Melih ALTINOK
“Cumhuriyetimiz elden gidiyor” naraları atıyorlar bir 29 Ekim’de daha. Barikat’a çağrı yapıyorlar: “N’olur diren!”
Her ilde toplanıp and’ı okuyacaklarmış. Acaba kimlerin “ruhuna değecek” bu and dersiniz?
Şeyh Sait isyanı bahane edilerek verilmiş tüm hakları ellerinden alınan ve Ağrı’da, Hakkâri’de katledilen Kürtlerin mi?
Şeyh Sait isyanı bahane edilerek verilmiş tüm hakları ellerinden alınan ve Ağrı’da, Hakkâri’de katledilen Kürtlerin mi?
Şapka giymedi diye asılan İskilipli Atıf Hocaların mı?
Dersim’de fareler gibi gazlanarak öldürülen Alevi çocuklarının, ninelerin mi?
Varlık vergisi gibi mülksüzleştirme politikalarıyla canından bezdirilen, yetmeyince 6-7 Eylül pogromlarında katledilen, göçe zorlanan gayrimüslimlerin mi?
Birinci Cumhuriyetin eseri askerî vesayet rejiminin darbelerinde asılan, yıllarca hapsedilen, katledilen siyasetçilerin, solcuların, ülkücülerin mi?
Yoksa sayıları on binlerle ifade edilen faili meçhullerin, kirli bir savaşta ölen gençlerin mi?
Haklısınız, umurlarında mı? Hadi onları anladık. Cumhuriyetleri onları korumuş kollamış, tabii sarılacaklar dört elle. Peki ya “bizimkilere” ne oluyor?
Baudelaire, Şeytan’ın en büyük hilesinin bizi var olmadığına inandırması olduğunu söyler. Görüyoruz ki, Cumhuriyetimiz de benzer bir başarıya sahip. Kuruluşundan itibaren kimleri ezmiş, yok saymış ve hatta katletmişse, onları bile varlığını varlıklarına armağan ettiğine inandırmış.
Denemesi bedava. Bakın bugün “direniş alanlarına”, onları da göreceksiniz.
Pırıl pırıl “solcu gençler” çoğunlukta olacak aralarında mesela. Che tişörtleriyle, “Non pasaran” sloganlarıyla falan. “Öyle sol olur mu” falan demeyin; bal gibi oluyor işte. Gidin konuşun biriyle aksini söyleyeni onlar ne diye tanımlıyorlar, dinleyin.
Ne yapsın çocuklar, yaşadıkları ülkenin Komünist Partisi’nin kapı gibi fetvaları var ellerinde. Ve onlar TKP’nin açılımın Türkiye Kemalist Partisi olmasında bir beis falan da görmüyorlar.
Ne diyor o TKP 29 Ekim Kadıköy mitingi çağrısında: “Cumhuriyeti yıkıyorlar!”
“Ah canım” desen, “böylesi zaten yıkılsın sana ne? Yerine daha demokratik olanı, vatandaşlarını ayırmayanı, darbe üretmeyeni kurulsun, kuruluyor, daha ne?”
Bir başlarlar Deniz Gezmişlerin Atatürkçülüğünden, Mahir’in savunmasından, Devrimci Gençliğin Samsun yürüyüşünden, MDD’den falan…“Nutuk”unuz tutulur vallahi.
Söz Mustafa Suphi’ye gelecek diye beklersiniz, fakat çok beklersiniz. Hani şu Türkiye Komünist Partisi’nin (gerçek olanı) kurucusu olan. Nazım’ın adlarına şiir yazdığı Suphiler var ya…
Kazıdık on beşlerin ismini/Kanlı bir kızıl mermere/Bir çelik aynadır gözlerimiz/On beşlerin resmini görmek isteyenlere…
Anlatmamıştır abileri, ya da en fazla Karabekir’i işaret etmiştir, ama anlatsak. Desek ki;
O Suphi’yi ve 14 yoldaşını kim öldürdü bilir misin kardeşim? Evet, Kâhya Yahya denen bir kopuk ve arkadaşları. Peki, kimin adamıymış bu kopuk ve ekibi? Büyük Atatürk’ün sağ kolu, Koruma Muhafız Birliği Komutanı Topal Osman’ın. Ben demiyorum Nazım diyor vallahi. E sonra. Bu Yahya bir faili meçhule kurban gitmiş. Olayı araştıran Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey cinayetin Atatürk’e yakınlığıyla bilinen Topal Osman tarafından işlendiğini ortaya çıkartmış. Hayatın cilvesi ya, Ali Şükrü Bey de Atatürk’le ters düştüğü için Topal Osman tarafından öldürülmüş. Ve tabii ki Topal Osman da sağ bırakılmamış.
Doğru, hikâye tanıdık fakat Ergenekon dosyasından değil. Ama hakkın var. Zira o Topal Osman’ın heykelini dikmeye çalışanlar, partinin savunmasında olduğu Ergenekon davasından içerideler. Oradan aklında kalmış zahar.
Evet, kardeşim, Komünist Suphilerden, Ali Şükrü Beylerden, liberal Cavit Beylerden, Kürtlerden, dindarlardan, Alevilerden, emekçilerden… “Kurtulan” ve bugün senin “gidiyor” diye direnişe katıldığın 1. Cumhuriyet’e dört elle sarıl. Sarıl ki, tekerrür etsin kanlı olsa da aziz hatıralar…
Diren canım kardeşim, devam et.
Ha bu arada, daha önce Nobel almış yazarını, Orhan Pamuk’u bile kutlayamayışıyla tanıdığımız Cumhuriyet’in Köşk’ünden de kara bir haber gelmiş. Cumhuriyet Bayramı’nın arifesinde Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü, 10. Yıl Marşları eşliğinde linç edilen, Kürt'üm diyen bir Kürt'e, Ahmet Kaya’ya verilmiş. Bir Cumhuriyet devrimcisi olarak sana düşen görev, buna da direnmektir. Tabii eğer kabul edersen Jim.

Yazarlar
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019