Celal DENİZ
Ülkenin içte ve dışta sorunlar yaşadığı, iç barışını kaybettiği, ekonominin alarm zilleri çaldığı, dışımızda ki savaşa bir şekilde bulaştığımız bir süreçte, şimdi sırası mı denilecek bir anayasa değişikliği yangından mal kaçırır gibi meclisten geçti. Önümüzde referandum var.
Anayasalar toplumun bir arada yaşamasının çimentosudur. Jean Jacques Rousseau toplum sözleşmesinde insanın özgürlüğü ve eşitliğini esas alır. Rousseau’ya göre insanlar toplum sözleşmesi ile doğa durumunda ki eşitlik ve özgürlüklerini korurlar. Toplum sözleşmesinde değişen tek durum, doğa durumunda sınırsız ve başıboş olan özgürlüğün daha sosyal ve medeni bir niteliğe, doğal eşitliğinde, toplum sözleşmesi ile hukuksal bir eşitlik niteliğine bürünmesi olarak ele alınır.
Rousseau'nun görüşlerini temel alan ve Montesquieu'nun da Kuvvetler ayrılığı tezi ile birlikte 1789 yılında kabul edilen ve değişimlere de uğrayarak, o dönemin anayasalarının başına konan İnsan Hakları Bildirgesi Fransa ve Belçika anayasalarında yer aldı. Türk anayasası da kaynağını buradan alır. İngiliz ve Amerikan anayasaları Rousseau'nun doğal hukuk esaslarına dayanılarak oluşturulmuştur. Rousseau yönetilen demokrasi değil yöneten demokrasiyi savunur. Bu temsili demokrasinin karşısında halkın egemenliğini savunan bir yaklaşımdır.
Günümüzde anayasalar içeriği ve yapılış biçimi ele alınarak değerlendirilmektedir. Anayasalar meşruiyetini hem içeriğinden hem de yapılış tarzından alır. Anayasaların içeriği bakımından demokratik olabilmesi için özgürlüğü, eşitliği ve çoğulculuğu esas almalıdır.
İçeriği kadar yapılış tarzı da bir anayasanın niteliğini ortaya koyar. İletişim kanallarının açık olduğu, toplumun her kesiminin öneri ve itirazlarının yansıdığı, mutabakata dayalı bir anaysa yapımı meşrudur. Eğer ki anaysa konusunda halka yeterli bilgilendirilmeler yapılmamış, muhalif olanların itirazları yansımamış ve tek taraflı bir dayatma ile toplumun önüne getirilmiş bir anaysa yapımı meşru değildir.
Bugün önümüzde referandum vardır. Referandumlar doğrudan demokrasinin unsurları olarak görüle bilinir. Temsili demokrasinin yardımcı unsuru olarak bir işleve sahipte olsa referandumlar her zaman sağlıklı sonuçlar üretmemektedirler. Bunun nedeni ''önyargıların'' referandum yoluyla istismar edilmelerine açık oluşlarıdır. Demagog liderler dinsel, etnik, cinsel önyargıları referandum sürecinde kendi iktidarlarının meşru kaynağı haline getirebilirler. Bu anlamda referandum her zaman meşru sonuçlar üretmez.
Bugün ülkemizde AKP ve MHP oy çokluğu ile anaysa teklifini meclisten geçirdiler. Bu teklifle ilgili kamuoyu yeterince bilgilendirilme imkanına sahip olamadı. Taşları bağlayıp köpekleri salmak deyiminde olduğu gibi iktidar devletin tüm egemenlik araçlarını kullanırken, yandaş medya her gün muhalefete dönük itibarsızlaştırma ve asılsız haber yapma özgürlüğünü doya doya kullanmaktadır.
Mecliste 3. büyük parti olan HDP eş başkanları ve milletvekilleri, Kürtlerin bölgede ki kanaat önderleri hukuksuz bir biçimde tutuklanmışlardır. Belediyelere kayyım atanmış, belediye başkanları tutuklanmış ülkede bir korku hapishanesi yaratılmıştır.
Toplumun dinamik kesimlerinin susturulduğu, halkın genelinin düşüncesini söylemekten çekinir olduğu bir atmosferde yapılacak olan referandum meşru değildir. Ancak meşru olmasa da referandumun sonuçları ülkede yaşayan herkesi ilgilendirmektedir. Bu anlamda itiraz etmek meşrudur. Bu itiraz bugün için olabilen bütün imkanları kullanarak HAYIR sonucunu çıkarmaktır.
AKP yukarıdan aşağı topluma bir dayatma ile rejimi değiştirmek istemektedir. HAYIR diyenler elbette mevcut teklife karşı 12 Eylül anayasasını savunur durumda olmayacaktır. Çünkü bugünkü teklifi getiren iktidar 12 Eylül anayasasının demokratik olmayan yapısından güç alarak bu teklifi topluma dayatabilmektedir.
Teklife muhalif olanların ortak noktası sadece HAYIR oyunda ortaklaşmadır. Bugün için bu yeterlidir. Ancak Sol neden Hayır deme gerekçesini ortaya koyarken sadece tek adam rejimine karşıtlığını dile getirmemelidir. Bunun yanında önerdiği çoğulcu katılımcı ve radikal bir demokrasi hedefini ve anayasasını da birlikte halka sunabilmelidir.
Bugün anket şirketleri referandumda oy verecek seçmenin % 78 oranında değişiklik teklifinden haberdar olmadığını ortaya koyuyor. Burada geçmiş kutuplaşma sandıklara yansıyabilir. İktidar ve Erdoğan'ın kutuplaşma dilini kullanacakları şimdiden belli olmuştur. Bizler kutuplaşma dilinden çok değişim taleplerimizin AKP'nin değişim taleplerinden nerede ve nasıl ayrıldığı noktasına vurgu yapmalıyız.
Dünyada iktidar tarafından tepeden dayatılan önerilerin referandumda ret edildikleri örneği yeterince vardır. Türkiye'de iktidar 1987 yılında siyasi yasaklıların yasaklarını kaldırmayı referanduma sunmuş ve halk yasakların kaldırılmasını % 50.16 gibi küçük bir oy farkı ile kabul etmiştir. Özal'ın en güçlü olduğu ve iktidarın tüm olanaklarını kullandığı bir referandumda halk iktidarın karşısında yer alabilmiştir.
Bu anlamda bu referandumdan da ülkede demokratikleşmenin önünü açacak bir sonuç çıkarmak mümkündür. Rousseau Toplum sözleşmesi kitabında ''kendini tanı'' der. Bu referandum da ülkemizde kendi gücüne yabancılaştırılmış kitlelerin kendini tanıdığı bir sürece dönüşebilir.
Enseyi karatmamak için çok nedenimiz var.
Yazarlar
-
İbrahim Kirasİktidar çıkış yolunu siyaset içinde bulmak zorunda 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMarx, YouTube kanalı açacakmış, kesin bilgi… 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENHayra alamet şeyler değil 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSuriye’nin kimlik krizi ve İslamcı hibritizm 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSiyasi yargı maceralarının bedelini kim ödüyor? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayKilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTemeldeki sorun 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci3 yıllık OVP 3 günde bitti 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENereye gidiyoruz? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci bozulmaz, bozulamaz 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİCHP'siz Türkiye nasıl şahlanıyor görün 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBaba ocağına polis kordonuyla giren evlat! 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZİktidarın CHP Planı, muhalefetin geleceği 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMahkemelere çağrı! Bütün seçimleri iptal edin ve bizi bu eziyetten kurtarın 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYolun sonu 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSavcılık Jennifer Lopez’i nasıl kaçırdı? 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBeklentiler ve gerçekler… 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKYeni devlet kurulurken 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTÜRKİYE’NİN HUKUK GÜNDEMİ 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Ortak Geleceğimiz... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 70 yıl öncenin 6-7 Eylül komünist avı... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKanun tiyatrosu 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPanoptikon’dan Palantir’e: İnsan kalesi nasıl düştü 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun‘Türk olmaktan niye rahatsız oluyorsunuz ki?’ 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİhale şartnamesi skandal! Moda’daki milyarlık vakıf arazisi kime peşkeş çekilecek? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksal doğrular-yanlışlar… 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAhlâki Üstünlük 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Barışı yapay zekâ anlatıyor… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017