Celal DENİZ
Ülkede bir oldu bitti ile tek adamlık rejimini referandum yoluyla meşrulaştırma çabaları sürerken, Suriyeliler ile ilgili bazı siyasilerin açıklamaları gözden kaçtı ya da gerektiği kadar üzerinde durulmadı.
CHP dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı Öztürk Yılmaz “Bizim Mehmetimiz El Bab’da, Suriye’de şehit oluyor. Ama Türkiye’ye gelen Suriyeli erkeklerin yaş aralığına baktığımızda, 15 ila 44 arasında 819 bin 350 askere alınabilecek erkek, Türkiye’de kafelerde, pub’larda Türk kızlarıyla geziyor. Bizim Mehmetimiz Suriye’de şehit oluyor” dedi.
İstanbul’un Esenyurt ilçesinde 100 bin Suriyeli olduğunu söyleyen, Bahçeli’ye karşı MHP genel başkanlığı adayı olan Sinan Oğan “Türkiye büyük bir mülteci deposuna çevrilmiş durumda. Yarın bunların her birisinin bir canlı bomba olma ihtimali yüzde yüzdür. Yarın bunların her birinin bir kapkaçcı, bir hırsız, bir tecavüzcü bir cani olma ihtimali yüzde yüzdür. Biz mecbur muyuz. Biz bu kadar hırsızı, bu kadar IŞİD’liyi barındırmaya mecbur muyuz? Sahillerde gidip Türk kadınlarını dikizleyen Suriyelileri burada beslemeye mecbur muyum kardeşim. Savaşından kaçmış, ülkesini korumaktan aciz gelmiş burada sokaklarda bizim insanımız rahat dolaşamıyor. Türkiye’de en az 1 milyon savaşacak kabiliyette Suriyeli var. El Bab’da Mehmetçik şehit oluyor, Suriyeliler sağda solda nargile içiyor, sokaklarda kadınlara laf atıyor. Böyle bir şey olamaz” dedi.
Bu söylemler toplumda karşılık bulmuşa benziyor. Dindarından, ulusalcısına, CHP’lisinden kimi solculara kadar aynı söylem Suriyelilere karşı dillendirilmeye başlandı. Kurtlu baklanın kör alıcısı olur misali bu düşünce toplumun çok farklı kesimlerinde, eğitimli eğitimsiz fark etmeksizin karşılık buldu.
Mehmetçiğimiz El bab’da şehit oluyor sözünden başlarsak; askerimizi El bap kapılarına kim gönderdi niye gönderdi? Sanki dersin ki El bap Güneydoğunun, Karadeniz’in bir ili de askerleri onu dış düşmanlara karşı savunmaktalar? Defalarca iflas etmiş bir maceracı dış politikanın sonucudur askerlerimizin El bap’ta ölüme gönderilmesi. Bu anlamda da muhalefet ülkesinde ki savaştan kaçmış Suriyeli göçmenlere değil iktidarın savaş politikalarına itiraz etmelidir.
Mülteci bulunduğu yerleri zorunlu olarak terk eden insanlardır. Gerek kendi ülkesinde gerekse başka ülkelere gitmek için bulunduğu yerleri terk edenlere mülteci denilmektedir. Birinci dünya savaşında milyonlarca insan Asya’da, Avrupa’da, Ortadoğu’da ülkelerini terk etmek mülteci olmak durumunda kalmışlardır.
Kimi zaman doğal felaketler, iklim değişiklikleri tetikler mülteciliği, kimi zaman iç savaşlar, savaşlar, otoriter yönetimlerin baskıları. Yani insan eliyle yaratılmış felaketler tetikler mülteciliği. Sonuçta hiç kimse bilerek ve isteyerek terk etmez bulunduğu yaşam alanlarını.
Afrika'da temiz su kaynaklarına ulaşmak, kurak olmayan topraklarda açlığı yenmek için milyonlarca göç yaşandığını biliriz. Bu mültecilerin tek derdi var yaşamak.
Bugün Suriye'de ki iç savaştan, kimin kime düşman belli olmadığı savaş koşullarında insanlar mecburen bulunduğu ülkeyi terk ettiler. Sınıra yakın ülkelere göç ettiler. Güney Kürdistan, Türkiye, Ürdün gibi ülkelere sığınmalar yaşandı. Kimileri de bu ülkeler üzerinden Avrupa'ya gitmek istedi.
Bu insanların tek istedikleri neydi. Öldürülmekten kurtulup yaşamlarını devam ettirebilmek. Ölüm korkusu yaşayan bu insanlara karşı ülkede şimdi dolaşımda olan bir argüman var. ''kendi ülkesini savunmayan bu insanlar ülkemizde kadınlarımızla eğlenmektedir.'' Halbuki bu insanların beklentileri '' bu ülkede nefret bakışlarıyla karşılaşmadan'' kendi ülkelerinde karşılaştıkları ölüm, tecavüz, açlık korkusunu sığındıkları ülkede yaşamamak. Ne yazık ki korktukları başlarına gelmekte sığındıkları ülkelerde de aynı tehditlerle karşılaşmaktadırlar.
Burada sorun insan olma sorunudur. Burada sorun vicdan sorunudur.
İktidar Suriyeli göçmenleri çok hesaplı bir rantın aracı olarak görmekte iken ana muhalefet ırkçı yaklaşımları besleyen bir yerden konuşmaktadır. Bunların her ikisi de kabul edilemez.
Eğer göçmenlerin ülkelerine dönmeleri isteniyorsa Ortadoğu başta olmak üzere Suriye’de ve ülkemizde barışın egemen olmasına katkı sunulmalıdır. Savaşlar her ülkenin ekonomisinden kültürüne, insanından doğasına her alanda tahribat yaratmaktadır. Bunun için mültecilere değil savaşa karşı çıkmak en hayırlı tutum olacaktır.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNENereye gidiyoruz? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZİktidarın CHP Planı, muhalefetin geleceği 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMarx, YouTube kanalı açacakmış, kesin bilgi… 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTemeldeki sorun 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSuriye’nin kimlik krizi ve İslamcı hibritizm 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENHayra alamet şeyler değil 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİktidar çıkış yolunu siyaset içinde bulmak zorunda 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci3 yıllık OVP 3 günde bitti 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBaba ocağına polis kordonuyla giren evlat! 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci bozulmaz, bozulamaz 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİCHP'siz Türkiye nasıl şahlanıyor görün 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSiyasi yargı maceralarının bedelini kim ödüyor? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayKilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSavcılık Jennifer Lopez’i nasıl kaçırdı? 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMahkemelere çağrı! Bütün seçimleri iptal edin ve bizi bu eziyetten kurtarın 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYolun sonu 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTÜRKİYE’NİN HUKUK GÜNDEMİ 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKYeni devlet kurulurken 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBeklentiler ve gerçekler… 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 70 yıl öncenin 6-7 Eylül komünist avı... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Ortak Geleceğimiz... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKanun tiyatrosu 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPanoptikon’dan Palantir’e: İnsan kalesi nasıl düştü 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİhale şartnamesi skandal! Moda’daki milyarlık vakıf arazisi kime peşkeş çekilecek? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun‘Türk olmaktan niye rahatsız oluyorsunuz ki?’ 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksal doğrular-yanlışlar… 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAhlâki Üstünlük 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Barışı yapay zekâ anlatıyor… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017