Enver SEZGİN
Önceki gün bazı gazetelerde yayımlanan bir habere göre “faili meçhuller” soruşturması yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun’a ifade veren bir asker, 1990’lı yıllarda bölgedeki köyleri yakmakla görevli taburda yer aldığını söylüyor.
O yıllar, savaşın bizzat devlet tarafından tırmandırıldığı yıllardı.
Aynı asker, Lice katliamı ile ilgili olarak şunları ifade etmiş: “Kürtçe bilen arkadaşlar kendilerini Lice halkından olarak tanıtmışlar ve basın mensuplarına PKK’nin gelip Lice’yi bastığını, yaktığını söylemişler.”
Plan hazırdır. Önce “örgütün saldıracağına dair” duyum raporu hazırlatırlar. Bunun üzerine Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın Lice’ye gider. Tuğgeneral Aydın 22 Ekim 1993 tarihinde “Kanas” marka suikast silahıyla vurularak öldürülür.
İddiaya göre bu suikastı PKK gerçekleştirmiştir.
Lice günlerce askerlerin ablukası altına alınır.
Dükkânlar, evler hatta okullar hedef hâline getirilir.
Güvenlik güçleri rastgele ateş ederler.
İlçenin üzerini karabulutlar kaplar.
Saldırılar günlerce sürer.
Nihayet “PKK’nin silahlı güçleri geri püskürtülmüştür(!)”.
Oysa Liceliler daha ilk günden bu saldırıyı yapanları biliyordu. Dahası onları tanıyorlardı. Kaldı ki görgü tanıklarının tümü o günlerde ilçede bir tek silahlı PKK’li bile görmediklerini belirtmişlerdi.
Lice adeta işgal edilmişti.
Öyle ki zamanın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ilçenin girişinde bir başçavuş tarafından geri çevrilmişti.
“İşgal” sona erdiğinde bilançonun ağır olduğu ortaya çıkar.
17 kişi yaşamını yitirir. Çok sayıda insan ağır şekilde yaralanmıştır.
Altı yüzden fazla ev ve iş yeri kullanılamaz hâle gelmiştir.
İlçede alenen bir katliam gerçekleştirilmiştir.
Türkiye o dönem Lice’de ne olduğunu ancak yirmi yıl sonra hazırlanan bir iddianamede öğrenmiş olacaktır.
Olup bitenler bir tertipten ibaretti.
Bu senaryoyu uygulamaya koyanlar Bahtiyar Aydın’ı öldürerek önemli bir “engelden” kurtulmuşlardı.
Bunu sadece devlet içindeki bir hesaplaşma olarak mı görmek gerekiyor?
Sorunun yanıtını iddianamede bulabiliriz. Şöyle yazıyor: “Özellikle Musa Anter ve Vedat Aydın gibi tanınan ve sevilen kişilerin öldürülmeleri, Lice ilçesinin iki defa yakılması, çok sayıda vatandaşın öldürülmesi, köylerin yakılması ve boşaltılmaları örgüt tarafından suiistimal edilerek halk silahlı isyana teşvik edilmiştir.”
Katliam yapanlar, savaşı tırmandırmak istediler.
Lice olaylarından iki yıl sonra bu kez Mardin’den bir suikast haberi gelir. Mardin Jandarma Alay Komutanı Rıdvan Özden’in PKK ile girişilen çatışmada hayatını kaybettiği açıklanır.
Otopsisi yapılmadan toprağa verilir. Ölüm raporuna bakılırsa Özden’in sol kaşının 6 cm. üstünde bir kurşun deliği bulunmaktadır. Oysa eşi Tomris Özden cenaze öncesi eşinin cansız bedenine baktığında alnında hiçbir kurşun yarası görmez.
24 Mayıs 1993 yılında Malatya- Bingöl karayolu üzerinde otuz üç silahsız askerin öldürülmesi hâlâ hafızalardadır. Bu, ilan edilen ateşkesin sonu anlamına geliyordu.
Önce ateşkesi sona erdirirler.
Ardından Lice’de savaşın işaret fişeği yakılır.
Sonra da faili meçhul cinayetler...
Sadece Adapazarı- Hendek- Sapanca “şeytan üçgeninde” yirmiden fazla insan öldürülür.
Köy yakmalar, zorunlu göç...
Savaşı böyle tırmandırdılar.
Savaş sürsün, gençler ölsün istediler.
İnsanlara, insanlığa karşı suç işlediler.
Bugün en çok sorulan sorulardan biri şudur: O eski “savaş” günlerine geri dönecek miyiz?
Bunca yaşanmışlıktan sonra buna izin verecek miyiz?
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015