsan kalesi nasıl düştü 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun‘Türk olmaktan niye rahatsız oluyorsunuz ki?’ 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİhale şartnamesi skandal! Moda’daki milyarlık vakıf arazisi kime peşkeş çekilecek? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksal doğrular-yanlışlar… 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAhlâki Üstünlük 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Barışı yapay zekâ anlatıyor… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017