Mücahit BİLİCİ
Yıllarca devletçi-Sünnicilik ve Türkçülük yaptınız. İkisinden de ceza alıyorsunuz. Milliyetçiliğe bazen isteyerek bazen de siyaseten verdiğiniz rüşvetler yüzünden maksadınızın aksi ile tokat yiyorsunuz. Cebini doldurmaktan başka derdi olamayanlar size vatan haini diyor. Değil sizin kendi meşrebinizce samimi dindarlığınızın, belki sizin yanlış Türkçülüğünüzün bile kenarından geçemeyecek derekedeki kimi partizan memurlar sizi gayrımillilikle suçluyor. Yanlış olarakseccade yaptığınız şeyin karşılığında onu paspas yapmış olmakla suçlanmanız da kaderin bir adaletidir. Türkçülüğü bırakın. Türkiye kutsamalarını terkedin. Âl-i Beyt’in sünnetine sarılın. Başıma gelen Kerbela diyenin Hüseyni olmaya çalışması gerek. Devleti kutsallaştırarak ona sahip olmak yerine toplumu güçlendirerek devlete karşı halkı ve hakkaniyeti savunun. Sahibini kolayca canavarlaştıran devleti ve iktidarı değil, hakkaniyeti, adaleti, mazlumun yanında olmayı seçin. Kaderin bir remzidir ki devlet, demokratikleşmeden sizin olamayacak. İnhisar arzusuna karşı inhisar tokadıdır muhatap olduğunuz. Vatandaşlığa talip olun, devlet sizin (ve herkesin) olacaktır.
Hükümetin (dinle bağı zayıf ama İslamcı geçinen) memurlarının sizi ve cemaatinizi tekfir etmeihtimalinin eli kulağındadır. Bu tarz bir vicdan-sûz hamleye karşı hazırlanın. Vur emrini alıp öldürmeye çalışan yalaka ve memur ordusunun seviyesine siz de mukabele-i bilmisil yoluyla düşmeyin. Haksızlığa karşı haksızlık yapmadan sabırla karşılık verin, hak yerini bulacaktır.
Bediuzzaman Said Nursi’nin anlam katmanları ile örülü kitaplarını sadeleştirerek (anlam fakirleştirmesi ile) sunma hakkına/içtihadına sahipsiniz. Ama o kitapların üstüne kitapların orijinal ismini ve Bediuzzaman’nın adını yazmayın. Bunu yapmayın diye size yalvaran o kadar çok Nurcu cemaate ve insana cevap vermeye bile tenezzül etmediniz. Yaptığınız şeyde haklı bile olsanız, bu insanların rica ve yalvarışları karşısında gücün kibriyle hareket ettiniz. ‘Varsın bu da olmasın’ demediniz. Hâlâ geç değil: özür dileyiniz.
Kürdistan gerçeği ile barışınızı yapın. Bilin ki Türkiye bir Kürdistan’a hamiledir. Bir gün elbet doğuracaktır. Ya milliyetçilikle Kürtlere karşı azdırılmış Türkçü kamuoyunun bu yanlış hissiyatını ret ve tadil yoluna gidin, ya da kaybedeceksiniz. Milliyetçilik treniyle Türklerin gidebileceği bir yer kalmadı. Hükümet bile Müslümancılık üzerinden giderken sizin tek seçeneğiniz demokrasi ve hürriyetlerdir. Türkiye’de Kemalizm ve Türk milliyetçiliği çöktü. El an iktidarda olan söylem Müslüman milliyetçiliğidir. Muhalefete düşmüş dindar olmayanların ise sarılacağı tek ip demokrasi ve haklar ipidir. Gelecek liberal ve demokratik bir dindarlıktadır. Muhafazakâr ezberleri maziye bırakın.
Kürtlere güdülecek hayvan, bakılmaya muhtaç çocuk muamelesi yapan geleneksel Türk zihniyetini Şefkat Tepe gibi pespaye diziler yoluyla ayakta tutmaktan vazgeçin. İçinizdeki Kemalist tortulara karşı da bir Ergenekon davası açın. Kürtler konusunda “eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal”in sözkonusu olduğunu görün. Kürtler ile PKK’yi ayrı tutabilirsiniz ama PKK’yi yok sayarak veya yok etmek isteyerek Kürtlerle birlikte yaşama amacını gerçekleştiremezsiniz. PKK Kürt milletinin bir parçasını temsil ediyor. İdeolojik damak tadınıza uymasa da demokratik açıdan toplumsal tabanı olan gerçeklere karşı direnemezsiniz. Kemalist cerahati akıtmak için Türkçülüğe verdiğiniz rüşvetin milyonda birini bir muhatap olarak Kürt milliyetçiliğini bile terkeden PKK’ye vermelisiniz.
İyi niyetle çok kötü şeyler yaptınız. Nasıl bugün Başbakan istihbarat örgütü eliyle başta medyada olmak üzere tam bir istibdad tesis ettiyse, sizin de cemaatiniz polis ve medya imkânlarıyla güçlü olduğu dönemde benzer bir istibdat uyguladı. Yayın dünyasında bunun örnekleri çoktur. Görmelisiniz kieleştiriye tahammülsüzlükte Cemaat olarak Başbakan ve onun memurlarından geride kalmadınız.Sahte övgüyü hep samimi eleştiriye tercih ettiniz. Siyasi davrandınız. Cemaat olarak sizi seven mensuplarınız dışındaki ekser insanların sizden neredeyse nefret etmesinin sebebi budur. Cemaat enaniyetini, dine hizmet ediyoruz diye dokunulmaz kıldığınız bencilliğinizi terkedin. Bencil olmaya, kendi işinize odaklanmaya hakkınız var. Ancak kimseden dine hizmet ediyoruz diye itaat, teslimiyet beklemeyiniz.
Gücü ve iktidarı (dine hizmet etmek için) önemsediğiniz için tedbirde ölçüyü kaçırdığınız çok olduğu gibi, nice yalaka insanları da ihya etmeyi hizmetinizin gereği saydınız. Bugün şekvacı olduğunuz yalakaları mevcut mantığınızla yarın siz iktidar olsanız yine istihdam edersiniz. Yarın onu yapacaksanız, bugün onlara layıksınız demektir. Unutmayın: Kemalist hegemonya çöktü. Her şeyde açık ve net olun. Siyaset yaparken muhataplarınızın zekâsını hafife alan propagandadan uzak durun. Bundan sonra siyasette sıdk ve salahat esas olacak. Siyasi riyadan sakının ve iyi niyetin asla kötü araçlara muhtaç olmadığını unutmayın.
Twitter: @mucahitbilici
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Teostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu
7.12.2025 - Kemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu
13.11.2025 - Heidegger’in Kulübesi’nin Heidegger’in Felsefesi ile ilgisi var mı?
12.11.2025 - Akademi hakikatin peşinde midir?
31.10.2025 - Türkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri
20.10.2025 - Yapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk
6.10.2025 - Trump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı?
28.09.2025 - Tektonik Kırılmalar: Liberalizmin Tasfiyesi ve Müslümanlar
21.09.2025 - Panoptikon’dan Palantir’e: İnsan kalesi nasıl düştü
6.09.2025 - Plazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz
30.08.2025
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Ergin AKYILDIZ
Doğru bu halk 1930 lar ve sonrası yerine 630 ları benimsiyor.Peki sizin farkınız ne?Siz hangi yılların demokrasisinde 630 ların ülkenin başına bela olmasına destek olarak halkı özgürleştirdiğini gördünüz.Sizin yaptığınız İran devriminde SOL adına mollalara destek olanların yaptıklarının aynısı değil mi.Umarım sonlarıda (Sonunuz da) aynı olmaz. Bence sizde bırakın 1930 ları gelin varolan TÜRKİYE realitesini görerek modern bir anlayışla bu ülke insanının anlayacağı sıfıra yakın bir yerden başlayarak sosyal-hukuksal-ekonomik....demokrasiyi inşa edelim.Sırf CHP yi geçmişle vurarak gideceğiniz yer işte o kadar; 630 lar...orayada sizin canlı gitmeniz biraz zor...Çünkü size sadece dikenli yolda CHP dikenini yok etmek için ihtiyaçları var.Gerisi fasa-fiso..