Mücahit BİLİCİ
Bir zamanlar Silvan’da Şafi isminde bir adam vardı. Camcıydı. Dükkân sahibi olmak önemli, camcılık da nispeten teknoloji gerektiren bir işle meşgul olmak gibiydi. Camcı Şafi, bir gün Silvan’a Anadolu’dan gelen bir Türk öğretmen kadına âşık oldu. Fakat aşkına beklediği karşılığı bulamadı. Reddedilme sebebi her ne ise onu ortadan kaldırmaya azmetti. Önce dükkânını sattı. Kadının peşinden onun memleketine giderek kültürel ihtidaya teşebbüs etti. Bir türlü aradaki engeli aşamadı. Yaptıklarından anlaşıldığı kadarıyla Camcı Şafi, “din terakkiye manidir”e benzeyen şu sonuca varmıştı: “Kürtlük aşka manidir.” Ya o sebepten reddedildi, ya da kendisi reddi o sebebe bağladı, bilemiyorum, ama durum hayra alamet değildi.
Camcı Şafi, daha sonra Silvan’a geri döndü. Mağlup bir savaşçı olarak değil, muzaffer bir komutan gibi ihtişam ile döndü. Bulduğu çözümü de yanında getirmişti. İlk işi herkese ismini değiştirdiğiniilan etmek oldu. Şafi iken Hanifi mi olmuştu yoksa? Hayır, sonuna kadar gitmişti. Camcı Şafi herkeseisminin artık Alparslan olduğunu söylüyordu. Üzerinde bayrak resmi olan tişörtler giymeye başlamış, koltuğunun altına büyük bir iftiharla koymak üzere en milli gazeteyi bile seçmişti. O bayraklı tişörtünü giyemediği zamanlar mutlaka bir elinde bayrak bulundururdu. Şafi, sağcılık ve Türkçülüğü temsil ettiğini zannettiği Türkiye gazetesini itina ile her gün alır, onunla Silvan’ın ana caddesini baştanbaşa dolaşırdı. Camcı Şafi’nin bu ulus aşan meczupluğu karşısında Silvan’da güçlü olan PKK bile belli ki ne yapacağını bilemiyordu.
Evet, Camcı Şafi bayrak guslü almış, Alparslan olmuştu. Etnik cenabeti izale ve kendini kendinden tenzih etme teşebbüsünü bir rutin faaliyet hâline getirmişti. Bu ritüelini, bütün bir şehir ahalisi ile bir meydan muhaveresine çeviren Camcı Şafi acaba hâlâ hayatta mıdır, Silvan’da mıdır ve en önemlisi bu travmayı atlattı mı, bilmiyorum.
Şafi’nin trajik hikayesini, “bakın Kürtler ne acılar çekti” demek için anlatmadım. Bilakis, Türklerin gözüne pek görünmeyen ve sıradanlaştığı için belki Kürtlerin de normal karşılamaya başladığıgürültüsüz bir engizisyona dikkat çekmek için anlattım. Buna sömürgeci ruh tecavüzüdiyebiliriz. Bunun insanlar üzerinde nasıl bir tahribat yaptığını görmek zordur. Camcı Şafi örneğisadece bu durumun içi dışına çıkmış renkli (en azından, kırmızı-beyaz) bir hikâyesidir.
Türk milliyetçiliğini neredeyse zararsız bir gülünçlük seviyesinde ele almaya yatkın çok insan var. Dağ ve taşlara Ne mutlu Türk’üm diyene yazılması hakkında “elbette yanlış, çok saçma şeyler bunlar” diyen insanlar, o yazıların, farkında olmadığımız o görünmez suçunun belki farkında olmayan ortaklarıdır. Nasıl ki hırsızlık ve tecavüz suçu karşısında, “ay ne ayıp, hiç yakışmıyor” denemeyeceği gibi bu tarz sömürgeci tecavüz karşısında da “bunlar çok gereksiz, yanlış şeyler” denemez. Bunu demek, değil adaletin ve edebin, edebiyatın bile kurallarına aykırıdır. Nasıl ki, Ne mutlu Türk’üm diyene yazıları o yazılardan daha büyük bir tahakküm atmosferinin sızıntısıdır, öyle de Camcı Şafi’nin trajik hikâyesi, Kürtlere karşı işlenen suçların onları görünmezleştiren bir tarih perdesindeki anekdotal bir delikten görünen kısmıdır.
Elbette birileri “iyi, güzel de Türkiye bunları aştı. Şimdi TRT Şeş’te Kürtçe yayın var, bunlar geride kaldı” diyecektir. Doğru, değişen çok şey var. Ama Camcı Şafi’nin hakkını kim verecek? Onu Kürtlüğünden utanır hâle getiren tahakküm atmosferinin sorumlusu olan şahs-ı manevi bugün hâlâ ortalıktadır.
Neden devlet çıkıp tüm Kürtlerden mertçe ve açıkça özür dilemiyor? Yoksa Kürtlerin statüsü böyle bir özre müsaade mi etmiyor?
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025