Melih ALTINOK
Twitter'daki ya da İnstagram'daki güzellik yarışması temennisi tadındaki yorumlardan görmüşsünüzdür. Dün, Dünya İnsan Hakları günüydü.
1948'den beri tedavülde olan bir geyik işte!
Zira güne yamanan "insan hakları" vurgusu, bizzat ihlallerin sorumlularının eseri.
Bugün adına kanıp "medeniyet göstergesi" sandığımız bu bildiri, II. Dünya Savaşı'ndan sonra gündeme geldi.
Savaşın kazananları, "dünyadaki devletler bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını" her şeyden çok önemsediklerini söylüyorlardı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu da Haziran 1948'de bu konuyla ilgili bir bildiri hazırladı. Metin, 10 Aralık 1948'de Genel Kurul'un Paris'te yapılan oturumunda kabul edildi.
Toplantıda dönemin 6 sosyalist devleti çekimser kalacaklarını açıkladılar.
Peki, neydi, "insan hakları" gibi süslü bir cümlenin büyüsüne rağmen çekimser kalabilme cesareti gösterebilmelerinin gerekçesi:
"Bildiri, burjuva sınıfından olan insanların sınıf çıkarını koruyor ve işçi sınıfını egemen sınıflarla uzlaşmak zorunda bırakacak!"
O dönemde bunu söyleyenlerin "çağdaş dünyadan" aldıkları sert tepkileri tahmin etmek zor olmasa gerek, değil mi?
Ne var ki, "İnsan haklarının" güya BM kararıyla güvence altına alınmaya çalışıldığı 1948'den günümüze kadar geçen 69 yıl adeta, o çekimserlerin haklılığının resmi.
Çünkü söz konusu bildiri sosyalistlerin söylediği gibi tam olarak "bağzılarının" hakları ihlal edilince gündeme geldi.
Evet, gediklilerin yani "burjuvaların."
Yoksul halklar, bireyler hiçbir zaman bu konsensüsün nimetlerinden yararlanamadılar.
Bosna'da, Ruanda'da, Irak'ta, Kamboçya'da, Afganistan'da, Irak'ta, Libya'da Suriye'de hiç gündeme gelmedi bu küresel kararlılık...
Yani yalnızca, 14-15 İsrail askerinin yaka paça tutukladıkları 14 yaşındaki Fevzi El-Junidi'nin gözüne değil, epeydir hepimize takılı o göz bağı!
Ancak, dünya üzerindeki hak ihlallerinin baş sabıkalısı olanlar, evrensel insan hakları bildirisinin altına imza attıkları için hep temizler. İmajları yerinde.
Kimileri için hep mesai yapan uluslararası hukuk, onlar için bir gün bile çalışmıyor.
Çünkü onlar, Tıpkı Orwell'ın 1984'ünde anlattığı gibi "mevzuu" çözmüşler. Onlar da romandaki egemenler gibi, "savaş bakanlığı"na "barış bakanlığı" , "barış bakanlıklarına" da "savaş bakanlığı" adını vermişler...
Bizler de yıllardır kuzu kuzu onların diliyle konuşuyoruz. Kavramları onların verdiği isimlerle tanıyoruz.
Zulüm niye bitsin, deli mi ki?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019